"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/118 E., 2024/417 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/508 E., 2021/126 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin annesi ...'nin 19.10.2015 tarihinde vefatı ile geriye mirasçı olarak müvekkili ve davalının kaldığını, murisin ölümünden yaklaşık 1 yıl önce 26.09.2014 tarihinde İstanbul Büyükçekmece .... Noterliğinin 34063 yevmiyeli nolu işlemi ile davalı ile düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalandığını, sözlemeye göre murisin tüm taşınmazlarını davalıya bıraktığını, yapılan sözleşmenin murisin hastalığı ve yaşlılığı nedeniyle ehliyet yönünden geçersiz olduğunu, murisin bakımla orantılı olmayacak şekilde tüm taşınmazlarını davalıya bırakmasının muvazaalı olduğunu, davalının muristen aldığı vekaletname ile murisin maaşlarını, bankadaki mevduatlarını, kiralarını, tasarruf ve alacaklarını üzerine geçirdiğini, aldığı bu değerleri de terekeye iade etmesi gerektiğini ileri sürerek; ölünceye kadar bakma sözleşmesinin öncelikle ehliyetsizlik, olmadığı taktirde muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespiti ile iptaline, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; murisin sağlığında akli melekeleri noktasında hiçbir sorununun bulunmadığını, müvekkilinin maddi ve manevi olarak sağlığında ve özellikle hastalığında murisin sürekli yanında olduğunu, davaya konu olan malların murisin eşi tarafların babası ...’ten intikal etmiş olan mallar olduğunu, gerek muris babanın sağlığında gerekse muris annenin sağlığında her ikisi tarafından da davacının erkek olması nedeniyle pozitif ayrımcılık yapıldığını ve davacının sürekli maddi olarak desteklendiğini, birtakım malların mülkiyetinin davacıya geçirildiğini, bir kısım malların satılarak parasının iş yapması vs. gerekçelerle davacıya verildiğini, ölünceye kadar bakma akitlerinin ivazlı akitlerden olması nedeniyle yasal olarak tenkise tabi olmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 04.08.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda muris ...'nin ölünceye kadar bakma sözleşmesinin yapıldığı tarihte fiil ehliyetine haiz olduğu belirtildiğinden ehliyetsizlik iddiasının reddinin gerektiği, muris muvvazasına dayalı olan davalarda hak düşürücü süre ile zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği, tarafların ortak murislerinin taşınmazlarının tamamını davalıya ölünceye kadar bakım akdi ile devretmiş olduğu, yapılan işlemle tarafların ortak murislerinin asıl amacının bağış olduğununun açıkça anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, ölünceye kadar bakma akdinin feshine, davacının tazminat talebine ilişkin davanın geri alma nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş; karara karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin sözleşme tarihi itibariyle 82 yaşında ve hastalıkları nedeniyle bakıma muhtaç olduğu anlaşılmakla birlikte tüm malvarlığını sözleşmeye konu ettiği, taşınmazların değerinin oldukça yüksek oluşu dikkate alındığında bakım karşılığında devrinin makul karşılanabilecek sınırda olmadığı, davalı tarafça gerek babalarının sağlığında gerekse muris annenin sağlığında her ikisi tarafından da bir takım malların mülkiyetinin davacıya geçirildiği, bir kısım malların satılarak parasının iş yapması gibi gerekçelerle yine davacıya verildiği ileri sürülmüş ise de, Mahkemece bu belgelerin önce celbine karar verildiği halde dosyada yeterli masraf bulunmadığından celp edilemediği, akabinde 25.04.2017 tarihli duruşmada davalı tarafa masraf eksikliğinin tamamlaması için süre verildiği, ancak duruşma tutanaklarında eksikliğin tamamlanıp tamamlanmadığından söz edilmediği ve söz konusu belgelerin celp edildiğine dair bilgi veya belgeye rastlanılmadığı, bu aşamadan sonra da yargılama süresince davalı tarafça söz konusu eksikliğin tamamlanması yönünde bir talepte bulunulmadığı, 05.10.2016 tarihli dilekçe içeriğinden söz konusu belgelerin önemli bir bölümünün muris anne tarafından değil ondan daha önce vefat ettiği anlaşılan baba tarafından yapılan kazandırmalara ilişkin olduğu, anne tarafından bedeli ödendiği ve davacı adına tescil edildiği belirtilen taşınmazlar yönünden ödeme belgesi sunulmadığı, salt davacı adına 3. şahıslarca yapılan tapu tescili ile iddianın ispatının mümkün olmadığı, davalı tanıklarının da bu hususta bir beyanlarının bulunmadığı, kaldı ki muris anne adına olan pasif tapu kayıtları incelendiğinde anneden sadece davacıya yapılan bir tapu devrine rastlanılmadığı, davalının bu yöndeki istinaf sebebine itibar edilmediği, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ve 30. maddeleri uyarınca gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği, dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin (davacı mirasçının payına isabet eden değer olan 1.790.801,00 TL) esas alınacağı gözardı edilerek, maktu harca ve maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının isabetli olmadığı, Mahkemece sözleşmenin iptali yerine ileriye etkili olacak şekilde feshine karar verilmiş olmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kabulüne, ölünceye kadar bakma akdinin iptaline, davacının tazminat talebine ilişkin davanın geri alma nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; sundukları uzman mütalaası ile Adli Tıp Raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, uzman görüşüne neden itibar edilmediğinin gerekçede açıklanmadığını, ehliyetsizlik iddialarının yeterince incelenmediğini, kararda murisin yaşı dışındaki tüm değerlendirmelerin soyut olduğunu, eksik gerekçeye istinaden hüküm kurulduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; Mahkemece salt taşınmaz sayısı ve değerinden hareketle muvazaa bulunduğu kabulünün hatalı olduğunu, Mahkemece muris ve eşi tarafından davacıya yapılan kazandırmaların dikkate alınmadığını, verilen sürede masraf yatırılmış olmasına rağmen delillerinin celp edilmediğini, davacı lehine yapılan kazandırmaların değerleri tespit edildiğinde bu bedelin muris ...'nin hissesine karşılık gelen bedelden fazla olduğunun tespit edilebileceğini, yapılan kazandırmaların baba yada anne tarafından yapılmış olmasının sonuca etki etmediğini, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın sözleşmenin iptaline yönelik olduğunu, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle, kabul edilmemesi halinde muvazaa nedeniyle iptali, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde tenkis istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere, özellikle alınan Adli Tıp Kurumu raporunda murisin ölünceye kadar bakma sözleşmesinin yapıldığı tarihte fiil ehliyetine haiz olduğunun tespit edilmesine, raporun hüküm kurmaya elverişli olmasına, murisin tüm malvarlığının toplam değerinin bakım karşılığı ödenmesi gereken mutad bedelden fahiş oranda fazla olduğunun anlaşılmasına, muris tarafından davacıya yapılan kazandırmaların ispatlanamamasına, buna bağlı olarak sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığının kabulüne göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.