Logo

3. Hukuk Dairesi2024/182 E. 2024/4115 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle hastaya gazlı bez unutulması sonucu ölümünün meydana gelmesi sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Doktor ve özel hastanenin vekalet sözleşmesinden doğan özen yükümlülüğüne aykırı davranarak hastaya gazlı bez unutmaları ve bunun da hastanın ölümüne sebebiyet verdiğinin bilirkişi raporlarıyla sabit olması ve hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerinde bulunması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1479 E., 2023/1705 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2016/2201 E., 2022/133 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların ve davacıların maddi tazminat yönünden istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların manevi tazminat yönünden yapmış oldukları istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkili ...'nin müteveffa eşi ...'nın hamileliği boyunca doktor kontrollerini davalı doktor ...'in yürüttüğünü ve doğumun diğer davalı İzmir Özel ... Hastanesinde 13.04.2016 tarihinde gerçekleştiğini, doğumdan sonra giderek ağrıları artan ...'ya davalı doktorun Tepecik Araştırma Hastanesine gitmesini söylediğini ancak sevkinin yapılmadığını, Tepecik Araştırma Hastanesinde 10.10.2016 tarihinde yapılan ameliyatta doğum esnasında rahim içerisinde sargı bezi unutulduğu görüldüğünden müteveffanın rahminin ve idrar kesesinin bir kısmının tamamen alındığını, yatan hasta çıkış raporunda, pelvik apse tanısıyla yapılmış olan ameliyatta önceki operasyonda tampon unutulduğunun açıkça belirtildiğini, ameliyattan sonra vücuttaki enfeksiyon yayılmaya devam ettiğinden tüm müdahalelere rağmen ...'nın tüm hayati organlarının iflas ederek 23.10.2016 tarihinde vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere ... için 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat, ... için 1.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminat, ... için 20.000,00 TL manevi tazminat, ... ve ... için ise 30.000,00 TL'şer manevi tazminatın olay tarihinden

itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 10.12.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini ... için 481.364,40 TL'ye, ... için 139.905,53 TL'ye çıkartmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı ... Yapı vekili; müteveffa ...'nın şikayetlerinin operasyondan 2,5 ay sonra başladığını, müvekkili Hastanede enfeksiyon hastalıkları bölümü bulunmadığından, kendisine 3. basamak bir hastanede tanı ve tedavi önerildiğini, 28.06.2016 tarihinden sonra ...'nın hastaneye girişinin olmadığını, ...'nın doğumdan sonra 2 sefer hastaneye geldiğini, bunlardan birisinin doğumdan 8 gün sonra, diğerinin ise 2,5 ay sonra olduğunu, müteveffa ...'nın doğumdan 6 ay 10 gün, müvekkili Hastanedeki en son kontrolden 3 ay 25 gün sonra vefat ettiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini ve müteveffanın gittiği 3. basamak hastanesinin sorumlu olduğunu, illiyet bağının kesildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; ...'ın ölümünden dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, 28.06.2016 tarihinden ölüm tarihi olan 23.10.2016 tarihine kadar geçen yaklaşık 4 aylık süreçte hastanın tedavisinin yapılamamış olması nedeniyle ölüm olayında diğer kişi veya kuruluşların sorumluluğunun bulunduğunu, tampon unutulduğu iddiasına ilişkin müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ...'nın ölüm sebebi ameliyat sırasında tamponun unutulması olarak kabul edilse dahi, tüm sorumluluğun Özel ... Hastanesine ait olduğunu, tampon sayımının müvekkilinin görev ve yetkisinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, müteveffa ...'ın sezeryan ameliyat sırasında davalı doktor tarafından batın bölgesinde gazlı bez unutulduğu, murisin ölümünün gazlı bez unutulmasına bağlı batın içi apse, gelişen septik şok ve komplikasyonlar sonucu meydana geldiği anlaşılmakla, davalı doktorun kusurlu eylemleri hastanın ölümüne sebep olduğundan sorumlu olduğu, davalı Hastanenin ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğu hükümleri gereğince sorumlu olduğu, Mahkemece dosya kapsamında aldırılan hesap bilirkişinin 05.03.2021 havale tarihli ek raporunda, maddi tazminat tutarlarının hesaplandığı, somut olayda manevi tazminat koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, olayın oluş şekli, olay sebebiyle davacıların yaşadığı acı ve üzüntünün derecesi ile tarafların kusur durumunun göz önünde bulundurulduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; a) Maddi tazminat talebi yönünden açılan davanın kabulü ile; davacı Eşi ... için 481.364,40 TL ve davacı çocuk ... için 139.905,33 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 621.269,93 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 23.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşteriken ve müteselsilen tahsili ile davacılar ... ve ...'a verilmesine, b) Manevi tazminat talebi yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı eş ... için takdiren 60.000,00 TL, davacı çocuk için ... için 50.000,00 TL, davacı anne ... için 25.000,00 TL davacı baba ... için 25.000,00 TL, davacı kardeş ... için 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 175.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşteriken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili; müteveffanın aylık ücretine ilişkin emsal ücret araştırması yapılmaksızın, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamanın Yargıtay İçtihatları ile belirlenmiş temel ilkelere aykırı olduğunu, asgari ücret dikkate alınarak yapılan hesaplamayı kabul etmemekle birlikte; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun 03.03.2021 tarihinde tanzim edildiğini, kararın 05.04.2022 tarihinde verildiğini, 1 yılı aşan süre sonunda karar verildiğini, bu süre içerisinde asgari ücret miktarında ciddi bir artış yaşandığını, en son güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmadığını, Yerleşmiş Yargıtay İçtihatları gereğince karar tarihine en yakın güncel veriler üzerinden hesaplama yapılmasının zorunlu olup, hükme esas alınan hesap raporunda, davacıların muhtemel bakiye ömrü hesabında PMF 1931 yaşam tablosuna göre bakiye ömrün belirlendiğini ancak TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması yönünde Yargıtay İçtihatlarında uygulama değişikliğine gidildiğini, hükmedilen manevi tazminatın çok az olduğunu, diğer yandan manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ifade ederek, kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı ... vekili; gazlı bez unutulmasında asli kusurlunun sayım hemşiresi ve diğer davalı Hastane olduğunu, karar verilirken taleple bağlılık ilkesinin dikkate alınmadığını, ölüm olayı ile ilgili kusurluların doğru teşhis ve tedaviyi uygulamayan dava dışı Tepecik Hastanesi ile tedaviyi kabul etmeyen müteveffa ... olduğunu, davacı tarafın ıslah dilekçesindeki talebinin müşterek müteselsil olmamasına karşın Yerel Mahkeme müşterek ve müteselsil sorumluluğa hükmedildiğini, hükmedilen manevi tazminatların fahiş olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu ifade ederek, kararı istinaf etmiştir.

3. Davalı ... Yapı vekili; müteveffa ...'ın şikayetlerinin sezeryan operasyonundan 2,5 ay sonra başladığını ve kendisine 3. basamak bir hastanede tanı ve tedavi olmasının önerildiğini, 28.06.2016 tarihinden sonra müteveffa ...'nın hastaneye herhangi bir girişi ve kaydının olmadığını, doğumdan 2,5 ay sonra şikayetleri üzerine diğer davalı doktor ... tarafından epikriz düzenlendiği, müteveffa ...'ın doğumdan 6 ay 10 gün, hastanedeki en son kontrolden 3 ay 25 gün sonra vefat ettiğini, burada geçen sürelere bakıldığında müvekkilinin sorumluluğunun bittiğini ve müteveffanın gittiği 3. basamak hastanelerin sorumlu olduğunu, müteveffa ...'nın vefatında hastane ile ilgili illiyet bağının kesildiğini, müvekkili Hastanede müteveffanın gereken tedavilerinin yapıldığını, doğum operasyonu ile vefat arasındaki sürenin uzunluğu, diğer 3. basamak hastanelerin tanı ve tedavileri, hastanın ihmalkarlığı, talimat ve önerilerine de uymamasının illiyet bağını ortadan kaldırdığını ifade ederek, kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hükme dayanak alınan bilirkişi ek raporunun, rapor tarihi ile karar tarihi arasında geçen süreye göre tazminat hesabı için yeniden rapor alınması talebinin yerinde bulunmamasına, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması ile tazminat hesabının PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak yapılmasının doğru bulunmasına, müteveffa ...'ın aylık gelirine ilişkin olarak ispata elverişli somut delil sunulamaması ve müteveffanın vasıflı işçi olduğunun ileri sürülmemesi itibariyle asgari ücret esas alınarak yapılan tazminat hesabının yerinde olduğu, davaya konu uyuşmazlıkta, müteveffa ...'nın hayatını kaybetmiş olması nedeniyle, davacıların yaşadıkları üzüntü ve acıların yoğunluğu ve açıklanan manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler dikkate alındığında Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, davacıların maddi tazminat yönünden, davalıların ise maddi ve manevi tazminat yönünden yapmış oldukları istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların manevi tazminat yönünden yapmış oldukları istinaf başvurusunun kabulüyle; İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilmesine; davanın kabulü ile; maddi tazminat talebi yönünden; aynı hüküm kurulmuş, manevi tazminat talebi yönünden; davacı eş ... için takdiren 150.000,00 TL, davacı çocuk için ... için 100.000,00 TL, davacı anne ... için 30.000,00 TL, davacı baba ... için 30.000,00 TL, davacı kardeş ... için 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 330.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; vekalet ücreti dışındaki istinaf sebepleri tekrar edilerek, kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı ... vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararı temyiz etmiştir.

3. Davalı ... Yapı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kusursuz sorumluluğu olanların manevi olarak zarardan sorumlu olmasının hukuken adaletli bir yaklaşım olmadığını ifade ederek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; davalı özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi'' başlıklı 141 inci maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 400 üncü maddesi,

3. Aynı Kanun'un 502 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davanın temeli vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

2. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle müteveffa ...'ın sezeryan ameliyat sırasında davalı doktor tarafından batın bölgesinde gazlı bez unutulduğu, murisin ölümünün gazlı bez unutulmasına bağlı meydana geldiğinin bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu, Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları gereğince doktor ve özel hastane ile hasta arasındaki ilişkinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı doktor ve Hastanenin kusurlu eylemleri sonucu hastanın ölümüne sebep oldukları, hükme esas alınan bilirkişi ek raporundaki hesaplamaya davacı tarafça itiraz edilmemiş olmakla, bunun yanında bilirkişi ek raporunda karar tarihine en yakın tarihe göre değerlendirme yapılmasının yerinde olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğunun anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.