"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/884 E., 2024/1036 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/541 E., 2023/660 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin sol kalçasındaki ağrılar nedeniyle davalı hastanede çalışan davalı doktor tarafından ameliyat edildiğini, ameliyat sonrasında ağrılarının şiddetlendiğini, dizine ve beline sirayet ettiğini, davalı doktorun kendisine zaman geçtikçe ağrıların azalacağını bildirdiğini, ameliyat sonrasında 3 ay kadar yürüyemediğini, davalıya başvurduğunda dizinde menüsküs yırtığı bulunduğunu ve ameliyat edilmesi gerektiğini söylediğini, müvekkilinin ameliyat öncesinde hiçbir zaman bel ve diz ağrısının olmadığını, müvekkilinin birçok farklı hastaneye başvurarak muayene olduğunu, yapılan tetkikler sonucunda yanlış ameliyat neticesinde belde kayma olduğu, sağlığına kavuşabilmesi için iki aşamalı ameliyat gerektiği, neticede kalça protezi takılması icap ettiğinin bildirildiğini, müvekkilinin bu hastane muayeneleri ve tedavileri için harcamalar yaptığını, ameliyat sonrası taburcu edildiği tarihten itibaren halen bel ve dizindeki şiddetli ağrıların devam ettiğini, şiddetli ağrılar sebebiyle 3 ay çalışamadığını ileri sürerek; müvekkilinin uğradığı geçici iş göremezlik, maluliyet ve tedavi giderleri ile tedavi için yaptığı harcamalar için 5.000,00 TL maddi, çektiği acı ve ruhsal çöküntü sebebiyle 45.000,00 TL manevi tazminatın ameliyat tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacıya ait 22.10.2014 tarihli tomografi raporunda uyluk kemiğinin başının, kalça kemlği ile eklem yaptığı çukurlukta kemik tümörü/kist olduğu teşhis edildiğini, ilhak kanattaki kistik kitlenin şüpheli olması ve kemik yapısını zayıflatmasından dolayı leğen kemiği ve kalça kemiğinde patolojik kırık riskini arttırdığını, bu nedenle davacıya tedavi olarak ameliyat önerildiğini, davacı tarafından imzalanan onam formunda açıkça kitlenin temizlenmesi için operasyona girdiğinin görüldüğünü, müvekkili tarafından yapılan ameliyatta, davacının sol üst kalçasındaki kitlenin temizlendiğini, temizlenen bölgeye kemik tozu doldurularak operasyonun tamamlandığını, müvekkili tarafından davacıya ameliyattan evvel açıkça şikayetçi olarak başvurduğu ağrıların röntgenlerde de teşhis olduğu üzere kireçlenme nedeniyle olduğunu, yapılacak olan ameliyatın amacının kalça eklemindeki mevcut kireçlenmeyi tedavi etme amaçlı olmadığının açıkça izah edildiğini, davacının iddia ettiği menüsküs yırtılması ve bel kaymasının müvekkili tarafından yapılan ameliyatla ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Medilife Hastanesi vekili; davacının gördüğü tedavi ile iddia ettiği komplikasyonun olma ihtimalinin tıbben mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı hekim tarafından 30.10.2014 tarihinde yapılan kist küretajı, debritman ve allojenik kemik garifi ile grofonaj ameliyatı sonrasında davacının 31.10.2014 tarihinde taburcu edildiği, davacıya yapılan ameliyatın kireçlenme tedavisine yönelik olmadığı, davacıda bulunan gelişimsel kalça displazisine bağlı evre 1-2 artrozu ve asetabular tabanda patalojik kırık riski olan kemik kistinin, patolojik kırık riskinin azaltmaya yönelik kistin küretajı, debritman ve allojenik kemik garifi ile grofonaj ameliyatı olduğu, davalı hekim tarafından yapılan bu ameliyat sırasında kistin temizlenerek yerine grefitin doldurulduğu, davalı hekim tarafından yapılan ameliyat ve işlemlerin hastada ileride gerekebilecek total kalça protezi ameliyatının yapılmasını kolaylaştıran bir işlem olduğu, davacı meydana gelen bel ve diz ağrılarının davalı hekim tarafından yapılan ameliyatla illiyet bağının bulunmadığının alınan ATK kök ve ek raporu ile Üniversite heyet kök ve ek raporlarında tespit edildiği, dosya kapsamında bulunan 30.10.2014 tarihli ortopedik travmatoloji için bilgilendirme onam formunda davacıya yapılan küretaj ve grefleme işleminin açıkça belirtildiği, davacı tarafından onam formunun imzalandığı, davalı hekim tarafından yapılan ameliyata ilişkin gerekli bilgilendirmenin yapıldığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
Davacı vekili; davalı doktorun duruşmada alınan beyanlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, alınan raporların eksik incelemeyle ve itirazları dikkate alınmayarak tanzim edildiğini, müvekkiline yapılan ameliyata ilişkin hukuki olarak gerekli ve yeterli bilgilendirmenin yapılmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemece aldırılan ATK raporu ile heyet raporunun birbiriyle uyumlu olmasına, meydana gelen tıbbi sonuç yönünden illiyet bağı bulunmadığının tespit edilmesine, aydınlatılmış onam formunda davacının geçirdiği operasyon ve operasyon sonucunda oluşabilecek komplikasyonların detaylı şekilde belirtilmiş olmasına, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.