Logo

3. Hukuk Dairesi2023/998 E. 2023/1133 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı avukatın, vekaletname ile satılan dairelerin bedellerini davacı müvekkiline ödeyip ödemediği ve davalı avukatın kira alacağı ile yaptığı masrafların mahsubu konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, vekaletname ile satılan dairelerin bedellerini müvekkiline ödediğini ispat yükümlülüğü altında olduğu, mahkemenin ise davalı tarafından ödendiği iddia edilen kira bedelleri ve yapılan masrafların mahsubu hususunda eksik inceleme yaptığı gözetilerek bozma kararı düzeltilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/42 E., 2021/256 K.

DAVACILAR : ... mirasçıları ... vd.

DAVA TARİHİ : 02.01.2008

KARAR : Davanın kısmen kabulü kısmen reddi

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacılar vekili, Davalı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece hükmün yeniden bozulmasına karar verilmiştir.

Taraflar vekilleri tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı (muris); dava dışı müteaahhit Aşır Satılmış'a karşı, maliki olduğu taşınmaza ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tapu iptali ve tescil davasının takibi için davalı avukat ile anlaştığını, ayrıca taşınmazdaki işgalcilerle anlaşarak satılmasında aracılık edeceğini ve sorunları gidereceğini bildirince kendisine tam satış yetkisini kapsayan vekalet verdiğini, bu aşamada davalının masraflara karşılık 17.000 TL ödeme yaptığını belirterek, ruh halinden istifade ile hesap dökümüne ilişkin belge imzalattığını, bu nedenle azlettiği davalının kendisini ikna etmesi üzerine yeniden vekalet verdiğini, davalının binaların kimlere kaça satıldığına ilişkin hesap vermediği gibi, vekalet görevini kötüye kullanarak kendisini zarara uğrattığını ileri sürerek; dava konusu binanın son katında bulunan 17 nolu dairenin satılması nedeniyle ödenmeyen bedele karşılık olmak üzere dava tarihi itibariyle 150.000 TL'nin, 3 nolu dairenin satılması nedeniyle ödenmeyen bedele karşılık olmak üzere dava tarihi itibariyle 120.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte, dükkan ve depoların iki yıldır kiraya verilmesi nedeniyle 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte, davalının fuzuli şagillerden ecrimisil talebi ile açtığı davalara devam etmemesi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı 50.000 TL'nin faizi ile birlikte, fuzuli şagillere hiçbir sıfatı olmaksızın ve hukuken ödenmemesi gereken 64.000 TL'nin ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın işgalcilere ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, altı adet dairenin rayiç bedelin altında satılması nedeniyle oluşan zararına karşılık olmak üzere 201.500 TL'nin zararın oluştuğu tarihten itibaren faizi ile birlikte, inşaata yapılan harcamalardan nereye harcandığına dair hesap verilemeyen 80.443 TL'nin faizi ile birlikte, inşaat harcamaları için davalıya gönderilen 17.000 TL'nin faizi ile birlikte, yapılan işlerle ilgili davalı tarafından kendisine ödenen 30.000 TL'nin mahsubu sonrası toplam 667.943 TL maddi tazminat ile 100.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı muristen 11.11.2003 tarihinde aldığı vekaletle, müteahhidin inşaatı bırakıp gitmesi ile avukatlıktan öte hizmet verilerek inşaat atıklarını temizletip, boyalarını yaptırdığını ve davacı talimatı ile işgalcilerle irtibata geçilerek satın alma ya da satma yoluna gidildiğini, davacının yapılan işler ve ödemelerle ilgili olarak kendisini ibra ettiğini, bu aşamada davacının 10.10.2005 tarihinde kendisini azlettiğini ancak hatasını anlayarak yeniden vekalet verdiğini, satılan dairelerden ödemeleri yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.10.2015 tarihli ve 2008/1 E., 2015/414 K. sayılı kararı ile, dosya kapsamına sunulan 2 ayrı raporu irdeleyerek çelişkileri giderir mahiyette ve dosya kapsamına uygun gerekçeler hazırlanmış, 30.03.2015 havale tarihli rapora itibarla; davacının, davalı iş ve işlemleri nedeniyle uğradığı 181.500 TL düşük bedelli daire satışı nedeniyle, 18.476 TL vekalet akdinden doğan zararının bulunduğu, ancak davalı tarafça dosyaya yapılan 30.000 TL'lık ödemenin mahsubu gerektiği ve sonuç olarak 160.976 TL zararın, davalıdan yasal faizi ile tahsili gerektiği anlaşılmış; davacı tarafça manevi tazminat talep edilmiş ise de; yalnızca sözleşmesinin ihlalinin manevi zarar için yeterli olmadığı; bu eylem nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğünün kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 160.976 TL alacağın davalının temerrüt tarihi olan 28.12.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.01.2018 tarihli 2016/17351 E., 2018/667 K. sayılı kararı ile; davacının zarar kalemlerinden olduğu bildirilen 250.000 TL'lik iki adet daire satış bedeline ilişkin neden hüküm kurulmadığı açıklanmadığı gibi, 04.10.2004 tarihli ibraname konusunda da kararın gerekçesinde olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme de yapılmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21.03.2019 tarihli 2018/318 E., 2019/105 K. sayılı kararı ile; dosya kapsamına sunulan iki ayrı raporu irdeleyerek çelişkileri giderir mahiyette ve dosya kapsamına uygun gerekçelerle hazırlanmış, 30.03.2015 havale tarihli rapora itibarla; davacının, davalı iş ve işlemleri nedeniyle uğradığı 181.500 TL düşük bedelli daire satışı nedeniyle, 18.476 TL vekalet akdinden doğan zararının bulunduğu, ancak davalı tarafça dosyaya yapılan 30.000 TL'lık ödemenin mahsubu gerektiği ve sonuç olarak 169.976 TL zararın, davalıdan yasal faizi ile tahsili ile davacının kişilik haklarının zarar gördüğünün kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 169.976 TL alacağın temerrüt tarihi olan 28.12.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.11.2020 tarihli 2020/8057 E. 2020/6667 K. sayılı kararı ile; Mahkemece her ne kadar bozma ilamına uyulmasına karar verildiği açıklanmış ve bu kez gerekçeli kararda 04.10.2014 tarihli belgenin geçerli bir ibraneme olduğu kabul edilmişse de, bu belgenin düzenleme tarihinden sonra davacı adına vekaleten 07.12.2004 tarihinde Nejmiye Çeper'e satışı yapılan ve rayiç değeri hükme esas alınan raporda 110.000 TL olarak belirlenen 3 nolu daire bedeli ile 05.07.2005 tarihinde Serhat Kaya'ya satışı yapılan ve rayiç değeri 140.000 TL olarak kabul edilen 17 nolu daire bedeli yani toplam 250.000 TL'lik daire satış bedeline ilişkin hükümde yine olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı ve davacının taleplerinin her biri hakkında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07.09.2021 tarihli ve 2021/42 E., 2021/256 K. sayılı kararı ile; dosya kapsamına sunulan 2 ayrı raporu irdeleyerek çelişkileri giderir mahiyette ve dosya kapsamına uygun gerekçeler hazırlanmış, 30.03.2015 havale tarihli rapora itibarla; davacının, davalı iş ve işlemleri nedeniyle uğradığı 181.500,00 TL düşük bedelli daire satışı nedeniyle, 18.476,00 TL vekalet akdinden doğan zararının bulunduğu, ancak davalı tarafça dosyaya yapılan 30.000,00 TL'lik ödemenin mahsubu gerektiği, sonuç olarak 169.976 TL zararın olduğu, bu zararın davalıdan yasal faizi ile tahsili gerektiği, Yargıtay bozma ilamlarında da ifade edildiği üzere; 07.12.2004 tarihinde Necmiye Çeper'e satışı yapılan 3 nolu daire bedeli 110.000 TL ile 05.07.2005 tarihinde Serhat Kaya'ya yapılan 17 nolu daire bedeli 140.000 TL 'nin davalı tarafından davacıya verildiği ispat edilemediğinden, bu miktar talepler yönünden dahi davalının 250.000 TL maddi tazminatı davacıya ödemesi gerektiği, davacının kişilik haklarının zarar gördüğünün kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 169.976,00 TL alacağın 28.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3 ve 17 nolu dairelere ilişkin toplam 250.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 15.09.2022 tarihli ve 2022/4667 E., 2022/6574 K. sayılı kararıyla; davacının davalıya 11.11.2003 tarihinde satış yetkisini de içerir vekaletname verdiği, davalı vekilin bu vekaletname ile davacının maliki olduğu altı adet daireyi sattığı, taraflar arasında düzenlenen 04.10.2004 tarihli belgede, davalı tarafça satılan daireler karşılığı elde edilen toplam 208.500.000.000 eski Türk Lirası yönünden davacının davalıyı ibra ettiği, 04.10.2004 tarihli belgede yer alan ibra hükümlerinin tarafları bağlayacağı, mahkemece düşük bedelli daire satışına ilişkin talep bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca davacı talebi aşılmak suretiyle 18.476 TL kira alacağı olduğunun tespitinin de hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1.Davalı; kabul edilmeyen itirazlar yönünden bir gerekçe belirtilmediğini, deliller toplanmadan eksik bilgi ve belge ile karar verildiğini, ibradan sonra satılan iki daire için alınan paraların yatırıldığı davacıya ait banka adı, şubesi, hesap numarası belirtilmesine rağmen ilgili bankalardan hesap dökümü istenilmediğini, bu iki dairenin satışından dolayı aldığı paranın bir kısmını davacının hesabına yatırdığını, bodrum kattaki dairenin taksitle satıldığını, taksitlerin davacı hesabına ödendiğini, kiraların da hesaba yatırıldığını, uzman olmayan ve iki kişilik raporun hükme esas alındığını, bilirkişi raporuna itirazların karşılanmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacılar; 04.10.2004 tarihli ibra denilen belgenin kendisine imzalatıldığını, ancak yapılan aldatma ve oyunun sezilerek hemen yırtılıp çöpe atıldığını, davalı tarafından çöpten alınarak bantlanıp delil gibi sunulduğunu, ibra belgesinde yazanların doğru olmadığını, dairelerin söylenen değerlere satılmadığı gibi söylenen masrafların da yapılmadığını, buna ilişkin alacak davalarının devam ettiğini, ibra belgesinin kendi iradesi olmadığı gibi yazan hiç bir şeyin de doğru olmadığını, satılan daire fiyatlarının çok düşük gösterildiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "Hesap verme" kenar başlıklı 392 nci maddesi şöyledir:

" Vekil,müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur.

Vekil zimmetinde kalan paranın faizini de vermeğe mecburdur.”

2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 07.09.2021 tarihli ve 2020/8285 E., 2021/8011 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"...davacıya ait taşınmazların vekaleten dava dışı 3. kişiye satıldığı hususu ihtilafsızdır. Bu durumda, satış bedelini vekalet verene ödediğini ispat yükü davalılardadır..."

3.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 29.06.2021 tarihli ve 2021/3754 E., 2021/7518 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"...TBK 508 inci maddesi hükmünce, vekilin vekil edeninin adına veya yararına yaptığı tüm işlerden dolayı hesap verme yükümlülüğü gereği davalı vekil, satış bedelini aldıktan sonra davacıya ödeme yaptığını ispatla mükelleftir. Başka bir deyişle, davada ispat yükü vekil olan davalıdadır. Dosyanın incelenmesinde, davalı vekilin davacıya ait taşınmaz hisselerini dava dışı 3. kişiye sattığı sabittir. Davalı, satışa konu bedeli davacıya ödediğini ispat etmekle yükümlüdür..."

3. Değerlendirme

1.Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile bozma ilamında belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir.

2.Davalı vekilinin kira ödemesine ilişkin itirazlarının incelenmesinde; davacının gerek dava dilekçesinde 1 adet dükkanın davalıya yaptığı iş karşılığında verildiğini beyan ettiği, gerekse davalıya noter kanalıyla gönderdiği 10.12.2007 tarihli 45947 yevmiye nolu ihtarnamesinde geçen "...şu an elimde kalan 1 dükkan ile bankaya yatırdığınız 40 milyar paradan başka bir şey yok..." ibaresine karşılık, davalı vekilinin ısrarla bilirkişi raporuna itirazda, temyiz ve karar düzeltme dilekçelerinde, mahkemece 2 dükkan için kira parası hesaplanan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiğini, bilirkişi raporunda yapılan keşifte dükkanların boş olduğu ve anahtarının davacıda olduğu görüldüğünü, itirazlarının karşılanmadığını, tapuların birinin kendi üzerinde diğerinin davacı üzerinde olduğunu, 1 dükkanın anlaşma gereği zaten kendisinin olduğunu, diğer dükkanın kira parasını İş Bankası hesabına yatırdığını (Mecidiyeköy Şişli İş Bankası 1089 / 0786868 no’lu hesap), mahkemece banka kayıtlarının celbinin istenmediğini, kira sözleşmelerinin davalının kiraya veren sıfatıyla imzalandığını, imzalarken vekaleten şeklinde belirtilmediği hususlarının araştırılıp, davalının itirazlarını da kapsar şekilde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin yazılması gerekirken, zuhulen bozma ilamında bu hususa yer verilmediği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme sebebinin kabulü gerekmiştir.

3. Ayrıca davalının davacıya 30.000 TL ödediğinin davacının da kabulünde olduğu, ibradan sonra 3 nolu dairenin 07.12.2004 tarihinde, 17 nolu dairenin ise 05.07.2005 tarihinde satıldığı göz önüne alındığında, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere 05.07.2005 tarihinde 9.000 TL'nin davacı ...'nın Anadolu Finans (Türkiye Finans) Bankası’nın Üsküdar şubesindeki 163039-1 nolu hesabına davalı tarafından yatırıldığı, bu hususun 30.000 TL'nin içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu ifade etikleri, mahkemece 9.000 TL'nin mahsubunun yapılmadığı gibi gerekçesinin açıklanmadığı, davacının davalıya noter kanalıyla gönderdiği 10.12.2007 tarihli 45947 yevmiye nolu ihtarnamesinde geçen "...şu an elimde kalan 1 dükkan ile bankaya yatırdığınız 40 milyar paradan başka bir şey yok..." ve "... Banka hesabıma yaklaşık 150 milyardan fazla para yatması gerekirken 40 milyar civarında para yatıyor..." ifadelerinin bulunduğu hususlarının hepsi birlikte değerlendirildiğinde, toplam 39.000 TL'nin ibradan sonra satılan iki dairenin rayiç bedellerinden orantılama yapılmak suretiyle mahsubu gerekirken, zuhulen bozma ilamında bu hususa da yer verilmediği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme sebebinin de kabulü gerekmiştir.

4. O halde mahkeme kararının, bozma sebebi olarak belirtilen 2. bendinin 3. paragrafının hükümden çıkarılarak, 3. bent olarak yerine zuhulen "Davalı vekilinin kira ödemesine ilişkin itirazlarının incelenmesinde; davacının gerek dava dilekçesinde 1 adet dükkanın davalıya yaptığı iş karşılığında verildiğini beyan ettiği, gerekse davalıya noter kanalıyla gönderdiği 10.12.2007 tarihli 45947 yevmiye nolu ihtarnamesinde geçen "...şu an elimde kalan 1 dükkan ile bankaya yatırdığınız 40 milyar paradan başka bir şey yok..." ibaresine karşılık, davalı vekilinin ısrarla bilirkişi raporuna itirazda, temyiz ve karar düzeltme dilekçelerinde, mahkemece 2 dükkan için kira parası hesaplanan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiğini, bilirkişi raporunda yapılan keşifte dükkanların boş olduğu ve anahtarının davacıda olduğu görüldüğünü, itirazlarının karşılanmadığını, tapuların birinin kendi üzerinde diğerinin davacı üzerinde olduğunu, 1 dükkanın anlaşma gereği zaten kendisinin olduğunu, diğer dükkanın kira parasını İş Bankası hesabına yatırdığını (Mecidiyeköy Şişli İş Bankası 1089 / 0786868 no’lu hesap), mahkemece banka kayıtlarının celbinin istenmediğini, kira sözleşmelerinin davalının kiraya veren sıfatıyla imzalandığını, imzalarken vekaleten şeklinde belirtilmediği hususlarının araştırılıp, davalının itirazlarını da kapsar şekilde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.", 4. bent olarak ise "Ayrıca davalının davacıya 30.000 TL ödediğinin davacının da kabulünde olduğu, ibradan sonra 3 nolu dairenin tarihinde, 17 nolu dairenin ise tarihinde satıldığı göz önüne alındığında, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere 05.07.2005 tarihinde 9.000 TL'nin davacı ...'nın Anadolu Finans (Türkiye Finans) Bankası’nın Üsküdar şubesindeki 163039-1 nolu hesabına davalı tarafından yatırıldığı, bu hususun 30.000 TL'nin içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu ifade etikleri, mahkemece 9.000 TL'nin mahsubunun yapılmadığı gibi gerekçesinin açıklanmadığı, davacının davalıya noter kanalıyla gönderdiği 10.12.2007 tarihli 45947 yevmiye nolu ihtarnamesinde geçen "...şu an elimde kalan 1 dükkan ile bankaya yatırdığınız 40 milyar paradan başka bir şey yok..." ve "... Banka hesabıma yaklaşık 150 milyardan fazla para yatması gerekirken 40 milyar civarında para yatıyor..." ifadelerinin bulunduğu hususlarının hepsi birlikte değerlendirildiğinde, toplam 39.000 TL'nin ibradan sonra satılan iki dairenin rayiç bedellerinden orantılama yapılmak suretiyle mahsubu gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." hususlarının belirtilmediği, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Dairece 15.09.2022 tarihli ve 2022/4667 E., 2022/6574 K. sayılı bozma ilamına 3. ve 4. bendin yukarıda açıklandığı gibi ilave edilmesi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin tüm, davalı vekilin sair karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,

2. Davalı vekilinin kira ve mahsup talebine yönelik karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairece verilen 15.09.2022 tarihli ve 2022/4667 E., 2022/6574 K. sayılı bozma ilamının 2. bendinin 3. paragrafının hükümden çıkarılarak, bozma ilamına 3. bent olarak "Davalı vekilinin kira ödemesine ilişkin itirazlarının incelenmesinde; davacının gerek dava dilekçesinde 1 adet dükkanın davalıya yaptığı iş karşılığında verildiğini beyan ettiği, gerekse davalıya noter kanalıyla gönderdiği 10.12.2007 tarihli 45947 yevmiye nolu ihtarnamesinde geçen "...şu an elimde kalan 1 dükkan ile bankaya yatırdığınız 40 milyar paradan başka bir şey yok..." ibaresine karşılık, davalı vekilinin ısrarla bilirkişi raporuna itirazda, temyiz ve karar düzeltme dilekçelerinde, mahkemece 2 dükkan için kira parası hesaplanan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiğini, bilirkişi raporunda yapılan keşifte dükkanların boş olduğu ve anahtarının davacıda olduğu görüldüğünü, itirazlarının karşılanmadığını, tapuların birinin kendi üzerinde diğerinin davacı üzerinde olduğunu, 1 dükkanın anlaşma gereği zaten kendisinin olduğunu, diğer dükkanın kira parasını İş Bankası hesabına yatırdığını (Mecidiyeköy Şişli İş Bankası 1089 / 0786868 no’lu hesap), mahkemece banka kayıtlarının celbinin istenmediğini, kira sözleşmelerinin davalının kiraya veren sıfatıyla imzalandığını, imzalarken vekaleten şeklinde belirtilmediği hususlarının araştırılıp, davalının itirazlarını da kapsar şekilde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." ve 4. Bent olarak "Ayrıca davalının davacıya 30.000 TL ödediğinin davacının da kabulünde olduğu, ibradan sonra 3 nolu dairenin tarihinde, 17 nolu dairenin ise tarihinde satıldığı göz önüne alındığında, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere 05.07.2005 tarihinde 9.000 TL'nin davacı ...'nın Anadolu Finans (Türkiye Finans) Bankası’nın Üsküdar şubesindeki 163039-1 nolu hesabına davalı tarafından yatırıldığı, bu hususun 30.000 TL'nin içerisinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu ifade etikleri, mahkemece 9.000 TL'nin mahsubunun yapılmadığı gibi gerekçesinin açıklanmadığı, davacının davalıya noter kanalıyla gönderdiği 10.12.2007 tarihli 45947 yevmiye nolu ihtarnamesinde geçen "...şu an elimde kalan 1 dükkan ile bankaya yatırdığınız 40 milyar paradan başka bir şey yok..." ve "... Banka hesabıma yaklaşık 150 milyardan fazla para yatması gerekirken 40 milyar civarında para yatıyor..." ifadelerinin bulunduğu hususlarının hepsi birlikte değerlendirildiğinde, toplam 39.000 TL'nin ibradan sonra satılan iki dairenin rayiç bedellerinden orantılama yapılmak suretiyle mahsubu gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." şeklinde ilave edilerek BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.