"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/404 E., 2022/617 K.
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili; davacının bel fıtığı şikayetiyle davalı hastaneye başvurduğunu ve diğer davalı doktor tarafından 04.03.2009 tarihinde ameliyatının gerçekleştirildiğini, ameliyat sonrasında bir iyileşme olmadığı gibi vücudunda kasılmalar ve belden aşağısında kısmi felçlik yaşadığını ve hiçbir iyileşme belirtisi bulunmamasına rağmen davalı hastaneden 17.03.2009 tarihinde taburcu edildiğini, fizik tedaviye başlatmadığını, durumunda bir değişiklik olmaması nedeniyle bir başka doktora muayene olması neticesinde ameliyatın yanlış yapıldığı bilgisinin verildiğini ve fizik tedaviye başlatıldığını, ancak davacının eski sağlığına kavuşamadığını, davalıların kusuru nedeniyle maddi ve manevi zarar oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkları saklı kalmak kaydıyla; 10.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; yapılan operasyonda herhangi bir kusur, eksiklik ve hata bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... Hizmetleri San. Tic. A.Ş. vekili; davalının kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. İflas İdaresi vekili; davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durdurulması istemiş, davanın reddini talep etmiş, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra davaya devam edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemesinin 10.03.2016 tarihli ve 2011/183 E., 2016/60 K. sayılı kararıyla; ameliyat sonrası ortaya çıkan nöroloji tablosunun bu tür ameliyatlardan sonra her türlü özene rağmen oluşabilen ve herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen "komplikasyon" olarak nitelendirildiği, davacının ameliyatını gerçekleştiren sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.05.2018 tarihli ve 2016/23293 E., 2018/5805 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece özellikle nöroloji ve fizik tedavi uzmanının da bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle davalı doktorun gerçekleştirdiği ameliyat ameliyesininin ve özellikle bu operasyon sonrası erken dönemde gerçekleştirilmeyen olası müdahale ve tedavilerin sonuca etkileri ayrıntılı değerlendirilmek suretiyle, dava konusu olayda davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, denetimine elverişli, taraf itirazlarını açıklayıcı nitelikte rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; operasyon öncesinde imzalatılan onam formunda, hastaya tam bir şifa garantisi verilmediği ve teşhis ya da tedavi uygulamalarının sonuçlarına bağlı olabilecek hastalık durumları ve komplikasyonları kabul ettiği, alınan heyet raporu gereğince davalının atfı kabil kusuru bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 30.10.2023 tarihli ve 2023/1045 E., 2023/2944 K. sayılı ilamıyla; " davacının davalı hastanede davalı doktor tarafından bel fıtığı nedeniyle sağ tarafından 04.03.2009 tarihinde ameliyat edildiği, ancak davacının bel fıtığı nedeniyle daha önce sol tarafından 1995 yılında da ameliyat olduğu, bozma sonrası hükme alınan bilirkişi raporlarında hastanın sol bacakta güçsüzlüğünün 1995 yılında aynı mesafede sol taraftan gerçekleştirilen ameliyat sonrasında oluşan yapışıklıklara sekonder kordun gerilemesi sonucunda oluştuğunun düşündürdüğü hususunun açıklandığı, yine bilirkişi raporunda fizik tedavinin ise ameliyat sonrası 4-6 haftada başlandığı ve hastanın fizik tedavi birimine başvuru yaptığı zamanın uygun olduğu, hekime atfedilecek kusur bulunmadığı, %10 oranında görülebilecek komplikasyon olduğu belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacının itirazlarını karşılar nitelikte, bozmaya uygun, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine açık olduğu anlaşılmakla davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına " şeklinde karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili; 04.03.2009 tarihinde davalı tarafından gerçekleştirilen ameliyat sırasında omurilik uzantılarının hafif zorlanma ve zedelenmesinin söz konusu olduğunu, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 04.10.2012 tarihli raporunda da, davalı tarafından gerçekleştirilen ameliyatta kullanılan metalin orada meydana getirdiği hasardan söz edildiğini, böylelikle davalı tarafından gerçekleştirilen ameliyat sırasında sinirlerinin zedelendiği açıkça ortada iken halen olağan komplikasyon nitelendirmesinin hukuka aykırı olduğunu, omuriliğinin ameliyat sırasında metal ile zorlanma ve zedelenmesi gerçeğinin hükme esas alınan bilirkişi raporunda hiçbir şekilde yer almadığını, ayrıca sağ tarafından yapılan ameliyatta sol bacağa giden sinirlerin tahrip edilmesinin nasıl olağan komplikasyon olabileceğinin de açıklanmadığını, raporda fizik tedavi sürecine hekimin yönlendirip yönlendirmediği hususunda değerlendirme yapılmadığını, daha erken başlanması halinde durumda bir değişiklik olup olmayacağı da değerlendirilmediğini, raporun itirazları karşılar nitelikte hükme elverişli olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 386 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen kararın bozmaya uygun olmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.