Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1531 E. 2024/4212 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle açılan tazminat davasında, manevi tazminat miktarının azlığı, illiyet bağının bulunmadığı, davanın belirsiz değil kısmi dava olduğu, ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığı ve faiz başlangıcı ile zarar hesaplama yöntemine itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına göre hükmedilen manevi tazminat miktarının uygun, davanın kısmi dava niteliğinde ancak ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğramamış ve tazminatın tamamına olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/406 E., 2024/28 K.

Taraflar arasındaki tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından duruşmasız, davacı vekili ve davalı ... Hizmetleri A.Ş. (Özel ... A.Ş.) vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı asil ... ve vekilleri Avukat ..., Avukat ... ile davalı ...Ş. vekili Avukat ..., diğer davalı ... vekili Avukat ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin baş ağrısı, halsizlik şikayetleri nedeniyle davalı hastaneye başvurduğunu, 25.09.2007 tarihinde selektif koroner anjiyografi yapıldığını, anjiyografiden sonra şikayetlerinin gün geçtikçe arttığını, hızla kilo kaybettiğini, 19.11.2007 tarihinde Gazi Üniversitesinde tetkiklerinin yapıldığını, kronik böbrek yetmezliği tanısı konulduğunu, % 92 oranında maluliyet oranı ile özürlü sağlık kurulu raporu düzenlendiğini, davalı hastanenin ve davalı doktorun hazırlık işlemlerinin hiçbirini yapmadığı gibi anjiyografi sırasında ve sonrasında da komplikasyon ve böbrek hasarını önleyici tedbir ve yöntemlere başvurmadığını, anjiyografi işlemi ile müvekkilinin böbreklerinin ağır hasara uğratılmasına neden olduklarını, anjiyografi öncesinde müvekkilinin yeterince bilgilendirilmediğini ve onamın alınmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın 25.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.12.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 1.306.416,77 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...Ş. vekili; zamanaşımının gerçekleştiğini, davacının hastalığı ve yapılacak işlem konusunda bilgilendirildiğini, hastanenin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini, hekimin tıbbi müdahaleden doğan sorumluluğunun ve hizmet kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili; tıbbi müdahale öncesinde davacı hastaya yapılacak işlemin yararları ve sakıncaları ile uygulanmadığı takdirde meydana gelecek sonuçların anlatıldığını, yazılı onayın alındığını, davacının kronik böbrek yetmezliği hastalığı ile müvekkili tarafından yapılan tıbbi müdahale arasında illiyet bağının bulunmadığını, davacıya ön hazırlık yapıldığını, gerekli özen sonucu olarak hastada kroner anjiyografi ile ilişkili herhangi bir komplikasyon gelişmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 13.12.2012 tarihli, 2008/367 Esas, 2012/579 Karar sayılı kararla; davacının kronik böbrek hastalığının anjiyografi öncesinde de bulunduğu, anjiyografi işlemi ile kişideki kronik böbrek hastalığının illiyetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.03.2014 tarihli, 2013/9622 E., 2014/8620 K. sayılı kararıyla; hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda böbrek hastası olan davacı için yeterli ön araştırma yapılıp yapılmadığı hususunda yeterli irdeleme yapılmadığı gibi tatmin edici açıklamada da bulunulmadığı, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamayacağı, mahkemece, üniversitelerin ana bilim dallarından seçilecek uzmanlardan oluşacak bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, davalıların açıklanan hukuki konum ve sorumlulukları, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazları incelenmemiş, davalı ...Ş.'nin karar düzeltme istemi de aynı dairenin 19.02.2015 tarihli, 2014/24775 E., 2015/5076 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 27.10.2015 tarihli, 2015/131 Esas, 2015/469 K. sayılı davanın reddi kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.10.2017 tarihli, 2016/10747 E., 2017/9376 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamından, anjiyografi işleminden önce de ileri düzeyde böbrek rahatsızlığı olduğu tespit olmuş davacının, anjiyografi işleminden önce yeteri kadar bilgilendirilip aydınlatıldığından söz edilemeyeceği, o halde mahkemece, tazminat taleplerinin anılan yön gözönünde bulundurularak, yeniden değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, davalılar vekillerinin karar düzeltme istemleri aynı dairenin 11.02.2019 tarihli, 2018/459 E., 2019/1595 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 05.03.2020 tarihli, 2019/169 E., 2020/125 K. sayılı davanın reddi kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 01.06.2021 tarihli, 2020/12220 E., 2021/5780 K. sayılı kararıyla; bozmaya uyulması karşısında, yeniden aynı şekilde davacının aydınlatıldığı ve tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunmadığından bahisle red kararı verilemeyeceği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazları incelenmemiş olup, karara karşı Özel Damla A.Ş. vekilinin karar düzeltme istemi dairenin 21.10.2021 tarihli, 2021/6170 E., 2021/10551 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, hüküm kurmaya yeterli Adli Tıp raporları ile aktüerya raporlarının hükme esas alındığı, manevi tazminatın bir ceza olmadığı, malvarlığına ilişkin bir zararın karşılanmasının amaç edinilmediği hususları dikkate alınarak 20.000,00 TL manevi tazminat miktarı belirlendiği, dava belirsiz alacak davası olduğundan davalıların zamanaşımı iddialarına itibar edilmediği gerekçesiyle; davacının davasının ıslah ile birlikte kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi, 1.306.416,77 TL maddi tazminatın 25.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin redine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ...Ş. Vekili ve ... vekili ayrı ayrı sundukları temyiz dilekçeleri ile; dava konusu olayla yapılan işlem arasında illiyet bağı kurulmadığını, bu durumda tazminata hükmedilemeyeceğini, davanın belirsiz alacak değil kısmi dava niteliğinde olduğunu ve ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığını, kısmi davada ıslah ile artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini, zararın hesaplanmasına PMF tablosunun esas alınması gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3.Değerlendirme

Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalan hususların incelenmesinin artık mümkün olmadığı, hükme esas alınan aktüerya raporu ve TRH 2010 yaşam tablosu uygulamasının Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu, her ne kadar mahkemece dava belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmişse de dava tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu henüz yürürlüğe girmediğinden davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, ancak davacının uğradığı zarar miktarının dava sürecinde alınan raporda öğrenilmesine ve süresinde ıslah dilekçesi sunulmuş olmasına göre ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceği, dava konusu olay aynı zamanda haksız fiil niteliğinde bulunmakla, tazminatın tümüne olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Hükmü temyiz eden davacının adli müzaheret kararı almış olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.