Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2935 E. 2024/2317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtay tarafından bozulması üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararın temyizinde, miktar yönünden kesinlik sınırının hesabında hangi tarihteki miktarın esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesi kararının temyiz edilebilmesi için, temyiz tarihindeki kesinlik sınırının değil, ilk derece mahkemesinin kararı verdiği tarihteki kesinlik sınırının dikkate alınması gerektiği gözetilerek davalı vekilinin temyiz talebinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/212 E., 2023/369 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar 47.689,77 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,16.09.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Daire çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın verildiği tarih itibariyle miktar yönünden temyizen incelenmesinin mümkün olup olmadığı; kesinlik sınırının tespitinde HMK’nın 341/2 nci maddesinin mi yoksa HMK’nın 362/1-a maddesinin mi uygulanması gerektiği hususudur.

Hukuk Genel Kurulunun 24.6.2021 tarihli ve 2021/4-307 E., 2021/833 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Bölge Adliye Mahkemeleri 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçmiş olup, bu tarihten itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) istinaf ve temyiz hükümleri uygulanmaya başlanmıştır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun istinaf yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 341 inci maddesi;

“(1) İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.

(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.). Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir…” düzenlemesini içermektedir.

İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 3.000,00 (yeniden değerleme oranlarına göre hesaplandığında 2023 yılı için 17.830,00 TL) Türk Lirasını geçmeyen mal varlığına ilişkin davalardaki kararlar kesindir. Kesinlik sınırı bakımından manevi tazminat istemleri için bir istisna getirilmiş ve miktarı ne olursa olsun manevi tazminata ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurunun mümkün olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanun’un temyiz edilemeyen kararları düzenleyen 362 nci maddesinde;

“(1) Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:

a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar…” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. (Yeniden değerleme oranlarına göre hesaplandığında 2018 yılı için 47.530,00 TL)

Bir Mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır.

Kanunda İlk Derece Mahkemesince verilen kararların temyiz edilmesi hâlinde kesinlik sınırının tespitine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. HMK’nın sistematiğine bakıldığında “İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararları” şeklinde bir ayrıma gidildiği yani kanun yoluna göre değil Mahkemeye göre bir kesinlik sınırı belirlendiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda hüküm, daha önce Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi ve Yargıtay bozma kararı sonrası yeniden İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilmiştir. Bu nedenle temyiz olunan miktar hiçbir zaman istinaf kesinlik sınırının altına da düşmeyecektir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karar temyiz edildiğinde HMK’nın 341/2 nci maddesindeki düzenlemenin dikkate alınması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.