"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,14.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davalılar ... ve diğerleri vekili Av. ...'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirketin 30.07.2015 tarihinde Erzincan, Merkez, Atatürk Mah. 86 ada, 15 parselde bulunan 699,87 m² taşınmazı 8.500.000,00 TL bedelle davalılardan satın aldığını, satın alınan dava konusu taşınmaza ilişkin Erzincan Belediyesinden imar durumu talebinde bulunduğunu, Erzincan Belediyesinin 18.02.2016 tarihli imar durumunu gösterir belgeleri müvekkil şirkete verdiğini, Erzincan Belediyesinin müvekkil şirkete göndermiş olduğu 08.03.2016 tarihli yazıda davaya konu taşınmazın 137,84 m²'lik kısmının Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/474 E., 2014/63 K. sayılı kararı ile yola terk ettirildiğini ve bu alan için Belediye tarafından 344.600,00 TL kamulaştırma bedelinin önceki mülkiyet sahiplerine ödendiğini bildirdiğini, ayrıca kamulaştırma işleminin henüz tamamlanmadığını, tamamlandığında taşınmazın 137.84 m²'lik kısmının ifraz edilerek Belediye adına tescil edileceği ve müvekkil şirketin satın aldığı taşınmazın arsa yüzölçümünün 562.03 m² olacak şekilde yeniden tescil edileceğinin belirtildiğini, oysaki müvekkil şirketin satın alınan taşınmazın 699,87 m² olduğu kabul edilerek 699,87 m² üzerinden davalılar ile anlaşma yapıldığını ve davalılara 699,87 m² yüzölçüme sahip taşınmaza göre satış bedeli ödendiğini, taşınmazın Belediye adına tescil edilecek olan 137,84 m²'lik kısmının kamulaştırılması neticesinde müvekkil şirketin, davalılardan satın almış olduğu taşınmazın inşaat alanı küçüleceğinden ciddi maddi kayıpları olacağını, davalılara müvekkil şirketin zararının giderilmesi için 06.04.2016 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarname cevabında Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/474 E., 2014/63 K. sayılı dava dosyasının müvekkil şirketin satın aldığı taşınmazla fiili ve hukuki bağlantısının olmadığının belirtildiğini, davalıların müvekkil şirketin uğramış olduğu zararı tazmin etmediklerini, davalıların dava konusu taşınmazın satışı esnasında müvekkil şirketi aydınlatmadığını ve bu durumu gizlediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların, dava konusu taşınmazın müvekkil şirkete satış hususunda ve diğer hukuki yükümlülüklerini yerine getirmediklerinden kamulaştırma neticesinde taşınmazın inşaat alanının küçülmesi nedeniyle müvekkil şirketin uğramış olduğu maddi zarar ve hak kayıplarının tazmini için 10.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesiyle 1.674.082,33 TL'nin faizleriyle birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacı şirketin 8,5 milyon TL değerinde taşınmazı satın aldığını, dava konusu taşınmazın imar durumunu araştırmadan satın aldığı iddiasının hayatın olağan akışına ters olduğunu, davacının Erzincan Belediyesinden terk edilen yerden bahsettiğini, terk edilen yerin taşınmazın ön cephesinin yola bakan kısmının yayaların kullandığı alanın daha önce terkin işlemi yapılmadığından Belediyece müvekkiller murisine ödenmesi gereken ancak ödenmeyen miktara ilişkin, arsanın imar durumu ile hiçbir bağlantısı olmayan kısmı olduğunu, müvekkillerinin satmış olduğu taşınmazın imar durumu ve ruhsata konu edilecek, kullanılacak kısmı olduğunu, taşınmazın asıl imar durumuna ilişkin olmayan kısmını davacının talep etmesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığı gibi hakkaniyet kurallarına da açıkça aykırılık gösterdiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi tazmin edilecek hiçbir zararın olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın 137,84 m²'lik kısmının Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2014 tarihli 2013/474 E., 2014/63 K. sayılı kararı ile yola terk edildiği, satış aşamasında yargılamanın devam ettiği, kamulaştırma işleminin henüz tamamlanmadığı ve kamulaştırma işlemine ilişkin tapu kütüğüne şerh düşülmediği, kararın 30.07.2015 tarihinde, satış işleminden 20 gün sonra kesinleştiği, davacının talebi üzerine 18.02.2016 tarih ve 1520 yevmiye numarası ile yüzölçüm düzeltilmesi yapılarak 699,87 m² olarak düzeltildiği, kamulaştırma kararın tapu siciline 12.04.2016 tarih ve 3528 yevmiye numaralı işlem ile işlenerek 86 ada 15 numaralı parselin 137,85 m²'lik kısmı Erzincan Belediyesi adına yol vasfı ile terk edildiği, kalan 562,03 m²'lik kısımın ise davacı adına bırakıldığı, dava konusu taşınmazın tapu sicilinde 15.12.2016 tarih ve 12901 yevmiye numaralı işlem ile öncesinde kamulaştırma işlemiyle Belediye adına yola terk edildiği, sonrasında imar planı değişikliği ile ihdasa konu edilen 137,84 m²'lik alanın tevhid edilerek 699,87 m² miktarında ve 86 ada 48 numaralı parsel adı altında Erzincan Belediyesi ile hisseli olarak tescil olduğu, Erzincan Belediyesine ait 137,84 m²'lik hisse miktarının tapu sicilinde 19.12.2016 tarih 12979 yevmiye numarası ile davacıya satışının gerçekleştiği, tüm bu bilgiler doğrultusunda davacının satın almış olduğu taşınmazın bir kısmında kamulaştırma yapılacağının bilmesinin ya da bilecek durumda olmasının mümkün olmadığı ve iyiniyetli olduğu ancak yargılama esnasında yapılan hesaplamalarda davacının satın almış olduğu taşınmazın imar hattına uyulması durumunda söz konusu terk alanı düşülse de düşülmese de arsa değerinin yaklaşık 8.000.000 TL olacağının belirlendiği, bu nedenle satış bedeline ilişkin davacının bir zararı olmadığı, zira kamulaştırılan alanın satın alınması sürecinde 10 ay süre ile taşınmaza ilişkin kira bedelinden mahrum kaldığı kanaatine varılarak davacının zaranının kira bedeline ilişkin tespit edilen 450.000,00 TL olduğu gerekçesiyle, 450.000,00 TL maddi zararın dava tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalılar vekili; davalı ...'nın vefatı nedeniyle sunulan veraset ilamının dikkate alınmadığını, davacının dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde kira talebi olmamasına rağmen Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak karar verildiğini, verilen karar gereği ilam harcının tamamının davalılara yükletilmemesi gerektiğini, müvekkillerinin sorumlu olmadığını, asıl sorumluların davacı ve Erzincan Belediye Başkanlığı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili; şirketin davalılardan satın almış olduğu taşınmazda davalıların aydınlatma yükümlülüğünü ihlal etmesi neticesinde müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan sadece kira kaybına yönelik taleplerinin kabul edilmesin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazın durumu nedeniyle davalılara ve belediyeye bedel ödemek zorunda kaldığını, bu durumun zarara ve mağduriyete sebep olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/474 E., 2014/63 K. sayılı ilamına konu olan satışa konu taşınmazın 137,84 m²'lik kısmının yola terkinine ilişkin olguyu, satış öncesi veya en geç satış anında bildiğini gösteren ve yasal anlamda geçerli bir yazılı delil bulunmadığı, davanın tarafları arasında tapu sicilde resmi memur tarafından düzenlenen taşınmaz satışı resmi senetle gerçekleştirildiğine göre, bu işleme karşı yapılacak iddia ve savunmanın aynı kuvvet ve mahiyette delille ispatlanması gerekmekte olup, eldeki davada bu şartların da gerçekleşmediği, davacının 699,87 m² olarak taşınmazı satın aldıktan sonra, taşınmazın 137,84 m² kısmına 18.02.2016 tarihinde el konulduğuna göre, davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince bu el konulan bölüme ilişkin satış bedelini davacı alıcıya iade etmeleri gerektiği, aksi takdirde, davalıların aynı taşınmaz için hem kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat ve hem de taşınmaz satışı nedenleriyle sebepsiz zenginleşme sonucu doğuracağı, hal böyle olunca; kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davası sonucunda terkinine karar verilen ve satıştan sonra tefrik edilen kısmın (137,84 m²) satış tarihindeki bedelinin davalılardan istirdadına karar verilmesi gerektiği, Mahkemece daha sonraki yargılama aşamasında tekrar keşif yapılarak taşınmazın davacı tarafından geri alınma sürecinde kira bedelinden mahrum kalındığına dair alınan bilirkişi raporuna istinaden 450.000,00 TL bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin HMK'nın 26 ncı maddesine aykırı olarak talep konusundan başka bir şeye karar verilmesine ilişkin olduğu, davacının talebinin dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde zapdedilen taşınmaz bedeline yönelik olduğu anlaşıldığından kira bedeline yönelik alınan bilirkişi raporuna istinaden karar verilmesinin doğru olmadığı, davaya konu kamulaştırılan taşınmaz miktarının 06.12.2016 tarihli Erzincan Belediye Başkanlığı Belediye Encümeni kararı ile 541.849,04 TL bedelle davacıya satışına karar verildiği ve davacı tarafından söz konusu yerin Belediye Encümeni kararına istinaden tekrar satın alındığı, bu durumda davacının uğramış olduğu gerçek zararın 541.849,04 TL olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın bu bedel üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken 450.000,00 TL'lik kira bedeline yönelik kabul kararı doğru olmadığı gerekçesiyle, davacı vekili ve davalılar vekilinin kısmen yerinde görülen istinaf itirazları doğrultusunda, davacı vekili ile davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının esastan reddiyle, davacı vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Mahkemece verilen hükmün kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüyle, 541.849,04 TL'nin dava tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri, istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz mal satışından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 244 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve davacının 699,87 m² olarak taşınmazı satın aldıktan sonra, taşınmazın 137,84 m²'lik kısmının Mahkeme kararı ile dava dışı Belediye adına tesciline karar verildiği, tesciline karar verilen kısım için davalılara kamulaştırma bedeli de ödendiği, kamulaştırma işlemiyle ilgili satışa konu taşınmazın tapu kaydında herhangi bir şerh ve beyanın yer almadığı, bu durumda davacı alıcının, bu konuda davalılar tarafından bilgilendirildiğinin ispat edilemediği, Belediye adına tescil edilen kısmın daha sonra davacı tarafça bedel ödenmek suretiyle satın alındığı, bu durumda davacının söz konusu zararının Belediyeye ödenen bedel kadar olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.