"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/42 E., 2023/131 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ile duruşma istemli olarak davalı ... vekili tarafında temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı ... yönünden hüküm altına alınan miktar duruşma sınırının altında kaldığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin duruşma isteminin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin maliki bulunduğu ... Mahallesi 250 ada 19 parselde kayıtlı gayrimenkulün, 08.06.2008 tarihinde davalılardan ...'ın kiracısı olduğu 20 parselde bulunan köftecilik işi yapılan dükkanda kullanılan tüpten sızan gazın yerde birikmesi sonucu, meydana gelen patlamada tamamen yıkıldığını; kazanın tamamen davalı (kiracı) ...'ın kusuru neticesinde meydana geldiğini, kat maliki olan diğer davalıların da lokanta olarak işletmeye uygun olmayan işyerlerini davalıya köfteci olarak kiraya vermeleri nedeniyle özensiz davrandıklarından, zarardan bina sahibi olarak sorumlu olduklarını ileri sürerek; dava konusu gayrimenkulün yeniden inşa edilmesi için harcanacak toplam 200.000,00 TL maddi tazminat ve yoksun kalınan 10 aylık kira bedeli olan 67.275,00 USD'nin (dava tarihindeki kur üzerinden 107.640,00 TL'nin) ödeme tarihindeki kur üzerinden yasada belirtilen faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacılara ait, binanın kaçak yapı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, yapılan tespite ve belirlenen binanın yapım masrafına itiraz ettiklerini, ayrıca davacıların yoksul kalınan 10 aylık kira gelirine ilişkin taleplerinin de yasal olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davalılardan ... ile mal sahibi davalı müvekkili arasında kira sözleşmesi bulunmadığını, zarara sebebiyet veren davalının fuzuli şagil olduğunu, bu nedenle haksız işgal sonucu verilen zarar nedeni ile müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca dava dışı ...'e davanın ihbarı gerektiğini, talep edilen tazminatın kaçak yapıya ilişkin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili; müvekkilinin dava konusu gayrimenkulde kiracı olduğunu, olayda herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
4. Davalı ... vekili; yapının kaçak olduğunu belirtip, talebin fahiş olduğunu savunmuştur.
5. Davalılardan Şehnaz; açılan davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 29.05.2012 tarihli ve 2009/537 E., 2012/235 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre davanın 222.921,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tamamının, diğer davalılardan hisseleri nispetinde tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 07.05.2013 tarihli ve 2013/1471 E., 2013/7378 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davalıların olay nedeniyle yıkılan davacıya ait binanın kaçak yapı olduğunu ileri sürdükleri, tapu kaydında da; taşınmazın niteliğinin, "katı müştemil maa oda kagir dükkan" olarak gösterildiği, oysa, bilirkişi raporunda; binanın bodrum+ zemin+2 normal+çekme katlı olduğu belirtilip, bu niteliği ile hesaplamada bulunulduğu, Mahkemece; davalıların iddiaları doğrultusunda, binanın kaçak olup olmadığı hususunda bir inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, ayrıca bina maliki davalıların sorumluluğunun 3. kişinin eylemi ile illiyet bağının kesilmesi durumunda ortadan kalkacağı, kiraya verilen yerin 1/2 malik olan davalı ...'ın imzaladığı sözleşme ile kiralandığı, bu durumda, kiracının eylemi sonucu oluşan zarar nedeniyle diğer 1/2 hisse maliki İskender'in sorumluluğunun incelenip, tartışılmadığı, bundan ayrı bilirkişi raporunda, binanın yeniden yapılması durumunda oluşan zarar bedeli belirlenirken, davacılara ait yıkılan binanın eski yapı olduğu ve yıpranma nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmediği, Mahkemece, eksik incelemeye dayalı, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, öte yandan davalıların olaydan dolayı oluşan zarardan sorumlu tutulmalarının; haklarında açılan ceza davası dosyasında verilecek kararla da ilintili olduğu, bu nedenle, ceza davası dosyasının bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuç dairesinde, davalıların sorumluluğunun değerlendirilip, tartışılması gerektiği, dava dilekçesinde; yeni bina yapımı sürecinde yoksun kalınan, 10 aylık kira bedeli olarak da 107.640,00 TL talep edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, binanın yeniden yapım süresinin 5,5 ay olduğu belirtilerek, bu süre için kira kaybı bedeli hesaplandığı, ülkemizdeki inşaat yapma prosüdürü ile ekonomik şartlar ve mevsimsel şartlar dikkate alındığında bu sürenin makul bir süre olmadığı, Mahkemece bu hususta yeniden ek rapor alınmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 25.01.2019 tarihli ve 2013/502 E., 2019/12 K. sayılı kararıla; davalılardan ...'ın kiracı olarak işlettiği köfteci işyerinin 1/2 payının davalı ..., 1/2 payının ise davalı ... dışındaki diğer davalıların mirasbırakanı İskender olduğu, işyerinin 17.03.2008 tarihli kira sözleşmesi ile ... isimli kişiye mağaza-satış yeri olarak kiraya verildiği, sözleşmede devir yasağının bulunduğu, buna rağmen işyerinin davalı ...'a köfteci olarak devredildiği, kira bedellerinin ise ... tarafından ödendiği, bina sahiplerinin kiraladıkları taşınmazın bir üçüncü kişiye devredildiğini bilmemelerinin normal olduğu, davalı ...'ın lokanta olarak işletmeye uygun olmayan işyerini bu şekilde kullanması ve bu nedenle üçüncü kişilere zarar vermesinden dolayı ceza mahkemesinde yargılanıp mahkum olmasının bina maliklerinin sorumluluğunu ortadan kaldıracağı, zira zararlandırıcı eylem ile bina maliklerinin sorumluluğu arasındaki nedensellik bağının kesildiği, davacı tarafın 15.12.2014 tarihli ıslah dilekçesinde 67.275,00 USD kira kaybı talep ettiği, davacıların taşınmazlarını döviz üzerinden kiralamaları nedeniyle 10 aylık kira kaybından doğan tazminat alacaklarını döviz olarak talep edebilecekleri gerekçesiyle; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 109.440,00 TL nin 08.06.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle ve 67.275,00 USD kira kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren döviz cinsi mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı ...' dan alınıp davacılara verilmesine, bina bedeline yönelik fazla talebin reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 10.09.2019 tarihli ve 2019/2867 E., 2019/6459 K. sayılı ilamla; davacıların tüm, davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, Mahkemece kira kaybı tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerekirken, davalı taraf yararına oluşan usuli müktesep hak gözetilmeyerek, kira kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren döviz cinsi mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmiş olmasının, usul ve yasaya aykır olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararı doğrultusunda davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek, kira kaybına yönelik davanın kabulü ile 67.275,00 USD kira kaybı tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer taleplere ilişkin karar Yargıtay kararı ile kesinleşmiş olmakla yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi hükmüne aykırı hüküm kurulduğunu, Mahkemenin önceki kararının bozulmakla hukuki geçerliliğini yitirdiğini, bozulan önceki kararın sonraki kararın eki niteliğinde olmadığını, Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, kusur yönünden delillerin tam olarak toplanmadığını, bina sahibi davalıların da sorumlu tutulması gerektiğini, bozmada bina sahibi İsfendiyar'ın kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması yani diğer bina sahipleri hakkındaki sorumlu olduklarına dair karar kesinleşmiş ve İsfendiyar dışındaki davalıların sorumluluğu bakımından davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen Mahkemece bunun dikkate alınmadığını, diğer davalı malik Keyan'ın kiraya veren sıfatı ile oluşan zarardan sorumlu olduğunun bozma ilamı ile kesinleştiğini, davalılardan yapı malikleri Keyan ve İskender'in hem kiraya veren hem de yapı maliki olarak sorumlu olduklarını, kira sözleşmesinin tarafı olmayan ...'ın yaptığı kira ödemesinin davalıların zararlandırıcı ve suç teşkil eden eylemleri ile zarar arasındaki illiyet bağını kesmek için yapıldığını, dava konusu binanın yeniden inşası için harcanacak paranın haksız fiil tarihi olan 08.06.2008 tarihinden itibaren faiziyle davacılara ödenmesi talepleri olmasına rağmen bu taleple ilgili hükümde kabul ya da redde yönelik değerlendirme olmadığını, dosyadaki bilirkişi raporları ile sabit olan alacaklarının da davalılardan alınıp davacılara verilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; davacıların kira tazminat talebi Türk parası olduğu halde USD olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı lehine usuli kazanılmış hak olduğunu, dava konusu taşınmaz tapuda 1 katlı gözüktüğü halde tazminata 1 bodrum ve 3 kat bedeli hesaplanıp karar verildiğini, bir kat dışındaki yapılar kaçak yapı olduğundan bu br kat dışındaki bodrum ve 3 kat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının olayda kusuru bulunmadığını, bu nedenle zarardan sorumlu olmadığını, ihbar olunan ... hakkında karar verilmemesinin de hatalı olduğunu, davalının işgalci olmadığını, hesaplanan tazminatın yüksek olduğunu, USD cinsinden mahrum kalınan kira bedeli dışındaki taleplerin kesinleştiği konusundaki değerlendirmenin de hatalı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılara ait taşınmazının davalılara ait olduğu iddia edilen binada meydana gelen patlama sonucunda zarar görmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılmayacağı anlaşılmakla, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi