Logo

3. Hukuk Dairesi2023/947 E. 2023/2790 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zamanaşımına uğramış bonolara dayalı alacak davasında, borcun ödendiğine dair savunmanın ispat yükü ve faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımına uğramış bonoların delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve davacı alacak iddiasını ispatladığı, davalılar ise borcun ödendiğini iddia ettikleri halde bunu ispatlayamadıkları, ayrıca davacı tarafından başlatılan icra takibinin açılmamış sayılmasına rağmen davalıları temerrüde düşürdüğü gözetilerek, ilk derece ve istinaf mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/231 E., 2022/1471 K.

DAVA TARİHİ : 25.01.2017

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/387 E., 2020/264 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalıların murisi ... ölmeden önce 2013 yılında kendisinden toplamda 145.000,00 TL borç aldığını, karşılığında biri 110.000,00 TL, diğeri 35.000,00 TL değerinde iki adet bono verdiğini, borcunu ödeyemeden ... vefat ettiğini ileri sürerek; toplam 145.000 TL'nin bonoların ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; bononun vade tarihinden itibaren başlayarak geçen üç yıllık süreçte (01.06.2013 ve 01.06.2016 tarihleri arasında) ortada hukuki ve teknik anlamda bir takip bulunmadığından ilgili bonoların 01.06.2016 tarihinde kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, davaya konu borç senedi her ne kadar davacı ... adına düzenlenmişse de alacaklı tarafın ölen ... ablaları ... ve ... olduğunu ve miras payının devri suretiyle 29.01.2007 tarihinde borcun ödendiğini, verildiği tarihte vade ve tanzim tarihi boş olan senedin davacı tarafından sonradan doldurularak işleme konulduğunu, alacağın söz konusu olmadığını, ölen ... kızkardeşi ...'nin eşi olan davacının kötü niyetli ve haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; zamanaşımına uğramış bonolara dayalı açılan alacak davasında, davacı tarafça borçlu muristen olan alacağın davalı mirasçılardan istendiği, davalı tarafça bonolara dayanan alacağın 2007 yılında tapuda satış olarak gösterilen tarlanın devri ile ödendiği iddiasında bulunulduğu ancak bonoların alacaklısının davacı, tapuda satış yoluyla gayrimenkulü devralanın ise dava dışı ... olduğu, bonoların düzenleme tarihinin 01.03.2013, tapuda işlem yapılma tarihinin 29.01.2007 tarihi olup dinlenen tanıkların borç alışverişinin tarihi, bonoların düzenleme tarihi ve miktarı konusunda net bilgiye sahip olmadıkları, bonoların düzenleme tarihinin daha önce olduğuna ilişkin davalı tarafça delil sunulamadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile 145.000,00 TL'nin davalıların temerrüde düşürüldükleri ... İcra Müdürlüğünde takip yaptıkları 14.08.2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte miras payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar; davaya konu senetlerin davacı tarafından tahrip edilerek oluşturulmuş evraklar olup tanzim tarihi başta olmak üzere içerdiği bilgilerin gerçek dışı olduğundan alacağın varlığını ispatlayamadığını, sadece yazılı delil başlangıcı niteliği olduğunu ve delil vasfı olmadığını, senetlerde çift tanzim tarihinin bulunduğunu, davacının senedin düzenlenme nedenini ispatlayamadığını, verildiği tarihte vade ve tanzim tarihlerinin boş olan senetlerin davacı tarafından sonradan doldurulduğunu, açılmamış sayılan icra takibinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, ispat yükünün yer değiştirilmediğini savunarak, kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; imzası inkar edilmeyen, zamanaşımına uğrayan yazılı delil başlangıcı niteliğindeki davaya dayanak senetler ve tanık beyanları ile davacının davalıların murisine borç para verdiğini ispatladığı, davalıların da murisin borç para aldığını, senetlerin muris tarafından verildiğini kabul ettiği ancak muris tarafından ... İli ... İlçesi ... Köyündeki taşınmazlarda intikal yapılırken miras paylarını her iki ablası lehine almayarak 29.01.2007 tarihindeki işlem ile ödendiğini savundukları, ispat yükünün davalı tarafa geçtiği, bonoların alacaklısının davacı, tapuda satış yoluyla gayrimenkulü devralan kişinin ... olduğu, bonoların düzenleme tarihinin 01.03.2013, tapuda işlem tarihinin 29.01.2007 tarihi olduğu, dinlenen tanıkların borç alışverişinin tarihi, bonoların düzenleme tarihi ve miktarı konusunda net bilgiye sahip olmadıkları, bonoların düzenleme tarihinin daha önce olduğuna ilişkin delil sunamadıkları, böylece davalı tarafça borcun iddia ettikleri şekilde ödendiği hususunun ispatlanamadığı, Mahkemece hatırlatılması üzerine davalı tarafın yemin teklif hakkını kullanmadığı, davalıların haklarındaki ilk icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, ödeme savunmasının usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, zamanaşımına uğramış bonolara dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. ''Zamanaşımına uğrayan bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukukunun tanıdığı özel imkânlardan yararlanamayacak ve hatta adi senede dahi dönüşemeyecektir. Zira zamanaşımına uğrayan bono fiziki olarak ortada olsa bile maddi hukuk anlamında artık hiçbir şey ifade etmemekte sadece ispat hukuku alanında delil başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla zamanaşımına uğrayan bono adi senede dönüşmeyeceği için, alacağın ispatı açısından tek başına yeterli olmayacak, bununla birlikte sadece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 202. maddesi kapsamında bir (yazılı) delil başlangıcı olarak kullanılabilecektir; (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2021 tarihli ve 2017/(19)11-937 E., 2021/357 K. sayılı kararı).

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 202 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince, senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.

3. Değerlendirme

1. Davalıların murisi Şahabettin tarafından borcuna karşılık olmak üzere davacıya verildiği iddia edilen 110.000,00 TL ve 35.000,00 TL bedelli zamanaşımına uğramış bonolara dayanılarak açılan alacak davasında, zamanaşımına uğrayan bonoların delil başlangıcı niteliğinde olup alacağın ispatı açısından tek başına yeterli olmayacağı ancak tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabileceği ve alacak iddiasında bulunan davacının davayı ispat etmesi gerektiği sabittir.

2. Bu durumda, ispat yükü davacı tarafta iken zamanaşımına uğrayan bonoya ilişkin olarak davalıların imza inkarında bulunmadıkları gibi borç para alındığını inkar etmedikleri ancak paranın davacıdan değil davacının eşi ve aynı zamanda davalıların halası ... ile diğer halası ...'den alındığını ve miras payının devri suretiyle borcun ödendiğini iddiasında bulundukları nazara alındığında, ispat yükünün davalı tarafa geçtiğinin kabulü gerekmektedir.

3. Davalıların 15.09.2020 tarihli duruşmada yemin teklifinde bulunmayacaklarını beyan ettikleri, senet tarihinin tapuda işlem yapılma tarihinden sonra olduğu, senette oynama yapıldığına ilişkin delil sunulamadığı, tanık ...'ın görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, tanık ...'ın beyanın ise davalı tarafça borcun ödendiği iddiasını ispatlayacak açıklıkta olmadığı anlaşılmaktadır.

4. Faiz başlangıç tarihine ilişkin olarak; davacı tarafından davalılar aleyhine davaya konu bonolar nedeniyle 14.08.2015 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine ilişkin icra takibinde, icra dosyası süresinde yetkili icra dairesine gönderilmediğinden takibin açılmamış sayılmasına karar verildiği, böylece davalıların icra takibi ile temerrüde düşürüldükleri ve bu tarih itibariyle faizin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi doğru bulunmakla, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.