Logo

3. Hukuk Dairesi2024/347 E. 2024/3849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasında, davalı elektrik dağıtım şirketinin ispat yükünü yerine getirip getirmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı elektrik dağıtım şirketinin, mahkeme tarafından kaçak kullanım iddiasını ispatlayacak belgeleri ibraz etmesi için yapılan ihtara rağmen süresi içerisinde belgeleri sunmaması ve bu nedenle 6100 sayılı HMK'nın 140. maddesi gereğince delillerine dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/848 E., 2023/2621 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/657 E., 2022/1993 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirketçe müvekkilinin kaçak elektrik enerjisi kullandığı bahsiyle aleyhine Şanlıurfa 1.İcra Müdürlüğünde 2022/5235 Esas numarasıyla 260.177,26 TL değerinde bir takip açıldığını, söz konusu borcun haksız olduğunu, ilgili Yönetmelikte kaçak kullanımın tespitinin ne şekilde yapılacağı ve eğer kaçak kullanım var ise kaçak miktarının hesaplamasının nasıl yapılacağını belirtilmekte olduğunu, ancak davalı tarafın söz konusu Yönetmeliğe uymadığını, ısrarla 2014 yılı öncesi Yönetmeliği uygulamakta olduğunu, müvekkilinin babası Mehmet'e ait 4903313 ve Hatice'ye ait 3315779 tesisat numaralı kuyulardan aldığı muvafakatname yoluyla sulama yapmakta olduğunu, davalı tarafın iddia ettiği kaçak kuyu ile bir alakası dahi bulunmadığını, davalı tarafça kaçak kullanımın kim tarafından yapıldığı araştırılmadan müvekkili hakkında ceza tahakkuk yapılmasının kötüniyetli olduğunu, ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirkete şimdilik takip nedeniyle dolayı 260.177,26 TL. borçlu olmadığının tespitine, davalı şirketin kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kısmi dava açılamayacağını, söz konusu yapılan kontrolde kullanıcının hem mesken hem de tarımsal sulama amaçlı olarak abonesiz ve sayaçsız olarak kaçak kullandığının tespit edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın niteliği gereğince ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, buna göre davalının icra dosyasında alacağına dayanak yaptığı evrakların dava dosyasına sunulmasını temin bakımından Mahkemece tensip zaptı ve ön inceleme tutanağı ile ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 139 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ve 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ara kararı oluşturulduğu, söz konusu tutanakların davalıya tebliğ edildiği, ancak kaçak tahakkukuna dayanak belgelerin dosyaya yasada belirtilen süre zarfında sunulmadığı, davalı şirkete yazılan müzekkereye verilen 10.05.2022 tarihli cevapta ise dava konusu takip dosyasına ilişkin yalnızca 2022/32112 Esas sayılı kaçak kayıt dökümünün dosyaya ibraz edildiği, davalının sunmuş olduğu kaçak kayıt dökümünde yer alan 17.01.2022 tarihli ve Q10249533 seri numaralı kaçak zaptına ve bu zabıt ekinde yer alan fotoğraf, koordinat bilgisi, ÇKS kaydı vs. herhangi bir bilgi ve belgeyi dosyaya ibraz edemediği, sunulan kaçak kayıt dökümünün tek başına davacının kaçak kullanımını ispata elverişli olmadığı, zira kaçak kayıt dökümünde yer alan kaçak tutanağının kesin olarak hangi meskene, parsel veya parsellere ait olduğu, kaçak elektrik kullanımının hangi yöntemle, ne şekilde yapıldığı konusunda yeterli bilgileri içermediği, kaçak kayıt dökümünün Yönetmelikte belirtilen unsurları taşımayıp somut verilere dayanmadığı ve her zaman düzenlemesi mümkün olduğu salt bu tutanağa istinaden mahallinde keşif yapılarak davacının kaçak kullanımının bulunup bulunmadığının da tespit edilemeyeceği, dolayısıyla davalı şirketin davalının kaçak/usulsüz elektirk kullandığını ve buna istinaden tahakkuk edilen faturanın usulüne uygun tahakkuk edildiğini ispat edemediği, hal böyleyken davacının menfi tespit talebinde haklı olduğu, ancak davacının davalı şirketin kötü niyetle takip yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle, davacının menfi tespit talebine ilişkin davanın kabulüne, kötü niyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacıya ait yerde yapılan kontrolde kaçak elektrik kullanımına istinaden kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı tutulduğunu, davalının büyük bir coğrafyaya elektrik enerjisi hizmeti sunduğunu, dolayısıyla çok yoğun bir şekilde dava yükü altında olduğundan gerekli bilgi ve belgeleri bazen zamanında sunamadığını, sonradan sunulan belgelerin davayı uzatma amacı taşımadığını, 6100 sayılı Kanun'un 145 inci maddesinin dikkate alınmadığını, davacının kısmi dava ikame etmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini, Mahkeme tarafından gerekli ve yeterli araştırma yapılmadığını, davalının üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, kaçak tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın niteliğine göre alacağın varlığına dair ispat külfeti kendisinde bulunan davalı tarafa, ilk derece mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 139 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) maddesine uygun şekilde yapılan ve kesin süre içeren ihtara rağmen davalı tarafın verilen süre içerisinde belge ve delillerini sunmaması üzerine aynı Kanun'un 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına ve alacağın ispatlanamamış olması nedeniyle de davanın kabulüne ilişkin verilen inceleme konusu kararın, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullandığı ileri sürülerek kaçak kullanım bedelinin tahsili için başlatılan takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesi

2. 6100 sayılı Kanun'un 139, 140, 190 ve 204 üncü maddeleri

3.Dairemizin 21.10.2021 tarihli ve 2021/4894 E., 2021/10580 K. sayılı ilamı

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, yine yukarıda yer verilen Dairemiz ilamında da açıklandığı üzere kaçak tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgeler olmaması nedeniyle menfi tespit davasında ispat yüküne ilişkin genel kural ve ilgili tüzel kişinin kaçak elektrik enerjisinin tespitini doğru belge ve bilgilere dayandırması hususu düzenleyen mevzuat bölümleri uyarınca üzerinde olan davalı alacaklının, dava konusu icra takibe konu edilen kaçak tahakkukuna esas kaçak elektrik tutanaklarını usulünce yapılan ihtara rağmen sunmadıkları, dolayısıyla davacı tarafın takibe ve davaya konu kaçak elektrik tutanağına dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Fazla alınan peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.