"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/86 E., 2022/299 K.
DAVA TARİHİ : 11.12.2014
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmistir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalının sahibi olduğu daireyi satın aldığını ve bu dairenin 15 gün içinde boş olarak teslimi konusunda da mutabakata varıldığını, ancak dairenin süresinde teslim edilmemesi üzerine dairenin tahliyesi ve ecrimisil talebiyle başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine dava dışı üçüncü kişi fuzuli şagile karşı dava açıldığını, bu dosyanın yargılaması devam ederken de birikmiş kira alacaklarının tahsili için davalı aleyhine icra takibine başvurulduğunu, bu takibe yapılan itirazın iptali için açılan davanın ise önceki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş olmasına rağmen sehven birikmiş kira alacağı olan 15.000,00 TL için bir hüküm kurulmadığını, bunun yanında satım esnasında dairenin bedelinin yarısının teslim ile birlikte ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğunu, davalının buna rağmen elindeki 40.000,00 TL bedelli teminat senedini takibe koyduğunu, bu takibe itirazları karşısında da davalı yanca itirazın iptali davası açıldığını, o dosyada yapılan yargılamada 15.000,00 TL birikmiş kira alacaklarının mahsuba tabi tutulmuş olduğunu ve halen bu miktarı tahsil edemediklerini ileri sürerek bu 15.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının dava konusu alacakla ilgili dava dışı ...'e dava açtığını, aynı alacağa ilişkin 2014/14334 esas sayılı dosyayla mükerrer takip başlattığını, takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasının 2010/137 Esas sayılı dosyayla birleştirildiğini ancak birleşen dava hakkında karar verilmediğini, davacının temyiz etmemesi nedeniyle kesinleştiğini, tekrar aynı alacak için dava açıldığını, söz konusu alacağın tahsil edildiğini, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/450 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda kendisinin alacaklı olduğu 40.000 TL'den dava konusu alacak mahsup edilerek mevcut borcun tespit edildiğini, davacının alacağının kalmadığını savunarak davanın reddine ve lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.11.2015 tarihli ve 2014/599 E., 2015/459 K. sayılı kararıyla, davacının talep ettiği 15.000 TL nin mahkemenin 2011/451 esas sayılı dosyasında davalı olan ...'nın o davanın davacısı Zeki'ye olan borcundan mahsup edilerek karar verildiği, bu şekilde davacının alacağının tahsil edilmiş olduğu, aynı alacağın mükerrer olarak talep edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karsı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmustur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.10.2018 tarihli ve 2016/19245 E., 2018/9932 K. sayılı ilamıyla; "...eldeki davada talep edilen 15.000,00.-TL birikmiş kira alacağı hükme esas alınan o dosyada davacı ...'nın toplam kira alacağı olarak hesaplanan 40.625,00 TL'den düşülerek hesap yapıldığı, dolayısıyla 15.000,00 TL yönünden davacı lehine hüküm oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, bilirkişi raporu ile bu rapora dayalı hükmün değerlendirilmesi yerinde olmayıp bu şekilde de yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması da hatalı olmuştur. Bu nedenle, mahkemece, gerekli görülmesi halinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi de sağlanarak, dava konusu alacağın hukuki ve fiili nitelendirmesini doğru yapılması suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bozmaya uyularak verilen karar
Bozmaya uyan mahkemece; davada talep edilen 15.000,00 TL kira alacağı bedelinin mahkemenin 2011/450 E. Sayılı dosyasında davacının toplam kira alacağı olarak hesaplanan 40.625,00 TL 'den düşülerek hesap yapıldığı, dolayısıyla 15.000,00 TL yönünden davacı lehine hüküm oluşturulmadığı, davacının talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 15.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; mevcut delillere göre tarafların karşılıklı alacakları mahsup edildiğinde alacağının bulunmadığını, taşınmazın tahliye tarihinin kesin olarak tespit edilmediğini, davacının taahhütlerini yerine getirmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmistir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taşınmaz satışından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 ve 26 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında düzenlenen daire satış sözleşmesine göre; dairenin 18.05.2009 tarihinde satıldığı, halen satıcının(davalının) kardeşi ...'in kiracı olduğu, dairenin 30.06.2009 tarihinde boş olarak teslim edileceği, 15 günlük gecikme halinde alıcının hiçbir hak talep etmeyeceği, ancak 15 günden sonraki gecikmeler için davalı tarafından davacı ...'a her ay 1.250,00TL kira bedeli ödeneceği, 6 ay içinde teslim edilememesi halinde 10.000 TL tazminat ödeyeceği, anlaşmaya karsılık davacının 40.000,00 TL tutarlı senet imzalayıp verdiği, daire teslim edildiğinde satıcıya 40.000 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
2. Dava konusu alacağın belirlenmesine yönelik daha önce açılan davalar neticesinde, davalı ... tarafından açılan davada eldeki davada talep edilen 15.000 TL birikmiş kira alacağı davacı ...'nın toplam kira alacağı olarak hesaplanan 40.625,00 TL'den düşülerek hesap yapıldığı, ancak 15.000 TL yönünden davacı lehine hüküm oluşturulmadığı anlaşılmaktadır.
3. Buna göre; somut uyuşmalıkta bozma ilamına uygun olarak değerlendirme yapıldığı, davacının talep ettiği alacak hakkında daha önce karar bulunmadığı, mükerrer talep edilmediğinin belirlenmiş olmasına, kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.