Logo

3. Hukuk Dairesi2023/988 E. 2023/2679 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasında, davalı tarafından yapılan kısmi ödemelerin mahsubu ve davanın kısmi reddine ilişkin yargılama usulü uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak esas hakkında hüküm kurduktan sonra, hukuki varlığını yitirmiş olan ilk derece mahkemesi kararı üzerinden istinaf incelemesi yaparak usul hatasına düştüğü gözetilerek temyiz edilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1898 E., 2022/3287 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/258 E., 2020/281 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; adına kayıtlı taşınmazın satımı hususunda davalı ile anlaştığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 150.000,00 TL’nin tamamını ödemesine rağmen davalının tapuyu devirden kaçındığı gibi ödediği bedeli de iade etmediğini, bahse konu 150.000,00 TL tutarındaki alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; takibe konu parayı davacıdan borç olarak aldığını ve bu parayı 165.000,00 TL olarak fazlasıyla ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.11.2020 tarihli ve 2018/258 E., 2020/281 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından 150.000,00 TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip öncesi davalı tarafından borca mahsuben davacının eşi Kamer’e 40.000,00 TL ödemede bulunulduğu, işbu ödemenin davacıya yapılmış ödeme olarak kabul edileceği, davalının ödemesi gereken takibe konu bakiye alacak olan 110.000,00 TL’yi ise takip sonrası ödediği, bu nedenlerle davalının takip tarihi itibariyle borca itirazının 40.000,00 TL üzerinden haklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 110.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, takip sonrası yapılan ödemelerin tahsilde tekerrür olmamak üzere infaz aşamasında dikkate alınmasına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2021/1208 E., 2021/1571 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında düzenlenen davaya konu harici taşınmaz satış sözleşmesi ile davalı adına kayıtlı taşınmazın davacıya satışı hususunda anlaşmaya varıldığı, davacının satış bedeli olarak davalıya toplam 150.000,00 TL ödemede bulunduğu, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, sözleşmeye konu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye satılıp tapuda devredildiği, akabinde davacı tarafından 150.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki davanın itirazın iptali istemiyle açıldığı, davalı borçlu tarafından davacı alacaklının eşi dava dışı Kamer’in hesabına “borç ödemesi” açıklamasıyla yapılan ödemenin, takibe konu borca mahsuben yapıldığının ispat edilemediği, öte yandan davalı tarafından davacının hesabına takip sonrası toplam 125.000,00 TL ödeme yapılmış ise de, işbu ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınabileceği gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak; davanın kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptali ile 150.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 31.05.2022 tarihli ve 2021/7426 E., 2022/5268 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, eldeki dava ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 150.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamının talep edildiği, davalı borçlu tarafından takipten sonra ancak dava açılmadan önce borca mahsuben yapılan kısmi ödemenin toplam 125.000,00 TL olduğu, kısmi ödeme miktarınca davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınarak, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle ödeme anına değin takip sonrası işlemiş faiz alacağına mahsup edilmesi, fazlasının ise asıl alacaktan mahsup edilerek dava tarihi itibariyle belirlenecek olan asıl alacak miktarı üzerinden hüküm tesisi ve yine icra inkar tazminatına da bu miktar üzerinden karar verilmesi gerektiğinden bahisle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporu ile yapılan mahsup ve faiz hesaplamaları sonucunda bakiye alacak tutarının 27.707,14 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulü ile yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne, takibin 27.707,14 TL üzerinden devamına, fazlaya dair istemin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 5.541,42 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine kara verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda hesaplama yapılmadığı, toplam alacaktan ödenen bedelin düşülmesi suretiyle bedel belirlendiği, itiraz üzerine alınan ek raporda davalı vekilinin sunduğu tablo kabul edilerek belirleme yapıldığı, iki raporda da hesaplama yapılmadığı için bilirkişinin konunun ehli olmadığını gösterdiğini, hükme elverişli bulunmadığını, takip tarihinden önceki faizin dikkate alınmadığını, ödeme emrinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100 üncü maddesi ihtaratı yapıldığını, bu hususun değerlendirilmediğini, yeni rapor alınması gerektiğini, hesaplama yönteminin hatalı olduğunu, takibin açılmasına sebebiyet verildiğinden masrafların ve vekalet ücretinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacının eşine yapılan ödemenin değerlendirilmediğini, reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminatına hükmedilmediğini, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-b-2 maddesine göre karar verilemeyeceğini, istinaf kararı kaldırılmış olmasına, davacı tarafın istinaf nedenlerinin reddedilmesine rağmen davacının istinaf harçlarının iadesine karar verildiğini, kendileri yönünden ise harçların iadesine karar verilmediğini, istinaf başvuruları kabul edilmiş olmasına rağmen vekalet ücretine hükmedilmediğini, dava açılmadan önce yapılan ödemeler dikkate alınmaksızın 150.000,00 TL üzerinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminatın belirlendiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak düzelterek veya yeniden esas hakkında hüküm vermesi ve bu hükmün de Yargıtay tarafından bozulması ile ilk derece mahkemesi kararı hayatiyetini kaybetmiş olur. Hüküm mahkemesi sıfatıyla esas hakkında verdiği karara ilişkin bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesinin hüküm mahkemesi sıfatı devam ettiğinden, bozma kararına uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek infaza elverişli bir karar vermesi gerekir. Aksine hukuk dünyasında geçerli ve sonuç doğurabilir bir ilk derece mahkemesi kararı varmış gibi bu karara yönelik istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun veya başvurularının esastan reddine karar verilmesine olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak yeniden esas hakkında hüküm kuran bölge adliye mahkemesince bu sefer bozmaya uyularak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hâlinde, birden çok bölge adliye mahkemesi kararı bulunduğu ve belki de yıllar önce verilen ve hukukî geçerliliğini yitirmiş bir ilk derece mahkemesi kararına yeniden hayatiyet kazandırmanın sakıncaları dikkate alındığında, bu durumun infazda tereddütlere ve karışıklıklara neden olacağı ve hükmün infazını engelleyeceği yönünde bir etki yapacağını belirtmek gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2021 tarihli ve 2021/675 E. 2021/1458 K. sayılı ilamı).

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta; 150.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlatıldığı, İlk Derece Mahkemesinin 03.11.2020 tarihli ve 2018/258 E., 2020/281 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile takibin 110.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verildiği, karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında davanın kabulüne, 150.000,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verildiği, karara yönelik davalı vekilinin temyizi üzerine ise Dairece verilen 31.05.2022 tarihli ilamla; sair temyiz itirazları reddedilerek, takipten sonra davadan önce kısmi ödemelere ilişkin dava açılmasına hukuki yarar bulunmadığı, bakiye kısım yönünden faiz alacağına mahsup edilerek dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu görülmektedir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince; kararın bozulmasının ardından, İlk Derece Mahkemesi kararının incelenmesi durumunda verilebilecek "davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne" karar verilmiş, daha sonra esas hakkında hüküm kurma yoluna gidilmiştir. Önceki kararı temyiz edenin sıfatı ve yargılama sürecinde oluşan sonuç dikkate alındığında, davalının istinaf başvurusunun reddedilmesinin ardından aynı hükümde esas hakkında lehine karar verilmesi çelişki oluşturmuştur.

3. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak hüküm mahkemesi sıfatıyla yeniden esas hakkında hüküm kurulmakla İlk Derece Mahkemesi kararı hukukî varlığını kaybetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Daire bozma kararına uyulmakla yapılan yargılama İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesi mahiyetinde değildir.

4. Buna göre, Dairece verilen bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesince; uyulan bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek, sadece infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, varlığını kaybetmiş İlk Derece Mahkemesi kararı ile ilgili istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurularına yönelik karar verildikten sonra esas hakkında yeniden karar verilmesi, usul ve yasaya uygun bulunmadığından bozmayı gerektirmiştir.

5. Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.