"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/225 E., 2023/128 K.
Mahkeme kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ...'in 15.05.2010 tarihinde davalı hastanede, ... isminde bir kız çocuğunun dünyaya geldiğini, doğumu gerçekleştiren doktorun çocuğun sağ kolunda uyuşma olduğunu, iki gün sonra düzeleceğini belirttiğini, ancak çocuğun kolunda düzelmenin olmadığını, küçük ...'un doğum sırasında doktorun kusurlu davranışı ile sağ omuz sinirlerinin kopması sonucu sağ kol ve elinin aktif işlevini kayıp etmesine neden olduğunu ileri sürerek; şimdilik küçük ... için iş gücü kaybı ve tedavi giderleri ve ameliyat giderleri için 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile anne ... için 25.000,00 TL, baba ... için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 130,000,00 TL maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen 15.05.2010 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... San ve Tic. A.Ş vekili; müvekkili hastanenin özen ve sorumluluğunu yerine getirdiğini, hasta yakınından imzalı muvafakatname alındığını, hastane doktorunun acil bir durum olan doğumda omuz takılmasını tam zamanında teşhis ederek gerekli işlemleri yaparak bebeği kurtardığını, davacı tarafça istenen manevi ve maddi tazminatın bedellerinin fahiş olduğunu, kabul edilmesinin nedensiz zenginleşme oluşturacak nitelikte olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili ; müvekkili tarafından doğumun başından sonuna kadar gerekli tüm müdahale ve omuz kurtarma manevralarını eksiksiz yaparak bebeğin başarı ile canlı olarak doğurtulduğunu, annenin hayatının tehlikeye atılmadığını, davacıların tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.06.2016 tarihli kararıyla; Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumunun 22.02.2013 tarihli raporuyla ortaya çıkan brakiel pleksus zedelenmesinin doğumun bir komplikasyonu olarak meydana geldiği cihetle Dr. ...' in eyleminin ve .... Hastanesinde yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğunun belirlendiği, ek raporla da durumun aciliyeti göz önünde bulundurulduğunda aydınlatılmış onamın doğum sonrasına ertelenebileceğinin belirtildiği, alınan her iki raporun da sağlık hukuku ve etiğine elverişli, açıklayıcı raporlar olduğu, birbiri ile örtüştüğü gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli kararıyla; mahkemece, doğum öncesindeki muayene ve tedavilere ilişkin tüm bilgiler ilgili hastaneden celp edilerek üniversitelerin tıp fakültelerinde görevli öğretim üyelerinden Kadın Hastalıkları ve Doğum konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, davalı doktorun doğum şekli tercihi ve doğum esnasında aldığı kararlar ve uygulamaların davacı ...’un sağ kolunda meydana gelen engelin doğmasıyla sonuçlanan olayda davalı doktora ve hastaneye atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, davacı iddialarını karşılayacak şekilde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uygun şekilde alınan bilirkişi kurul raporlarında; doktora izafe edilecek herhangi bir özensizlik, eksiklik veya ihmal görülmediği, davalı gebenin, ilk defa müracaat ettiği ve ilerlemiş doğum eylemi safhasında iken geldiği hastanede kendisi ve bebeği için vaginal doğumun uygun olduğunun tespit edilmiş ve sözlü bilgi sonrası mevcut onam formunu imzalandığının belirlendiği, somut olayda alanında uzman bilirkişilerce hazırlanan raporda davacı hastanın doğumu ve sonrasında davalı doktor tarafından yapılan işlemlerin tıbbi kurallar dahilinde olduğu, herhangi bir ihmal veya bilimsel yetersizlik olmadığı yönünde rapor sunulduğu anlaşıldığından davalı hekimin kusurunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; onam belgesinin eksik ve usule uygun olmadığını, bilirkişi heyeti olayı komplikasyon olarak değerlendirmişse de olayın doktorun hatalı doğum yöntemi seçmesinden kaynaklandığını, hastayı normal doğum yerine sezeryana yönlendirmesi ve sebeplerini izah etmesi gerektiğini, bunu yapmamasının mesleki yetersizlik ve tecrübesizlik olduğunu, ... bebeğin sakat kaldığını belirterek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı, alınan heyet raporlarının bozmaya uygun, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve birbiriyle uyumlu olduğu, uzman heyet raporuyla, dava konusu vakada omuz takılmasına neden olabilecek risk faktörlerinin mevcut olmadığı, doğum eyleminin normal ilerlemesi ve bebeğin kalp atımlarının normal olması nedeniyle hastanın sezaryen endikasyonunun mevcut olmadığı, hekimin doğum eylemini hasta başvurduğundan itibaren yönettiği; doğumu bizzat yaptırdığı ve omuz takılması sonrası gerekli manevraları yaptığı, bebekte brakial pleksus yaralanması şüphesi oluştuğunda ilgili branşlardan konsültasyon isteyerek süreci doğru yönettiğinin belirlendiği, olayda davalı doktora ve hastaneye atfı kabil bir kusur olmadığı, davacı hastanın aydınlatıldığı ve hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceği anlaşılmakla davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.