"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3330 E., 2023/2311 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nizip 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/87 E., 2022/191 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat .... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile kardeşi davalının, müvekkilinin ödünç verdiği paraların ödenmesi hususunda 24.09.2017 tarihli tutanak ile protokol yaptıklarını, bu protokole göre davalının 01.04.2018 tarihinde ödenmesi kararlaştırılan 100.000 Euro'yu ödemediğini, davalının 13.06.2018 tarihinde müvekkilinin misafir olarak kaldığı otele geldiğini ve konuşma esnasında ani bir hareketle tutanağı yırttığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 417.430,00 TL (100.000 Euro'nun sözleşme tarihindeki karşılığı) alacağın şimdilik 100.000,00 TL'sinin 01.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada; 100.000 Euro olan alacağın bakiyesi 317.000,00 TL'nin tahsili amacı ile davalı aleyhine Nizip İcra Müdürlüğünün 2018/1926 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile borçlunun takip konusu 317.000,00 TL borcu takipte belirtilen işlemiş ticari faizi ile ödemeye ve takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, 30.05.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 332.984,61 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl davada; davacının 2000 yılından sonra müvekkiline 3. şahıslar vasıtası ile elden para göndermeye başladığını, müvekkilinde davacının toplam olarak 72.000 Alman Markı ve 36.000 Euro emanet parası bulunduğunu, başka alacağı olmadığını, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiş, birleşen davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 17.12.2019 tarihli, 2018/225 Esas, 2019/355 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, 100.000 TL alacağın 01.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2020/1338 E., 2022/547 K. sayılı kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı asilin gerek 29.05.2019 tarihli dilekçesinde, gerekse 19.09.2019 tarihli duruşmadaki beyanında; aleyhine delil teşkil edecek dosyada bir fotokopisi bulunan 24.09.2017 tarihli yazılı belgenin varlığını ve üzerindeki imzasını ikrar ettiği, davalının imza ikrarında irade bozukluğu hallerine dayanmadığı, bu konuda savcılığa bir suç duyurusunda bulunmadığını beyan etttiği, irade bozukluğuna dayanması için 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği, birleşen dava yönünden imzası ikrar edilen senetteki alacak miktarlarının likit (belirli) olduğu göz önüne alınarak, davalı tarafından yapılan itirazın haksızlığına karar verilerek, davalı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedildiği gerekçesiyle, asıl dava yönünden davanın kabulüne, 100.000,00 TL alacağın 01.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne, davalının Nizip İcra Müdürlüğünün 2018/1926 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 317.000,00 TL asıl alacak ve 15.984,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 332.984,61 TL yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafın davaya cevap ve 2. cevap dilekçesinde irade bozukluğuna dair bir savunmada bulunulmadığı, davalı asılın sunduğu 29.05.2019 tarihli dilekçe ve 19.09.2019 tarihli duruşmadaki beyanlarında özetle "kağıt parçasının alacak ile ilgili bir delil teşkil edeceğini düşünmediğini, oğlunun borçlarını ödeyeceği ve oğluna araba alacağını söyleyerek bu kağıdı imzalaması için oğlunun ikna edildiğini, bunun üzerine imzaladığını, kağıdı üniversite okuyan kızına gösterdiği esnada davacı ve çocuklarının üzerine üşüştüğü için kağıdın o hengamede yırtıldığını" kabul ettiği, bu beyanların irade bozukluğu kapsamında değerlendirilemeyeceği, sözleşmenin irade fesadı ve baskı ile kabul edildiğine ilişkin iddianın somut ve yasal delillere dayandırılmadığı, dava dilekçesinin talep sonuç kısmı ile dava değeri arasında oluşan çelişkinin HMK'nın 31. maddesi gereğince açıklanması istenerek, sonucuna göre eksik harç tamamlattırıldığından, 15,984.00 TL'lik miktar açısından 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu iddiasının yerinde olmadığı, her ne kadar davalı tarafından sunulan söz konusu mazeret dilekçesinde sözlü yargılama için süre talep edilmiş ise de mazeretinin reddedilmiş olması, davanın açılış tarihi ve dosyanın geldiği aşama dikkate alındığında talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olması, duruşmada hazır bulunup süre talep etmemesi hususları birlikte gözetildiğinde, sözlü yargılama için yeni bir duruşma günü belirlenmesini talep etmesi mümkün olmadığından davalı tarafın bu yönlere ilişkin istinafı da yerinde görülmediği, birleşen davada alacağın sözleşmeye dayalı, hesaplanabilir nitelikte ve likid olduğu, davalı tarafından borç tutarının bilindiği, icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davacının davasını fotokopi ve yırtık bir belgeye dayandırdığını ancak bu belgenin hükme esas alınamayacak nitelikte olduğunu, bu sebeple cevap dilekçesinde irade bozukluğu hallerine dayanılmadığını, müvekkilinin katıldığı duruşma ve verdiği beyan dilekçesinde oğlu üzerinden iradesinin sakatlanarak belgeyi imzaladığını beyan ettiğini ancak bu durumun gözardı edildiğini, ayrıca müvekkilinin ilgili sözleşmeyi baskı ortadan kalktıktan sonra TBK'nın 39. Maddesi doğrultusunda 1 yıllık hak düşürücü süre içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirme beyanı ile yırttığını, haklı ve gerekçeli mazeret talebi dikkate alınmadan karar verilmesinin savunma hakkını ihlal ettiğin, dosyada müvekkilinin defalarca kez kısmi ödeme olduğunu beyan ettiğini ve bu doğrultuda tanık ve banka dekontu sunduğunu, buna rağmen tanıkları dinlenmeden ve deliller toplanmadan karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan asıl davada alacak, birleştirilerek görülen davada ise itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili her ne kadar temyiz dilekçesinde müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak imzaladığı sözleşmeyi bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeye bağlı kalmadığını göstermek adına yırttığını ileri sürmüşse de davalı asılın bizzat 19.09.2019 tarihli duruşmada; ''ben kağıdı üniversite okuyan kızıma bu nedir bir bak diyerek gösterdiğim esnada davacı ve çocukları üzerime üşüştüğü için kağıt o hengamede yırtıldı.'' şeklinde beyanda bulunduğu, burada davalı asılın amacının sözleşmeye bağlı olmadığını göstermek olmadığı, davacının iddiasını taraflar arasında düzenlenen yazılı belge ile ispatladığı, her ne kadar olayda HMK'nın 203. maddesi uyarınca tarafların kardeş olmaları itibariyle tanık dinlenebilir ise de; tanık dinlenebilecek bir konuda taraflar aralarındaki ilişkiyi yazılı belgeyle düzenlemişlerse artık aksinin tanıkla kanıtlanamayacağı ve dinlenen tanık beyanlarına da itibar edilemeyeceği, davalı tarafça sunulan banka dekontlarının davacıya ödeme yapıldığını ispatlar nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1.maddesi uyarınca ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.