Logo

3. Hukuk Dairesi2023/987 E. 2023/1137 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinde öngörülen cezai şartın uygulanmasının haklı olup olmadığına ilişkin alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda uzman bilirkişi raporu alarak ve bu rapora dayanarak cezai şartın sözleşmeye uygun olduğunu kabul ederek davanın reddine karar vermesi, usul ve yasaya uygun bulunarak hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/118 E., 2022/72 K.

DAVA TARİHİ : 26.04.2012

KARAR : Davanın reddi

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili

tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı Kurum ile aralarında 2009 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi akdedildiğini, 21.10.2009 tarihinde davalının, davalı Kurum sigortalısı Faruk Caba'nın tedavisinde, belirtilen orandan daha fazla miktarda fark ücreti alındığını ve böylelikle sözleşmenin ihlal edildiğini iddia ettiğini ve 50.000 TL cezai işlem uyguladığını, yapılan sözleşmenin, sadece tetkik ve tedavi amacıyla yapılan işlemler yönünden, kurum hastalarından alınacak ilave ücret için sınırlama getirdiğini, ancak hastane tarafından sunulan diğer otelcilik hizmetleri hususunda sözleşmede herhangi bir sınırlama bulunmadığını, bu nedenle uygulanmış olan cezai şartın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve sözleşmenin ihlal edilmediğini belirterek alacaklarından mahsup edilen 50.000 TL'nin mahsup tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediğini, kurum sigortalısı Faruk Caba'dan %30'un üzerinde fark ücret alındığının tespit edildiğini, Sosyal Güvenlik kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi' nin 3.1.3.1 maddesine istinaden 50.000 TL cezai şart uygulandığını, % 30'dan fazla ilave ücret talebinde bulunulması halinde bu sözleşmenin (5.1.11) numaralı maddesine göre işlem yapılacağını, sözleşmenin (3.1.3.1) maddesinin ihlal edilmesi durumunda 50.000 TL cezai işlem uygulanacağını, bu nedenlerle uygulanan cezai şartın sözleşme hükümlerine ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini, %40 kötü niyet tazminatı ile birlikte istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.03.2014 tarihli ve 2012/356 E., 2014/144 K. sayısı belirtilen kararı ile; davacı şirketin borca aykırı davranışta bulunması için işlemden önce onay almadan hastadan ilave ücret talebinde bulunması durumunda sözleşmeye aykırılık gerekçesi ile davalı kurumca ceza koşulunun talep edilebilmesine olanak tanınacak yazılı onay alınmadığı hususunun ispat edilememiş olması karşısında davacının davasının 50.000 TL üzerinden kabulüne, cezai şart alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli ve 2015/37118 E., 2018/1585 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporu yetersiz olup mahkemece taraflar arasındaki sözleşme, SUT hükümleri ve davacı delilleri değerlendirilerek, gerektiğinde bu hususta da bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararıyla, davacının şartları oluşmayan cezai şartın iadesini talep ettiği, konusunda uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan 03.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda cezai şartın uygulanmasının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğunun belirtildiği ve bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/7216 E., 2022/9239 K. sayılı kararıyla, mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde, tetkik ve tedavi işlemleri haricinde kurum hastalarına sunulan hizmetler bakımından herhangi bir sınırlama bulunmadığını, sunulan hizmetler ve bedelleri ile ilgili hastalara gerekli bilgilendirme yapılarak söz konusu hizmetlerden yararlanmak istediklerine dair imzalı onay belgesi alındığını, yargı denetiminden geçen emsal kararların dikkate alınmadığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sağlık hizmeti satın alma sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a.1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi şöyledir;

''I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması''

b. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

''Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılmaz, bozma sebebidir. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum olup, buna " usuli müktesep hak" denilmektedir. Gerçekten, mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir çığıra sokulmuş demektir."

3. Değerlendirme

Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince alınan rapora göre hüküm kurulduğu, bozma kararının kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin incelemenin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davacının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.