Logo

3. Hukuk Dairesi2024/3678 E. 2025/16 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekili tarafından imzalanan protokol hükümlerine göre ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Protokolün imzalanmasında usule aykırılık iddia edilse de, davalı vekilinin protokol sürecinin tüm aşamalarında mutabakat sağladığının yazışmalarla ve taraf davranışlarıyla ispatlanmış olması, ayrıca borcun dış üstlenmesi niteliğindeki protokol hükümlerinin davacı tarafından ifa edildikten sonra usuli eksikliğin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1360 E., 2024/1484 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/522 E., 2024/223 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2020/255227 E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, bu takip çerçevesinde 1/2 hissesi .... San. A.Ş., 1/2 hissesi .... San. Tic. A.Ş.'ye ait olan Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde ... Ada, ... Parseldeki taşınmaza ait tahsis hakkına haciz konulduğunu, yine aynı taşınmaza ait tahsis hakkında başkaca icra dosyalarında da haciz bulunması nedeniyle İcra Müdürlüğü tarafından sıra cetveli düzenlendiğini, 12.05.2023 tarihli sıra cetveline karşı dava dışı Kayseri Sanayi Odası ve Orta Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/159 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine sıra cetveline itiraz davası açıldığını, davalının vekilleri ile yapılan sulh görüşmeleri neticesinde 19.07.2023 tarihli protokol düzenlendiğini, ilgili protokol neticesinde Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 2023/159 E. sayılı sıra cetveline itiraz davası ile ilgili feragat hususunda mutabık kalındığını, protokol hükümleri gereğince müvekkili tarafından 1.100.000 TL'nin 20.07.2023 tarihinde dava dışı Kayseri Sanayi Odası ve Orta Anadolu Kalkınma Ajansına ödendiğini, protokol gereğince yapılan ödemenin davalıdan talep edildiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatını istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; protokolün Avukat ... tarafından imzalanmadığını, davacı tarafın protokolü kefil sıfatıyla imzaladığını, ilgili protokol incelendiğinde kefalet sözleşmesi yönünden şekle aykırılık olduğunu, davacı tarafın 20.07.2023 tarihinde 1.100.000 TL'nin ödendiği beyan edilmiş ise de Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2019/43474 E. sayılı dosyasına alacaklı tarafça haricen tahsil bildiriminde bulunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalının Kayseri Genel İcra Dairesinin 2023/71509 E. sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın 1.100.000,00 TL asıl alacak ve 3.797,26 TL faiz yönünden iptaline, takibin bu alacak miktarı üzerinden işleyecek %9 faiz ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2024 tarihli ek kararıyla; davacı vekili tarafından katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulduğu, daha sonra davacı vekilinin 02.05.2024 tarihli dilekçe ile istinaf haklarından feragat ettiklerini bildirir dilekçe sunduğu anlaşılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davalı vekilinin genel dava vekaletnamesi ile müvekkili borç altına sokabilecek böyle bir kefalet sözleşmesi düzenlemesi mümkün olmadığını, davacı tarafın protokolü kefil sıfatıyla imzaladığını, ilgili protokol incelendiğinde kefalet sözleşmesi yönünden şekle aykırılık olduğunu, ilgili protokolün 10. maddesinin varlığı mevcut iken müvekkilin yapacağı ödemenin sebebinin anlaşılamadığını, yapılan protokolün 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 27. maddesi gereği kesin hükümsüz olduğunu, davacı vekilince 03.01.2024 tarihinde dava konusu olan protokolün Av. ... tarafından e-imza ile imzalanmış hali ve Av. ... tarafından Av. ...'a verilen yetki belgesi sunulduğunu, davacı vekili tarafından sunulan yetki belgesinde zorunlu unsurların yer almadığını, yetki belgesinin hangi müvekkil için verildiği, yetki belgesinin kapsamı, vekaletnameye ilişkin bilgilerin hiç biri yetki belgesinde bulunmadığını, kanunun emredici hükmünü ihtiva etmeyen yetki belgesinin geçerli kabul edilmeyeceğini, bu yetki belgesine istinaden imzalanan protokolün de geçerli kabul edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen protokol hükümlerine göre ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

TBK.nın Dış üstlenme başlıklı 196. maddesinde; "Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur.

İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir.

Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır." ve yine 197. maddesi; "Borcun üstlenilmesine ilişkin öneri alacaklı tarafından her zaman kabul edilebilir. Ancak, üstlenen veya önceki borçlu, kabul için bir süre koyabilir. Alacaklı bu sürenin bitimine kadar susarsa, öneri reddedilmiş sayılır.

Önerinin alacaklı tarafından kabul edilmesinden önce yeni bir iç üstlenme sözleşmesi yapılır ve bu ikinci üstlenmeye ilişkin olarak alacaklıya öneride bulunulursa, ilk öneride bulunan, önerisi ile bağlı olmaktan kurtulur." ve yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesinde; "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.

Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz." hükmü düzenlenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinde; davalının vekili olarak Avukat ... 'a verdiği vekaletnamede Avukat ...'ın davadan feragat, sulh ve tevkil konusunda yetkisinin olduğu, davalının vekili Avukat ... 'ın protokolün yapıldığı sürecin tüm aşamalarında davacı ve Orta Anadolu Kalkınma Ajansı vekili ile dava konusu yapılan tüm hususlarda mutabık kaldığı, bu hususun whatsapp yazışmaları ve e-posta yazışmaları ile doğrulandığı, söz konusu sözleşmenin borcun dış üstlenilmesi niteliğinde olduğu, yetki belgesi usulüne uygun olarak düzenlenmemişse de yetki belgesinin bu işleme yönelik olarak gönderildiğinin yazışmalarla sabit olduğu, davalının mail ve yazışmalara itiraz etmediği, sözleşme hükümleri yerine getirildikten sonra usuli eksikliğin ileri sürülmesinin TMK'nın 2. maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yukarıda açıklanan nedenlere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.