Logo

3. Hukuk Dairesi2023/995 E. 2023/624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı avukatın, davalı tarafından vekaletten azledilmesi üzerine, haksız azil iddiasıyla vekalet ücreti alacağı için açtığı itirazın iptali davasının reddi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı avukatın, davalının açık talimatına aykırı olarak ve özen borcuna uymadan aynı borçluya karşı farklı bir belgeyle ikinci bir icra takibi başlatması, davalının azil işlemini haklı kıldığı ve azil tarihi itibariyle kesinleşmiş bir iş bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/286 E., 2021/209 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı avukat olduğunu, davalı ile arasındaki vekalet ilişkisine dayanarak davalının alacaklı olduğu, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/7058E., 2010/7059E., ... 17. İcra Müdürlüğünün 2011/5240E, ... 11. İcra Müdürlüğünün 2009/2098 E. sayılı dosyalarında alacaklı vekili olarak, ... 1. İş Mahkemesinin 2009/235E.sayılı dosyasında ise davalı vekili olarak davalıyı temsil ettiğini, görevini yapmakta iken davalı tarafından haksız olarak 14.6.2011 tarihinde vekaletten azledildiğini ve bu azil sonucunda vekillik görevinden dolayı kendisine hiçbir ücret ödenmediğini, bunun üzerine vekillik görevi ile ilgili olarak asgari vekalet ücreti alacaklarını tahsil etmek amacıyla davalı hakkında başlattığı icra takibine vaki itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durmuş olmasından dolayı %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacının kendilerinin talimatı olmadan aynı borçluya karşı farklı belgeyle ikinci kez icra takibi yaptığını, bunu öğrendiklerinde davacıyı derhal ve haklı olarak azlettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.03.2015 tarihli ve 2012/467 Esas, 2015/253 Karar sayılı kararıyla; davalı vakıf yetkilisi ...'in 27.01.2015 tarihli duruşmada yapılan isticvabında belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı avukatın davalının vekili olarak borçlu ... aleyhine başlattığı ... 11. İcra Müdürlüğünün 2009/2098 E. sayılı dosyasındaki takip dolayısıyla ... 1. İş Mahkemesinin 15.04.2010 tarih ve 2009/235 E.-2010/207 K. sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davası neticesinde takip konusu edilen bono sebebiyle ...'ün borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi üzerine, davalı tarafın borçlu ... hakkında yeni bir hukuki süreç başlatılmasını istemediklerini davacıya bildirdikleri, ancak davacının davalı tarafın bu talebine aykırı bir şekilde ve muvafakatleri olmaksızın ... aleyhine bu kez ... 17. İcra Müdürlüğünün 2011/5240 E. sayılı dosyası ile 16.06.2008 tarihli, "... BAŞKANLIĞI'NA" başlıklı ve "... 2008-2009 Eğitim Öğretim yılında tayin ve herhangi bir nedenle eğitim öğretim yılı içinde görevden ayrılmayacağımı taahhüt ediyorum. Uyuşmazlık halinde ... Mahkemeleri yetkilidir. Görevimden ayrıldığımda 10.000 YTL (On bin YTL) tazminat ödemeyi kabul ediyorum..." ibaresi bulunan, ... imzalı belgeye dayanarak aynı borca ilişkin olarak ikinci kez ilamsız icra takibi başlattığı, davacı avukatın üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorunda olduğu halde, davacı avukatın özen borcuna aykırı davrandığı kanaatine varıldığından, avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesinin haklı olduğu, davacı avukatın aynı borçluya karşı ikinci kez takip yapılması hususunda davalıdan talimat aldığını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.07.2018 günlü, 2015/39222E., 2018/7635K. sayılı ilamı ile; somut olayda davalı adına dava dışı borçlu öğretmene senede dayalı takip yapıldığı ancak senet teminat senedi olduğundan bir sonuç alınamadığı, akabinde davalıdan temin edilen bir başka borç taahhüt belgesi ile aynı borca ilişkin bu kez farklı bir belge ile icra takibi yapıldığı, henüz itiraz süresi dolmadan davacının azledildiği, davacı vekilin elindeki ve davalıdan temin ettiği borç belgeleri ile davalı lehine icra takibi yaptığı, her ne kadar bu hususta talimat almadığı kabul edilmiş ise de davacının aslını ibraz edemediği 26.2.2010 tarihli talimat içerir belge altındaki imzanın davalı tarafından ikrar edildiği, böyle bir belgenin varlığı konusunda bir uyuşmazlığın olmadığı, davalının sadece belge içeriği yazılardaki son cümle olan "ayrıca davanın aleyhimize sonuçlanması durumunda ... hakkında 16.8.2008 tarihli belgeden dolayı icra takibi yapılmasını vekilimden talep ediyorum" şeklindeki cümleyi inkar ettiği, bunun sonradan davacı tarafından belgeye eklendiğini savunduğu, bu cümlenin açıkça davacıya talimat verildiğini gösterdiği ancak bu talimat içeren cümlenin belgeye davalının imza atmasından sonra eklenip eklenmediği konusunda inceleme yapılmadan karar verildiği, mahkemece, belge üzerinde bu doğrultuda bir inceleme yapılıp, davacının sunduğu belge ve tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirme yapılarak ikinci icra takibini yapması için talimat alıp almadığı, almamış ise de davalı lehine yaptığı bu işin azli haklı hale getirip getirmeyeceği üzerinde durulup, gerekirse bu hususlarda bilirkişi incelemesi de yaptırmak suretiyle karar verilmesinin gerektiği, ayrıca kabule göre yerleşmiş yargıtay içtihatları ve Avukatlık Kanununun 174. maddesine göre “azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir.”, avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebileceğinden, bitip kesinleşen işler olup olmadığı üzerinde durulmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dosyada alındığı iddia edilen ve talimat içeren cümlenin, belgeye davalının imza atmasından sonra eklenip eklenmediği hususunun araştırılması maksadıyla davacıya belge aslını sunmak üzere süre verildiği halde belge aslının mahkemeye ibraz edilmediği, davacı vekilince evrak aslının bulunamadığının beyan edildiği, bunun üzerine dosyanın Yargıtay bozma ilamında belirtilen söz konusu talimatı almasa dahi yapılan işlemin davalı lehine bulunup bulunmadığı ve bu işin azli haklı hale getirip getirmeyeceği hususlarında inceleme yapıldığı, yine bu hususlarda Yargıtay'ın gerekirse bilirkişiye başvurulması kararı doğrultusunda bu konuda bir değerlendirme yapmak üzere bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi Volkan Caner Apaydın'ın 15.11.2021 tarihli raporunda belirtildiği üzere, davacının dava dışı ... aleyhine ... 11. İcra Müdürlüğünün 2009/2098 E. sayılı dosyası ile icra takibi gerçekleştirdiği, bu icra takibine karşı dava dışı ...'ün ... 1. İş Mahkemesinin 2009/235 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali ve menfi tespit davası ikame ettiği, bu davanın kabul gördüğü ve 15.04.2010 tarihinde dava dışı ...'ün borçlu olmadığının tespitine karar verildiğinin anlaşıldığı, hal böyle iken aynı dosyanın 04.02.2010 tarihli celse tutanağının altına bu davanın aleyhlerine sonuçlanması durumunda ... hakkında 16.08.2008 tarihli senetten dolayı icra takibi yapılmasının talep edildiğinin iddia edildiği ancak, ... 1. İş Mahkemesi dosyasının 15.04.2010 tarihinde karara çıktığı anlaşıldığından, bundan yaklaşık bir yıl iki ay sonra ... aleyhine ... 17. İcra Müdürlüğünün 2011/5240 sayılı dosyasında 16.06.2008 tarihli tek taraflı cezai şart içeren ve tazminat ödemeyi kabul ettiğini belirten icra takibi başlatıldığı, müvekkilin böyle bir talimat vermiş olması ihtimalinde dahi vekilin vekalet sözleşmesi gereğince uzmanlık gerektiren ve müvekkili aleyhine olumsuz sonuçlar doğurabilecek ikinci takibi menfi tespit kararının üzerinden bir yıl geçtikten sonra başlatmasının azli haklı hale getireceği, söz konusu ikinci icra takibinin Yargıtayın yerleşik içtihatları gereği işçi aleyhine tek taraflı cezai şart öngören belgeden kaynaklandığı ve bu belgenin geçersiz sayılacağı belirtilmiş olmasına rağmen vekilin söz konusu icra takibini başlatmasının müvekkilinin aleyhine olacağı, avukatın bu hususu mesleki bilgi ve tecrübesi ile öngörmesinin gerektiği ve dosyanın daha önce Yargıtay incelemesinden geçtiği anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dosyada azlin haklı olduğunu gösteren hiçbir delilin olmadığını, yaptığı tüm işlerin davalı vakfın yararına olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, kendisi ilk önce kambiyo senedi verildiğinden bu senede dayalı takip başlattığını, bu takipten dolayı takip borçlusunun açtığı menfi tespit davasının kabul edilmesine müteakip kendisine sonradan 16.08.2008 tarihli belgenin getirildiğini, bu belgeye dayanarak takip başlattığını, işbu belgenin davalı tarafça kendisine takip yapılması için getirildiğini, yapılan bu takibin de davalı yararına olduğunu, davalı tarafın sırf vekalet ücretini ödememek için kendisini azlettiğini, dinlenen davalı tanığının beyanından da davalı tarafça kendisine verilen talimatla ikinci icra takibini başlattığının doğrulandığını, kabul anlamına gelmemek üzere azil tarihi itibariyle kesinleşen dava ve takiplerden dolayı kendisine vekalet ücretinin verilmesinin gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı "Vekilin borçları" başlık "Talimata uygun ifa" alt başlıklı T.B.K.nun 505 inci maddesi:

"Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı

bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrılabilir.

"

ve " Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme

" alt başlıklı 506. maddesinin 2. fıkrası: "Vekil üstlendiği iş ve

hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. "

2. Avukatlık Kanunu’nun 34. Maddesi: "Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler." şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu’nun 506. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Avukatlık Kanunu'nun "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" başlıklı 174. Maddesinin 2. Fıkrası: “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcuttur. Bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.

3. Değerlendirme

Davacı, azil tarihi itibariyle kesinleşen dava ve takiplerden dolayı kendisine vekalet ücreti verilmesinin gerektiği gerekçesiyle de temyiz isteminde bulunmuş ise de; mahkemece belirtilen gerekçelerle de sabit olduğu üzere davacı tarafın davalı tarafça azlinin haklı olduğu, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen iş olmadığından herhangi bir vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna uygun olup, davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.