Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2013 E. 2024/3090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı eczacı tarafından Kuruma fatura edilen reçetelerde ilaçların hasta ya da yakınına teslim edilmediği gerekçesiyle uygulanan cezai şart, uyarı ve reçete bedelinin tahsiline ilişkin Kurum işleminin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu işlemden sonra yürürlüğe giren ve davacı lehine olan 2016 tarihli Eczane Protokolü hükümlerine göre cezai işlem uygulanabilmesi için eczanede denetim şartı getirildiği, ancak somut olayda davacı eczanede denetim yapılmadığı gözetilerek, davanın kısmen değil tamamen kabulü gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2457 E., 2022/2895 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/1045 E., 2021/451 K.

Taraflar arasındaki muarazanın meni davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının ... Eczanesi adı altında serbest eczacılık mesleğini icra ettiğini, davalı Kurumun 18.12.2015 tarihli yazısında ilaçların kimliği belirsiz kişilere teslim edildiği veya hastaya ilaçlar teslim edilmiş gibi sisteme giriş yapıldığı tespit edildiğinden sözleşme ve protokolün (5.3.5) maddesi uyarınca reçete bedeli 9.367,56 TL ile reçetenin beş katı (9.367,56x5=46.837,80 TL) cezai şart olmak üzere toplam 56.205,36 TL uygulanmasına karar verildiğini, ilaçların ilgisine teslim edildiğini, teslim edilen kişiden elekronik ortam sebebiyle imza alınmasının mümkün bulunmadığını, ... Üniversitesinde görevli İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji, İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji ve Kardiyoloji uzmanları tarafından hasta ... adına kanser teşhisi ile 07.06.2014-07.06.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere rapor düzenlendiğini, hasta adına Uzunköprü Devlet Hastanesinde Dr. ... tarafından elektronik reçete tanzim edildiğini, yazılan elektronik reçetenin şifre ile eczaneye ibraz edildiğini, eczane provizyon sisteminden onay alarak ilaçların hasta yakınına teslim edildiğini, reçete sahte olarak düzenlenmiş olsa dahi eczane tarafından bu sahteciliğin bilinmesinin mümkün olamayacağını, hastane tarafından verilen elektronik şifre ile eczaneye gelen hasta ve yakınına ilaçlarının teslim edildiğini, bu suretle reçetede yazan ilaçların verilmesinden dolayı davacının bir kusur ve ihmalinin bulunmadığının kabulünün gerektiğini, mevcut yasal düzenlemeye göre protokolün (5.3.5) maddesi koşullarının uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek; davalı Kurumun 18.12.2015 tarihli işlemlerin haksız olduğunun tespiti ile iptaline, bu şekilde muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 2015/471 E. 2017/423 K. sayılı kararıyla; davaya konu olayda sahte raporun Devlet Hastanesi doktoru ... tarafından e-reçete şeklinde düzenlendiği protokol hükümlerine göre ilaçları alan kişinin TC kimlik numarasının medula sistemine kayıt edilmesi ile işlemin tamamlanacağı, teslime ilişkin herhangi bir belge alınmayacağını, bu durumda davacı eczaneye cezai işlem yapılması için eczane çalışanlarının sahte reçete düzenleyenlerle birlikte el birliği içinde olması gerektiği, dosya da davacı ve çalışanların sahte rapor düzenleyenlerle işbirliği içinde olduğuna dair delil olmadığından davalı tarafından uygulanan cezai işlemin iptali gerekeceğinden bahisle davanın kabulüne, davalı Kurum tarafından verilen 18.12.2015 tarihli cezai işlemin iptaline karar verilmiş; davalı vekili tarafından kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile lehe olan hükümlerin uygulanması sebebiyle Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli 2015/471 E. 2017/423 K. sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunun gerekçeye dayalı, denetlenebilir, dosya kapsamına uygun bulunmakla hükme esas alındığı, yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre davacının sahibi olduğu eczanenin cezai işleme konu olan reçetelerde yer alan ilaçları hastaya teslim edilmiş gibi sisteme giriş yapıldığı, bu haliyle dava konusu cezai işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; yerel Mahkeme kararının bilirkişi raporlarına aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına da uygun olmadığını, protokolde yapılan değişikliklerin değerlendirilmediğini, 2016 yılı Protokolünün (5.3.5) maddesinde açıkça denetim şartının getirildiğini, lehe olan sözleşme değişikliğinin uygulanması gerektiğini, 2021 Protokolünde yer alan (5.3.5) maddesinin dava konusu uyuşmazlığa uygulanma ihtimalinin bulunduğunu, davacının suça bir dahlinin olmadığını, haksız kazanç elde etme amacı taşımadığını, ilaçları ilgilisine teslim ettiğinin ortada olduğunu, zira davalı Kurumun dahi ilaçların teslim edilmediğini, haksız kazanç elde etme amacı ile sahtecilik fiiline karıştığı yönünde bir iddiasının bulunmadığını, davalı Kurumun sisteminde kayıtlı olan rapor ve reçetenin neden sahte olduğunun iddia edildiğinin taraflarınca bilinmediğini, reçetenin karşılanma usul ve esaslarına harfiyen uyulduğunu, kendisine atfedilecek bir kusur bulunmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 2020 yılı Protokolünün (5.3.5) maddesinin davacı lehine olduğu, Protokolün (6.10) maddesi uyarınca da bu hükme dayalı olarak cezai şartın belirlenmesi gerektiğinden bahisle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulüne, yersiz ve usulsüz düzenlenmiş reçetede yer alan ilaçların kimliği belirsiz kişilere teslim edildiği veya hastaya ilaçların teslim edilmemesine rağmen hastaya ilaçlar teslim edilmiş gibi sisteme giriş yapılması eylemi ile ilgili olarak davalı Kurumun 09.12.2015 tarihli işleminin 2020 yılı Eczane Protokolünün (5.3.5) maddesi gereğince indirilerek 18.735,12 TL cezai şart ve birinci kez uyarılma işlemi yönünden uygulanarak devamına, Protokolün (4.3.6) maddesi uyarınca 9.367,56 TL reçete bedelinin davacıdan tahsiline ilişkin Kurum işleminin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili, istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili; dava sonrasında yürürlüğe giren protokol hükmünün işbu davada uygulanamayacağını, ezacının bir reçetenin sahteliğini anlayabilmesi söz konusu değil ise de protokolde uygulanan hükmün, fatura edilen reçeteye konu ilacın hastaya ya da hasta yakınına teslim edilmemesi olduğunu, burada davacıya atfedilen kusur ve sorumluluk bu olup ilacı alan kişinin T.C. Kimlik numarası belirtilen kişi olup olmadığı olgusunun kontrol ve denetimi tamamen eczacının görev alanında olduğunu, SGK Soruşturma Raporunda sahte reçetede eczane provizyon sistemine ilaçları alan olarak adına reçete düzenlenen kişinin T.C. Kimlik numarasının girildiğini, fakat adına reçete düzenlenmiş kişilerce reçete içeriği ilaçların ilgili eczanelerden alınmadığının beyan edildiğini, bu durumda eczane tarafından hastalara ilaçların teslim edilmiş sayılamayacağını, sahte reçete düzenlenmesinde ve fatura edilmesinde kasıtları olmasa bile eczanelerin protokol hükümlerine uygun işlem yapmak durumunda olduklarını, bu bağlamda eczane provizyon sistemine ilaçları alan olarak adına reçete düzenlenen kişinin T.C. Kimlik numarasının girildiğini, e-reçeteden dolayı söz konusu reçeteyi Kuruma fatura eden eczanelerin ilgili protokol hükmünce (5.3.5) sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı eczacı tarafından Kuruma fatura edilen reçetelerde ilaçların hasta ya da yakınına teslim edilmediği gerekçesiyle 2012 yılı Eczane Protokolünün (5.3.5) maddesi uyarınca verilen

cezai şart, uyarı ve reçete bedelinin tahsiline ilişkin Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2016 yılı Eczane Protokolünün (5.3.3) ve (4.3.6) maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Taraflar arasında düzenlenen 2012 yılı Protokolünün (5.3.5) maddesinde, "Hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır." şeklinde düzenlenmiştir.

3. Dairemizin geri çevirme kararı ile istenen müfettiş raporu ve ceza dosyasının incelenmesinde; davacı hakkında işlem tesis edilirken esas alınan müfettiş raporunda bir kısım e-reçetelerde dava dışı 3. kişiler tarafından sahtecilik ve dolandırıcılık suçunun işlendiğinin ileri sürüldüğü, haklarında suç duyurusunda bulunulduğu ancak davacı hakkında açılmış bir ceza davasının bulunmadığı anlaşılmıştır.

4. Dava konusu cezai işlemin dayanağı olan Protokol maddesinde değişiklik olduğu sabit olup, "yakını" ibaresi yerine 2016 yılında yürürlüğe giren Protokolün (5.3.5) maddesinde "Kurum, İl Sağlık Müdürlüğü veya Eczacı Odası tarafından eczanede yapılan denetimde, reçete sahibi veya ilacı alan kişiye teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır." şeklinde davacı eczane lehine hüküm getirildiği tartışmasızdır.

5. Dava konusu reçete elektronik bir reçete olup, uygulamada reçete şifresi doktor tarafından oluşturulduktan sonra hastaya verilir, hasta T.C. kimlik numarası ile e-reçete şifresi eczacı tarafından Medula sistemine girilir, onay alındıktan sonra reçete hasta/reçeteyi getiren kişiye (yakınına) teslim edilmektedir. Sistemde doktor tarafından oluşturulan gerçek bir reçete olmadan bu onay alınamamaktadır.

6. 2009 ve 2012 yıllarında yapılan İlaç Temin Protokolünde ilaçların reçete sahibine ve “hasta yakınına” teslim edilebileceği hükmü düzenlenmişti. Ancak uygulamada yaşanan problemler sebebiyle 2016 ve sonrası Protokollerde "yakını” ibaresi “ilacı alan” olarak değiştirilmiştir. Bu durumda artık “ilacı alan” kişinin hasta yakını olması şartı kaldırılmıştır.

7. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince; davacı aleyhine uygulanan işlemin 2012 protokolünün (5.3.5) maddesine dayalı olduğu, işlemden sonra yürürlüğe giren 2016 Protokol hükümleri ile davacı lehine olacak şekilde belirtilen eyleme dayalı olarak cezai işlem uygulanabilmesi için eczanede denetim şartının getirildiği, ancak somut olayda davacıya ait eczanede denetim yapılmadığı, kurum kayıtları üzerinden soruşturmanın tamamlandığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki 2016 Protokolünün lehe olan hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu, davacının veya eczane çalışanlarının kurumu zarara uğrattığı hususunun 2016 Protokolü hükümlerine göre tespit edilemediği gerekçesiyle; davanın tümden kabulü gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.