"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2816 E., 2024/1 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/42 E., 2020/284 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı asiller ..., ... ve vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 24. maddesinin 1. fıkrası ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 21. maddesinin 3. fıkrası uyarınca görüşmenin bırakıldığı 07.01.2025 tarihinde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin, Beykoz .... Noterliğinin 20.07.2015 tarihli vekaletnamesine istinaden davalıların vekili sıfatıyla dava, icra takibi ve diğer hukuki iş ve işlemleri başlatarak takip ettiğini, ayrıca ihtarnameler gönderdiğini, davalılar adına takip edilen iş ve işlemlerden yalnızca İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1568 E. sayılı dava dosyası için davalılardan KDV dahil 50.000,00 TL vekalet ücreti aldığını, bunun dışındaki hiçbir hukuki vardım, iş ve işlemden avukatlık ücreti alınmadığını, müvekkili ile davalılar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi yapılmadığını, takip edilen dava, iş ve işlemlerden İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/25175 Soruşturma sayılı dosyası ile Kocaeli 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/41 D. İş ve 2016/7 D İş sayılı tespit dosyalarının sonlanmış olmasına karşın müvekkiline hiçbir avukatlık ücreti ödemediklerini, yine dava konusu diğer dava, iş ve işlemler devam ederken, dava dışı ...ve ... tarafların ortağı oldukları ... San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin tasfiyesi ile tarafların birbirlerine karşı açtıkları davaların sulh yoluyla halline ilişkin 07.06.2016 tarihli Sulh ve Tasfiye Protokolü ile birlikte, yine işbu protokole istinaden ve protokoldeki taraflara ek olarak dava dışı ... . San. ve Dış Tıç. A.Ş. ile ... San. Tic. A.Ş.'nin de taraf olduğu 07.06.2016 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözlesmesi'ne Ek Protokolü imzaladıklarını ve bu dava, iş ve işlemleri de sulh yoluyla sonlandırıldığını, davalıların, Sulh ve Tasfiye Protokolünün "V. Anlaşma Şartları" başlıklı kısmının "1." Maddesi ile Ek Protokolün "4. Genel Hükümler" başlıklı kısmının "a" maddesi gereğince davacı müvekkilince takip edilen davalardan asil olarak feragat ettiğini ve devam eden davaların, davalıların asil sıfatıyla yaptıkları feragatler nedeniyle sonuçlandığını, söz konusu Sulh ve Tasfiye Protokolünün "V. Anlaşma Sartları" başlıklı kısmının "3, 4, 4/a" maddeleri ile Ek Protokolün ilgili maddeleri uyarınca davalıların, ortağı oldukları dava dışı ... San. ve Tic. Ltd. Sti.'ye ait arsa üzerine yapılan villalardan 13 tanesinin kendilerine verilmesi karşılığında adlarına takip edilen ve protokollerde belirtilen davalardan feragat ederek, davaların karşı taraflarıyla sulh olduklarını ileri sürerek; belirsiz alacak davası olarak şimdilik; 10.000,00 TL akdi avukatlık ücreti ile 10.000,00 TL yasal avukatlık ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 26.10.2020 tarihli dilekçe ile akdi vekalet ücretine ilişkin talebini 4.475.451,35 TL'ye, karşı yan vekalet ücretine ilişkin talebini ise 18.989,19 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; müvekkillerinin ortakları olduğu Par Limited şirketindeki arsalara ilişkin ... Maritime adlı şirketlerle Üsküdar .... Noterliğinin 16.04.2014 tarihli Gelir Paylaşımı Karşılığında Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme imzalanırken ... Limited Şirketi'nin tek yetkilisi olarak ...'nın seçildiğini, inşaatı yapacak şirketlerle %50 gelir dağılımı üzerine anlaşmaya varıldığını, ... Limited Şirketi'nde davalı paylarının %43'e tekabül ettiğini, yapılan gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi ardından müvekkillerinin yurtdışında bulunduğu sırada çağrısız genel kurul toplayıp müvekkillerinin imzalarını taklid ederek toplantıya katıldı gibi gösterdiğini ve kendilerini şirket yetkilisi tayin ettiklerini, davalıların ortaklarının yaptığı kanun dışı işlemler ardından ... Maritime şirketleriyle Beşiktaş .... Noterliğinin 08.05.2015 tarihli düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Bözleşmesi Düzeltme Beyannamesi düzenlediklerini, davalıların Türkiye'ye döndüklerinde yapılan hileli işlemin farkına vardıklarını, avukat arayışına girip bir tanıdık vasıtasıyla davacı ile görüşmeye gittiklerini davacıdan genel kurul kararının iptali için dava açılması, ...'dan alınan teminatların Par Limited Şirketi ortakları arasında tahsilatın dağılımının düzeltilmesi ve ... ve diğer şirketlerle yapılan 2. sözleşmenin iptalinin sağlanması konularında hukuki yardım talebinde bulunduklarını, iş karşılığında 40.000,00 TL ödeme yapılması konusunda anlaştıklarını, bu ödemenin yapıldığı gibi ayrıca 10.000,00 Tl daha vekalet ücreti ödendiğini, Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/477 Esas sayılı dosyada tapu iptali davasını davacı avukatın kendi başına açtığını, açılan bu dava neticesinde müvekkillerinin büyük zarara uğratıldığını, büyük maddi kayıplar müvekkilleri ve diğer taraflar için söz konusu olunca tarafların sulh olmaya karar verdiklerini, müvekkillerinin bu durumu davacıya bildirimelerine rağmen davacı avukatın sulh toplantılarına katılmadığını, hukuki bir bilgileri de olmadığı için müvekkillerinin diğer tarafların hazırladıkları belgeleri imzalamak zorunda kaldığını, davacı avukattan artık hukuki bir yardım alamayacaklarını anlayınca 28 Haziran 2016 tarihinde yeni bir avukata vekaletname verdiklerini, artık davacı avukatı ile çalışma ve uzlaşmanın mümkün olmadığını görmeleri üzerine de Temmuz 2016 sonuna doğru davacı avukatı azlettiklerini, müvekkillerinin yaptıkları sulh anlaşmalarında hiçbir hukuki menfaat elde etmedikleri gibi zararları olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar tarafından davacının haksız azledildiği gerekçesiyle davacının takip ettiği tüm dava ve takip iş ve işlemler için sulh olunan bedelin %10'u üzerinden 4.618.531,35 TL, Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesi gereği akdi avukatlık ücreti ve Sulh ve Tasfiye Protokolü kapsamı dışında kalan ve davacı tarafça vekilli üstlenilip takip edilen diğer dosyalar ile ihtarname ve sair iş ve işlemler için dava bedellerinin %10'u üzerinden alınan bilirkişi raporunda belirlenen 6.920,00TL akdi avukatlık ücreti olmak üzere toplam 4.625.451,35 TL'den davacı tarafın hapis hakkı kapsamında uhdesinde tuttuğu miktar düşüldükten sonra bakiye toplam 4.475.451,35 TL akdi vekalet ücreti ve 18.989,19 TL yasal avukatlık ücreti olmak üzere toplam 4.494.440,54 TL'nin 26.07.2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekillinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yazılı bir avukatlık sözleşmesinin bulunmadığı, 07.06.2016 tarihli "Sulh ve Tasfiye Protokolü" başlıklı sulh protokolü uyarınca taraflar aralarındaki uyuşmazlıklara ilişkin olmak üzere sulh oldukları ve bu sulh protokolü uyarınca sulh protokolüne ekli belgede belirtilen ve yuvarlak içine alınan 13 adet villanın davalılara verildiği, azlin haklı olarak yapıldığına dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, sulh ve tasfiye protokolü kapsamında belirlenen sulh miktarına göre davacı avukatın vekalet ücreti alacağını talep edebileceği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun oy çokluğu ile esastan reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davalılar vekilinin temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; müvekkillerinin davacıya başvurma sebepleri; alınan genel kurul kararının ve akabinde müteahhitlerle yapılan ikinci sözleşmenin iptalinin sağlanması iken, davacı tarafından müvekkillerinin talimat ve muvaafakati bulunmaksızın davalar açtığını, müvekkillerin talepleri doğrultusunda olmayan ve müvekkillerin zararı ile sonuçlanacak davayı açmakla avukatın özen yükümlüğünü, aynı zamanda müvekkilleri dava ve süreç hakkında bilgilendirmemesi nedeniyle de aydınlatma yükümlülüğünü açıkça ihlal ettiğini, davacının müvekkillerinin vekili olması dolayısıyla yapılacak sulh görüşmelerine katılımı ve desteğinin talep edildiğini ancak davacının sulh görüşmelerine mazeret bildirmeden katılım göstermediğini, 07.06.2016 tarihli Sulh ve Tasfiye Protokolü ve müteahhit şirketlerle yapılan 07.06.2016 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Ek Protokol incelendiğinde de görüldüğü gibi söz konusu uyuşmazlıkların müvekkillerinin aleyhine sonuçlandığını, mahkemece davacıya yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, açılan bunca dava sonucu müvekkillerinin lehine elde edilen herhangi bir menfaatin bulunmaması, müvekkillerinin emeği ve gayreti sonucu Sulh ve Tasfiye Protokolünün imzalanmış olması göz önüne alındığında dava değeri olarak söz konusu Sulh ve Tasfiye Protokolünün esas alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, hesaplamanın harca esas değer üzerinden yapılması gerektiğini, davacının Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/477 Esas 2016/393 Karar sayılı dosyası için müvekkiller tarafından teminat olarak yatırılan 150.000,00 TL bedeli hapis hakkını kullandığı gerekçesiyle uhdesine geçirdiğini, davacının bu hakkını usulüne uygun kullanmadığını, gerekçeli kararda azlin haklı olup olmadığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediğini, .Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının açılmış olmasının müvekkillerine kazandırdığı bir menfaatin olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacı avukat tarafından takip edilen davaların taraflarının sulh olmaları nedenine dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi, ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlüdür. Dava sulh ile sonuçlandığında ise, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarı isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E., 1994/60 K. sayılı kararı)
Dava konusu olayda da Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının vekil olarak takip ettiği dava dosyaları, davalı şirket ile dava dışı şirket ortakları ve müteahhit şirketler arasında imzalanan 07.06.2016 tarihli "Sulh ve Tasfiye Protokolü" uyarınca tarafların anlaşması üzerine feragat edilmesi ile
sonuçlanmıştır. İhtilaf, davacı avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekalet ücretinin hangi meblağ üzerinden hesaplanacağı noktasındadır. Dairemizin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde; vekil eden ile avukat arasında sözleşme bulunmaması, sözleşmedeki ücretin geçersiz olması halinde vekil eden, sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli değilse, Mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücreti hesaplanmalıdır.
Somut olayda; davacı vekil tarafından takip edilen dosyaların davalılar ile dava dışı Par Limited Şirketi ortakları ve müteahhit şirketlerle sulh olması ile sonuçlandığı, Mahkemece davaya konu vekalet ücretinin tespitinde; sulh protokolünde davalılara verilmesi kararlaştırılan 13 adet villanın değeri üzerinden belirleme yapılmasının ve %10 oranına göre akdi vekalet ücreti hesaplanmasının yerinde ve alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu hususları dikkate alındığında; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.