"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ :11.02.2021
İLK DERECE MAHKEMESİ :... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2021/50 E., 2021/451 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve duruşma talepli olarak davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden verilen kararda reddedilen ve temyize konu edilen miktar 3.463,08 TL olup karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kaldığından, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının duruşma talebinin kabul edilen miktar itibariyle reddine, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; davalı ile aralarında Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davası sonunda aleyhlerine 13.09.2018 tarihinde 212.851,42 TL'ye hükmedildiğini, karar kesinleşmeden 30.10.2018 tarihinde davalıların banka hesabına 264.510 TL gönderildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince 20.02.2019 tarihinde kararın kaldırıldığını, İlk Derece Mahkemesinde yeniden yapılan yargılama sonunda davalılar lehine 16.01.2020 tarihinde 93.334,44 TL'ye hükmedildiğini, böylece borçlulara fazladan 129.876,64 TL ödendiğini, bu paranın iadesi için davalılar aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; icra takibinin ilamlı icra olması nedeniyle 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesinin uygulanmasının gerektiğini, davaya konu kararın Yargıtay incelemesinde olup henüz kesinleşmediğini, işlemiş faiz talep edilemeyeceğini savunarak; davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen mahkeme ilamları uyarınca davacının yaptığı fazla ödemenin iadesine yönelik talebin ve takibin yerinde olduğu, davacı tarafın Mahkeme kararının kesinleşmesini beklemeden iyi niyetli olarak ödeme yaptığı, bu yönden yapılan itirazın Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi kapsamında yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar; davacı tarafından usulüne uygun takip başlatılmadığını, 2004 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararı henüz kesinleşmediğinden davacının talep edebileceği alacağının ve işlemiş faiz alacağının olmadığını, icra inkar tazminat şartlarının oluşmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı idare tarafından 30.10.2018 tarihinde yapılan ödemenin dayanağı olan mahkeme ilamının ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarihli kararı ile ortadan kalktığı, bu tarih itibarıyla fazla ödenen bedel yönünden davalıların sebepsiz zenginleştikleri, böylece kesinleşen mahkeme kararına göre davanın açıldığı 11.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 94.334,44 TL'nin ödenmesi gerektiği, işlemiş faizin davanın açıldığı 11.05.2017 tarihinden ödemenin yapıldığı 30.10.2018 tarihine kadar yıllık %9 oranında 12.664,40 TL olduğu, kesinleşen mahkeme ilamında ayrıca davacının davalılara 12.911,77 TL vekalet ücreti ve 4.266,17 TL yargılama gideri ödemesine hükmedildiği, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararının verildiği 13.09.2018 tarihinden 30.10.2018 ödeme tarihine kadar vekalet ücreti ve yargılama giderlerine de işlemiş 201,84 TL faizin ödenmesi gerektiği, davacının davalılara ödemesi gereken miktarın 124.378,62 TL olduğu, davalılara toplam 264.510,00 TL ödeyen davacının fazladan 140.131,38 TL ödediği, davacının bu miktarı davalılardan talep etme hakkının bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.02.2019 tarihli kaldırma kararı ile zenginleşen davalıların kaldırma kararından itibaren fazla ödenen bedel yönünden faiz talep edebileceği, icra takibinde 129.876,64 TL asıl alacak talebinde bulunulduğu, davacının talebi ile bağlı kalınarak 129.876,64 TL asıl alacak için 20.02.2019 tarihinden 05.02.2020 takip tarihine kadar yıllık %9 oranı üzerinden faiz talep edebileceğinden 11.364,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 141.240,85 TL alacak yönünden dava açılmasında haklı olunduğu, takip tarihi itibarıyla davacıya iade edilmesi gereken miktar ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/138 E. ve 2020/27 K. sayılı ilamı doğrultusunda davalılar yönünden belirlenebilir nitelikte olduğundan davalılar aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği, ancak icra inkar tazminatı takipte talep edilen asıl alacak miktarı üzerinden hesap edilebileceğinden icra inkar tazminatının belirlenmesinde işlemiş faiz alacağının dikkate alınmasının mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş ise de, kararda icra inkar tazminatının miktarı gösterilmediği gibi %20 oranın hesaplanmasında asıl alacağın dikkate alınması gerektiği de belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratıldığı, davaya konu takipte talep edilen miktarın tamamından davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılmadan eksik ve hatalı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak bu husustaki hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle; davalıların istinaf başvurusunun kabulüne, gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalıların takip dosyasında 129.876,64 TL asıl ve 11.364,21 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 141.240,85 TL alacağa yaptıkları itirazın iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, 129.876,64 TL asıl alacağın %20'si kadar icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkeme ilamı uyarınca fazladan ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Borçlunun temerrüdü" kenar başlıklı 117 inci maddesi: "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır."
2. Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an, var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur (HGK'nın 06.02.2008 tarihli ve 2008/3-40 E., 2008/102 K. sayılı ilamı).
3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Davaya konu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/338 E. sayılı dosyası ile, davacılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından davalı ... aleyhine 17.05.2017 tarihinde açılan tazminat davasında 13.09.2018 tarihinde davanın kısmen kabulüne, 212.851,42 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarihli ve 2019/88 E., 2019/102 K. sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, yeniden yapılan yargılama sonunda Mahkemenin 16.01.2020 tarihli ve 2019/138 E., 2020/27 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 94.334,44 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın 15.06.2021 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Şu durumda; davalılara yapılan ödemenin dayanağı kararın, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün kesinleştiği, eş söyleyişle davalıların sebepsiz zenginleşmesinin, kendilerine yapılan ödemenin dayanağı kararın ortadan kalkması ve sonrasında verilen yeni kararın kesinleşmesiyle ortaya çıktığının ve bu yeni olgu karşısında davalı tarafın iade borcu altına girdiğinin kabulü gerekir.
4. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/138 E., 2020/27 K. sayılı kararının kesinleştiği 15.06.2021 tarihinde iade borcu doğan davalıların, davanın 11.02.2021 tarihinde açıldığı da nazara alınarak, 15.06.2021 tarihinden ödeme tarihine kadar yürütülecek yasal faizle sorumlu olduğunun kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davalıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.