Logo

3. Hukuk Dairesi2023/986 E. 2023/2771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azledilen avukatın, vekâlet ücreti alacağının tamamını talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamından avukatın azlinin haksız olduğu, taraflar arasında yazılı olmayan vekalet akdinin bulunduğu, davacının davalı ... vekili olarak dava ve icra takip dosyaları açıp takip ettiği, haksız azil nedeniyle davacının kendisine verilen vekaletname doğrultusunda takip ettiği işler nedeniyle vekalet ücretine hak kazandığı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 01.07.2012 yılından azilname tarihi olan 25.07.2017 tarihine kadar davalı idare bünyesinde kesintisiz bir şekilde kısmi zamanlı avukat olarak hizmet verdiğini, davalı idarenin ... 2. Noterliğinin 25.07.2017 tarihli ve 11084 yevmiyeli azilnamesiyle herhangi bir sebep göstermeksizin hukuka aykırı bir şekilde kendisini azlettiğini, azil tarihine kadar görevini layıkıyla ifa ettiğini, takip ettiği dosyalardaki vekalet ücretlerinin ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı idarenin haksız ve hukuka aykırı azli nedeniyle hak kazandığı vekalet ücretleri için şimdilik 7.540,00 TL'nin haksız azil tarihi olan 25.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 14.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 653.481,78TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili kurumda tam zamanlı avukatlar olduğundan davacının azledildiğini, azlin haklı olduğunu, davacının sözleşme gereği alacaklarını aldığını, davacının takip ettiği dava ve icra dosyalarına ilişkin ne kadar vekalet ücreti tahsilatı yaptığını açıklamadığını, tahsilat varsa hesaplanacak miktardan mahsup edilmesi gerektiğini, açılan tüm dava ve icra dosyalarında harç ve masrafların müvekkili tarafından karşılandığını, temerrüdün gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 02.12.2020 tarihli ve 2019/79 E., 2020/239 K. sayılı kararıyla; işbu davada taraflarca süresi içerisinde bildirilen deliller kapsamında davacının azlinin haklı olduğuna dair bir delil sunulmamış olduğundan dosya kapsamında azlin haksız olduğunun anlaşıldığı, tüm dosya kapsamına göre düzenlenen bilirkişi heyet raporunun davacının talepleri ile davalının savunmalarını karşılaştırır, aradaki çelişkileri açıklar ve buna göre hesap yapar şekilde düzenlendiği ve azlin haklı ve haksız olmasına göre seçenekli hesap yapıldığı anlaşıldığından hükme esas alınabilir nitelikte olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafından 14.09.2020 tarihinde ıslah dilekçesi sunulduğu, 7.540,00 TL olarak açılan davanın 645.941,78 TL artırılarak toplamda 653.481,78 TL talep edildiği, davacı her ne kadar haksız azil tarihinden itibaren vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde talepte bulunmuşsa da davalının dava açılmadan önce temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından davanın kabulü ile; 7.540,00 TL yönünden dava tarihi olan 14.03.2019 tarihinden itibaren, 654.941,78 TL yönünden ıslah tarihi olan 14.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekilince istinaf edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30.11.2021 tarih 2021/1319 E., 2021/852 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin gerekçesinde toplam 653.481,78 TL alacağın kabul edildiği belirtildiği halde hüküm fıkrasında 7.540,00 TL ve 654.941,78 TL olmak üzere toplam 662.481,78 TL alacağa hükmedildiği anlaşılmakla gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı, bu halin HMK'nın 298 inci maddesinin 2 nci fıkrasına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan kabulü ile, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2020 tarihli ve 2019/79 E., 2020/239 K. sayılı kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası (a) bendinin 6 ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca getirilme ilkesinin hakim olduğu işbu davada taraflarca süresi içerisinde bildirilen deliller kapsamında davacının azlinin haklı olduğuna dair bir delil sunulmamış olduğundan dosya kapsamında azlin haksız olduğunun anlaşıldığı, tüm dosya kapsamına göre düzenlenen bilirkişi heyet raporunun davacının talepleri ile davalının savunmalarını karşılaştırır, aradaki çelişkileri açıklar ve buna göre hesap yapar şekilde düzenlendiği ve azlin haklı ve haksız olmasına göre seçenekli hesap yapıldığı anlaşıldığından hükme esas alınabilir nitelikte olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; 7.540,00 TL yönünden dava tarihi olan 14.03.2019 tarihinden itibaren, 645.941,78 TL yönünden ıslah tarihi olan 14.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; yerel Mahkeme kararının eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen bir karar olduğunu, müvekkili idare tarafından davacıya gönderilen haklı azilnamenin Sayıştay Raporu esas alınarak düzenlendiğini, davacıya ihtarname gönderilerek taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin sonlandırıldığını, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücretinin talep edilebileceğini, Mahkemece tüm vekalet ücreti taleplerinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının tam ücret talep etme hakkına sahip olmadığını, yaptığı işlerden dolayı emek ve mesaisi gözetilerek ücret takdir etmesi gerektiğini, yerel Mahkeme kararının gerekçe kısmında davanın 653.481,78 TL üzerinden kabul edildiğini, hüküm kısmında ise toplamda 662.491,78 TL hüküm altına alındığını, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Katılma yoluyla davacı vekili; yerel Mahkemece alacağın tamamına haksız azil tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ilk dava edilen miktar için dava tarihinden, ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihi itibaren faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek faize yönelik Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı idare vekilinin, hükmedilen miktar ve faiz yönünden, davacı vekilinin faiz başlangıcı yönünden istinaf talebinde bulunduğu, öncelikle davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesinin dava dilekçesi ile talep edilen tutara dava tarihi ve de ıslah edilen tutara da ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulamasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalının, dava öncesinde temerrüde düşürülmediğinin anlaşıldığı, somut olayda, taraflar arasında yazılı olmayan vekalet akdinin bulunduğu, davacının davalı ... vekili olarak dava ve icra takip dosyaları açıp takip ettiği, davalı idare tarafından haklı bir sebep olmaksızın vekillikten azledildiğin anlaşıldığı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesinin; ''avukatın azli halinde ücretinin tamamı verilir. Şu kadar ki avukat kusur ve ihmalinden dolayı azledilmiş ise avukatlık ücretinin verilmesi gerekmez.'' hükmünü içerdiği, davalı idarenin, davacı avukatın azlinin haklı olduğuna ilişkin bir delil sunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası (b) bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, idarenin taraf olduğu hukuki ... ve işlemlerin yürütülmesi nedeniyle davaya gerekçe olan taraflar arasında akdedilen ihale sözleşmesinin esasen dava dışı Av. ... ile yapıldığını, hukuk hizmetleri ihale sözleşmesi belirlenen süre sonunda bittiğinden idare tarafından davacıya sözleşmenin bitirildiğine dair ihtar gönderildiği, davacının, hizmet alım sözleşmesi kapsamında dava dışı Av. ... ile yapılan sözleşme gereğince adı geçen ihale sahibinin emir ve talimatları doğrultusunda çalıştığını, idarenin dava ve icra takip dosyalarının, hukuki işleyiş ve sonuçlarıyla ilgili doğrudan ihale sahibi ile muhatap olduğunu, taraflarca akdedilen hizmet alım ihale sözleşmesi gereğince idare ile ihale sahibinin talimat ve emri altında çalışan diğer avukatların, idareye karşı herhangi bir hak talebinde bulunmalarının hukuken mümkün olmadığını, takip edilip sonuçlandırılan tüm dava ve takip dosyalarında tüm sorumluluğun ihale sahibi olan avukatta olduğunu, zira kendileriyle yapılan bir sözleşme bulunmadığını, dolayısıyla ücret alacağı nedeniyle ihale sahibi ile ihale kapsamında çalışan avukatlar arasında belirlenen iç ilişki ve hiyerarşi gereğince davanın muhatabının idare değil, işbu dosya davacısının ücret alacağı yönünden esas muhatabının ihale sahibi olduğunu, taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, yerel Mahkeme ile İstinaf Mahkemesi tarafından, akdedilen ihale sözleşmesi gereğince takip edilip sonuçlandırılan dava ve takip dosyalarındaki vekalet ücretlerinin ihale sahibi avukata ödenip ödenmediğinin sorgulanmadığını, ücretlerin ödenmesinde esas muhatabın dava dışı ihale sahibi olan avukat olduğunu, tahsiline karar verilen ücretlerin mükerrer ödenmemesi için, idare tarafından davacının uhdesine geçen icra ve dava dosyaları nedeniyle ihale sahibine teslim edilen ücretlerin de tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun yasal mevzuata aykırı düzenlendiğini, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanmamış ve hükmedilmemiş vekalet ücretlerini de hak ettiği sonucuna varılarak hesaplama yapılmasının, davacının uhdesinde bulunan dosyaların hangilerinin tahsil edilip edilmediğinin belirlenmemiş olmasının, alacağın tespitinde tüm dosyaların tahsil edildiği esas alınarak değerlendirme yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, avukatın işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemeyeceği değerlendirilerek talebin buna göre tespit edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, haksız azil nedenine dayalı vekalet ücreti alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 505 ve devamı maddeleri.

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Avukatın, vekil olarak borçları Türk Borçlar Kanun'u 505 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil adı geçen Kanun'un 506 ncı maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. "Özen borcu" ile ilgili Avukatlık Kanunu'nun 34 üncü maddesinde mevcut olan, "Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler." şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır.

2. Avukatlık Kanunu'nun "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" başlıklı 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında: “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez." hükmü mevcuttur. Bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.

3. Tarafların iddia, savunma, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, yukarıda verilen hukuk kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile, dosya kapsamından avukatın azlinin haksız olduğu, taraflar arasında yazılı olmayan vekalet akdinin bulunduğu, davacının davalı ... vekili olarak dava ve icra takip dosyaları açıp takip ettiği, haksız azil nedeniyle davacının kendisine verilen vekaletname doğrultusunda takip ettiği işler nedeniyle vekalet ücretine hak kazandığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararı bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.