Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2306 E. 2024/2667 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatın haklı nedenle azledildiği iddiasıyla açılan alacak davasında, avukatın ücret alacağının hesaplanması ve davacının yaptığı ödemenin iadesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamına uygun olarak, avukatın azlinin haksız olduğu ve ücret alacağının davacının ödemesinden fazla olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/455 E., 2024/98 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı avukata davalarını takip etmesi için 26.12.2007 tarihinde vekalet verdiğini ayrıca ücret sözleşmesi imzaladıklarını, davalıya toplam 72.425,00 TL masraf ve 15.000,00-TL vekalet ücreti ödediğini, davalının daha sonra avukatlık ücret sözleşmesinde bedeli ödenmiş olan davalar için tahsil olmamış icra dosyaları için yapmamış olduğu işler için ücret talep ettiğini, daha sonra davalıyı 23.09.2009 tarihinde azlettiğini, Avukatlık Kanunu'nun 174.maddesi gereğince haklı sebeplerle azledildiğinden davalının vekalet ücretine hak kazanmamış olup masraf avansı olarak almış olduğu paraları keserek almış olduğu vekalet ücretini iade etmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini istemiş, bilahare 17.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini arttırarak toplam 47.183,80-TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin, 28.12.2007 tarihli avukatlık ücreti sözleşmesi gereğince davacının çeşitli mahkemelerdeki davaları, icra takipleri vs.hukuki işlemlerinin müvekkilinin bürosu tarafından titizlikle yerine getirildiğini, davacı tarafından gönderilen 23.09.2009 tarihli azilname ile müvekkilinin vekillik görevine son verildiğini, müvekkiline tevdi edilen bütün işlemlerin hukuka uygun bir şekilde karşılıklı imzalanan avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca ve bu sözleşmenin 10.maddesine göre İstanbul Barosunun tavsiye edilen asgari ücret tarifesindeki rakam ve oranlara göre gerçekleştirildiğini, davacının yapılan iş ve işlemlerle ilgili bilgilendirildiğini, görüşünün alındığını, ileri sürdüğü iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu, yapılan işlemlerde iddia edildiği gibi hukuka aykırı hiçbir eylemin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.05.2013 tarih ve 2009/1145 E.- 2013/215 K. Sayılı kararı ile; yargılama esnasında aldırılan bilirkişi raporuna atıf ile davanın kabulüne, 47.183,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan)13. Hukuk Dairesinin 04.07.2014 tarih ve 2013/22968 E. 2014/22887 K. sayılı ilamıyla; gerekçeli kararda çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.11.2017 tarih ve 2014/435 E. 2017/444 K. Sayılı kararı ile; davalının azlinin haklı olduğunun kabulü gerektiği, yapılan yargılama sonucu toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile; 47.183,80 TL.alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan)13. Hukuk Dairesinin 18/12/2019 tarih ve 2018/5232 E. 2019/12765 K.. sayılı ilamıyla; mahkemece kararın gerekçe kısmında davacı lehine 48.183,80TL alacağa hükmedildiği kabul edilirken, hüküm kurulurken 47.183,80 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 03/06/2021 tarih ve 2020/149 E. 2021/175 K. sayılı kararı ile; davacı tarafça yapılan azlin haklı olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ve Avukatlık Kanunun 174.md.ne göre haklı azil durumunda yalnızca azil tarihine kadar hak ettiği ücretler ile varsa kendisi tarafından yapılmış masrafları talep edebileceği, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı tarafın talebi 47.183,80 TL üzerinden davanın kabulüne dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.04.2022 tarih ve 2021/7708 E. 2022/3194 K. sayılı ilamıyla; dosyaya kazandırılan belgeler incelendiğinde, Mahkemece, azlin haksız olduğunun kabulü ile sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı avukatın haksız azli nedeniyle talep edebileceği avukatlık ücretinin (KDV Dahil) 99.415,00 TL olduğu, işbu 99.415,00 TL avukatlık ücretinden davalı avukat yedinde kalan 65.624,30 TL'nin mahsubu halinde davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı sonuç ve kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, İstanbul Barosunun 01.07.2009-31.12.2009 tarihleri arasında yürürlükte olan tavsiye niteliğindeki asgari ücret tarifesine göre hesap yapılmasının hatalı olduğu, davalı tarafın davaya ilişkin talebinin yalnızca azlin haksız olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yönünde olmasına rağmen söz konusu davalı lehine avukatlık ücreti alacağı hesaplanmış olmasının doğru olmadığını, alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, müvekkilin avukatına karşı haklı azil iddiasına dayalı olarak açtığı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemeyeceği, olaya uygun ve içerik itibariyle yeterli ve denetlenebilir bulunan bilirkişi raporuna yönelik temyiz nedenlerinin yerinde olmadığının taraflar arasındaki ücret sözleşmesine göre yapılan hesaplamanın yerinde oluğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.