"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/312 E., 2024/552 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/389 E., 2022/382 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin doktorun telkini sonucu zayıflamak amacıyla tüp mide ameliyat olmak için davalı hastaneye yatış yaptığını, ameliyatının 25.01.2019 tarihinde davalı doktor tarafından yapıldığını, her şeyin yolunda olduğu söylenerek 3 gün sonra müvekkilinin taburcu edildiğini, iki gün sonra karnında aşırı ağrı ve şişme olmaya başladığı ve ağrıların arttığını ve tahsil ve MR çekimi sonucunda tedavi uygulandığı ancak en son şişme ve ağrılarının artması sonucu 13.03.2019 tarihinde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine müracaat ettiği, buradaki ilk kontrollerde müvekkiline intraabdominal apse ve fistül sebebiyle yatarak tedavi yapıldığı, tekrar ameliyat edildiği, ameliyattan sonra tedavi sürecinin burada devam ettiğini, bu durumun müvekkilinin ruh halini olumsuz etkilediğini, müvekkilinin tüm bu yaşadığı kötü süreçlerin sebebinin davalı ...'in ameliyatındaki hataları ve devamındaki ilgisizliği olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00-TL maddi ve 250.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 260.000,00-TL tazminatın ameliyat tarihi olan 25/01/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Sağlık Hizmetleri A.Ş vekili; müvekkili hastanenin bir sorumluluğunun bulunmadığını, diğer davalı doktor İbrahim takipli davacının 24.01.2019 tarihinde müvekkili şirkete bağlı hastaneye yatışının sağlandığını, davacının diğer davalı ...'in muayenehanesinden hizmet aldığı ve müvekkili şirketin hastane tarafından sadece ameliyathane ve otelcilik hizmeti verildiğini, diğer davalı ... tarafından gerekli işlemlerin yapıldığını, kusur iddialarını kabul etmemekle birlikte tazminat talebinin haksız ve fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davacının 2. dereceden obezite sorunu nedeniyle ameliyata uygun olduğu, davalının 24.01.2019 tarihinde hastaneye yatırıldığını, hazırlık tahlillerinin hepsinin yapıldığını, ilgili branş doktoru ile birlikte konsülte edilmiş olup ameliyatla ilgili engel bir durumunun olmadığı ortaya çıkması üzerine sözlü ve yazılı olarak ameliyat ilgili bilgilendirmeler yapılarak onamı alındığını, davacının olası riskleri bildiğini ve kabul ettiğini bildirmesi üzerine Sleeve Gastrektomi ameliyatı yapıldığını, 13.02.2019 tarihinde girişimsel radyolog tarafından apse drenajı yapıldığını, takip eden dönemde 16.02.2019 tarihleri arasında ... hastanesine yatırılmış olup tedavisi yapıldığını, davacının 08.03.2019 tarihinden sonra kontrole çağrılmasına rağmen gelmediğini, takip ve tedaviye uymadığını, dava dilekçesinde belirtildiğine göre Gazi Üniversitesi'nde tedaviye devam etmiş olduğu, davacının klinikte kontrollerine devam etseydi müvekkili tarafından medikal ve cerrahi olarak gereken tüm tedavilerinin yapılacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda şeker hastası, tansiyon hastası ve kalp hastası olan davacının yaptığı araştırmalar sonunda kendi iradesi ile seçtiği davalı doktorun, kasıt ihmal veya özensizlik ile davacının ameliyatı sonrasında oluşan komplikasyona sebep oluğuna ilişkin veya mesleki ehliyetsizliğine ilişkin bir bilgi ve belge ibraz edilmediği gibi alınan heyet raporlarında da buna ilişkin bir tespit bulunmadığı, adı geçenin hekimlik uygulamasında kusuru olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine, ayrıntılı, gerekçeli, taraf ve mahkeme denetimine elverişli bilirkişi raporları içeriğine ve davacının dava dilekçesinde ve aşamalarda alınan bilirkişi raporlarına yönelik itiraz dilekçelerinde davacının ameliyat konusunda yeterince bilgilendirilmediği/aydınlatılmış onam formlarının yeterli olmadığı yönünde bir iddiada bulunmamış olması nedeniyle davacı tarafın istinaf sebebini teşkil eden itirazlarının ilk derece mahkemesinde usulünce ileri sürülmediği gibi, re'sen gözönünde tutulacak, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hallerden de olmamasına istinaf aşamasında incelenemeyeceği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı doktora ameliyat olan davacının ameliyatın başarılı olduğu söylenerek taburcu edilmesine rağmen 2 gün sonra karnında ağrı ve şişme üzerine doktoru aradığını, durumun normal olduğunun söylendiğini, ancak iyileşme olmayınca gittiği doktorların yapılan test ve muayenelerden sonra ameliyatın hatalı yapıldığını ve müvekkilin midesinde sızıntı (kaçak) olduğunu ifade ettiklerini, sonraki süreçte davalı doktorun davacı ile irtibatını kestiğini, davacının bir çok ayrı sağlık kuruluşunda şifa aradığını, aylarca işe gidemediğini, ailevi sorunlar yaşadığını, müvekkilin gittiği tüm doktorların, ameliyatın hatalı yapıldığını söylediklerini ancak bu konuda rapor ya da benzeri bir belge vermeye yanaşmadıklarını, müvekkilin sol karın boşluğunda çürümeler ve hatta kaburga kemiklerinde de çürümeler meydana geldiğini, alınan iki bilirkişi heyet raporunun da davalının aleyhine tespitte bulunmadıklarını, tüm olumsuzluklara rağmen olağan kabul ettiklerini, rapora itiraz ettiklerini, raporların gerçeği yansıtmadığı, müvekkilinin ameliyat öncesi ameliyat konusunda yeterince bilgilendirilmediği, bunu ayrıca belirtmeleri gerekmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkinidir.
Mahkemece aldırılan 12.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda, fazla kilo, hareket kısıtlılığı, hipertansiyon, uyku bozukluğu ve nefes darlığı şikayetleri ile başvuran hastanın yapılan muayene ile tetkiklerinde 2.derece obezite tespit edilerek sleeve gastrektomi ameliyatı yapılmış olduğu, obezite için yapılan cerrahi girişimler arasında söz konusu ameliyat şeklinin uygulanan yöntemlerden biri olduğu, bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkan anastomoz kaçağı, enfeksiyon, intraabdominal abse ve fistül klinik durumlarının bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmalden kaynaklanmayan "komplikasyon" olarak nitelendirildiği, söz konusu komplikasyonları gidermeye yönelik müteaddit operasyonların yapılabileceği, komplikasyon yönetiminin uygun olduğu cihetle; dava konusu olayda kişinin tedavisine katılan sağlık görevlilerinin uygulamalarının tıp bilimince genel kabul görmüş ilke ve kurallara uygun olduğu, dolayısıyla Dr. ...'e atfi-kabil kusur bulunmadığı belirtilmiştir.
18.04.2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacı ...'ün 24.01.2019 tarihinde morbid obezite tanısı ile. ... hastanesinde Dr. ... tarafından Sleeve Gastrektomi (tüp mide) ameliyatı ve sonrasında meydana gelen istenmeyen durumun değerlendirilmesinde, raporumuzun Tıbbi değerlendirme kısmında detaylı olarak belirtildiği üzere, söz konusu ameliyatın endikasyonu ameliyat tekniği ve sonrasında gelişen komplikasyonun yönetiminde Dr. ...' e itafen bir kusur tespit edilemediğini belirtmiştir.
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemece aldırılan heyet raporlarının birbiriyle uyumlu olmasına, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.