Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1465 E. 2024/1560 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Menfi tespit davasında davacı lehine karar verilmesine rağmen, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmemesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanması halinde, davalının ön inceleme duruşmasına kadar davayı kabul etmemiş olması sebebiyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davanın kısmen kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı- alacaklının, dava dışı takip borçlusu ...'dan olan 373.845,46 TL alacağı için müvekkiline 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, süresinde itiraz edilmemesi üzerine ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin takip borçlusu ...'a hiç bir borcu bulunmadığı gibi organik, hukuki, ticari hiç bir bağlantısı ve ticaretinin de söz konusu olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin dava dışı takip borçlusu ...'a borçlu olmadığının tespitine, İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün 2017/13855 E. sayılı dosyasından gönderilen 373,845,46.TL'lik 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerinin ve icra takibinin müvekkili yönünden iptaline, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının gönderilen haciz ihbarnamelerine süresi içinde itiraz etmediğini, bu nedenlerle davacıya gönderilmiş olan 3. haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmisini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından üçüncü şahıs davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiği, davanın niteliğine göre davalının, borçlunun davacıdan alacağı olduğunu ispat etmesi gerektiği, ispat yükünün davalıda olduğu, dosyada davalının, borçlunun davacıda alacağı olduğuna dair soyut iddia ötesinde herhangi bir delil sunamadığının anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile icra takibinin davacı yönünden iptaline, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacıya usulune uygun olarak ihbarnamelerin gönderildiğini, ihbarnamelere itiraz etmesi için verilen süreyi geçirmiş olduğundan kendisine ihbarname yapılması zorunluluğu bulunmadığını, davacıya gönderilmiş olan 3. haciz ihbarnamesinin usulüne uygun ve yerinde olduğunu, davanın açılmasına kendi kusuru ile sebebiyet veren davacı lehine %20 inkar tazminatı ile vekalet ücretine karar verilmesinin aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulmasına ve davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle, kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi doğru olup, davalının görülmekte olan davanın açılmasına neden olmadığı, böyle olunca, mahkemece davalı aleyhine yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu anlaşıldığınıdan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan hususlar nedeniyle oluşan usuli kazanılmış haklar ile harcın da kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan durumun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve 2017/371 E., 2018/515 K. sayılı kararının ...m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu 10. İcra Dairesinin 2017/13855 Esas sayılı dosyasında icra takibinin davacı yönünden iptaline, davanın açılmasına davalı neden olmadığından, davacının icra inkar tazminatına ilişkin talebinin reddine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu ve İİK'nın 89/3 madde hükmü uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin olarak alındığı anlaşılan 31,40 TL harcın düşümü ile kalan 27,90 TL'nin, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, davalı görülmekte olan davanın açılmasına neden olmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacının bu dava nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyizinde; davalının davanın açılmasına sebebiyet vermemesi ve buna dayalı icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden mahkum edilmemesi için en azından öncelikle yerel Mahkemedeki ön inceleme duruşmasına kadar icra takibinden vazgeçtiğini söylemesi gerektiğini, davalının icra takibinden vazgeçmeme iradesini istinaf aşamasına kadar devam ettirdiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkeme kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden iptaline karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İİK 89/3 maddesi gereğince borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesi.

3.Değerlendirme

1. Üçüncü kişinin, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmemiş olması hâlinde, kendisine gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesine karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde menfi tespit davası açma hakkı bulunmaktadır. Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmemiş olması dolayısıyla kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişinin, 2004 sayılı Kanun'un 89/3 üncü maddesi hükmü uyarınca açtığı menfi tespit davasının tamamen ya da kısmen kabulüne karar verilmesi durumunda, sırf birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmediği, kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesine ve dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerinden sorumlu olacağı yönünde bir kabul, 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesine aykırı olduğu gibi 2004 sayılı Kanun'un 89/3 üncü maddesi hükmünde açıkça tanınan dava hakkının kullanılmasına bir kısıtlama oluşturacaktır. Böyle bir durumda yargılama giderlerinden sorumlu olmak istemeyen davalının, 2004 sayılı Kanun'un 89/3 üncü maddesi uyarınca aleyhine açılan davada, ön inceleme duruşmasına kadar (ön inceleme duruşmasından önce) davayı tamamen ya da haklı olup olmadığını bildiği kısım yönünden kabul etmesi gerekir. Bu yönde bir kabulü olmadığı sürece davalı, davanın kabulü hâlinde yargılama giderlerinin tamamından, kısmen kabulü hâlinde ise haklılık durumuna belirlenen kısmından sorumlu olacaktır. Eldeki davada da, yapılan yargılama sonucunda davacının menfi tespit istemi mahkemece kabul edilmiş, ancak davalı taraf ilk duruşmada davayı kısmen veya tamamen kabul ettiğine dair bir beyanda bulunmamıştır. O hâlde; menfi tespit davası davacı taraf lehine sonuçlandığından davacı yararına yargılama giderleri ile vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2022/ (11) 62 Esas, 2023/464 Karar sayılı ilamı.)

2. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, davalı görülmekte olan davanın açılmasına neden olmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacının bu dava nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Az yukarıda belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ilamı gereğince, menfi tespit davası davacı taraf lehine sonuçlandığından davacı yararına yargılama giderleri ile vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekir. Menfi tespit davaları Kanun hükmü gereğince maktu harca tabi ise de hükmedilecek vekalet ücreti nisbidir. Ancak İlk Derece Mahkemesince maktu vekalet ücreti hesap edilmesine rağmen, davacı taraf bu hususta istinaf buşvurusunda bulunmadığından davalı için müktesep hak oluşturmuştur. Hal böyle olunca Mahkemece davacı yararına yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının kabulüyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5/2 numaralı bendinde yer alan "davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden davacıdan alınarak " ibarelerinin hükümden çıkartılarak yerine "davalıdan alınarak" ibaresinin yazılmasına, hükmün 5/3 bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "davacı vekili için 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün 5/4 bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "toplam 93,90 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.