"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/815 E., 2024/873 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/54 E., 2021/314 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, davalı .... Vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekil; Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun, Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'ne verdiği yetki ile yapılan ihale sonucundan adı geçen davalıya ait İzmir ilinde bulunan Mavi Kule apartmanında yer alan 42 adet dükkân 2 adet mağazadan oluşan taşınmazların 09.08.2007 tarihinde mülkiyetinin müvekkiline devredildiğini, Danıştay kararı ile ihalenin iptal edilmesi üzerine, satış bedeli, ihale teminatı, dask primi toplamı 6.562.488,00 TL'nin davalı tarafından ödenmesi ile 03.01.2008 tarihinde taşınmazın tapuda davalıya devir edildiğini, bu ödemelerin davalıya ödendiği tarihten itibaren avans faizi ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin taşınmazda bulunan kiracıların tahliyesi için yapılan hukuki işlemler için masraf ettiğini ve vekalet ücreti ödediğini, ticari itibar kaybına uğradığını ileri sürerek hukuki masraflar toplamı 70.704,60 TL'nin ödemenin yapıldığı tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte, 196.800,00 TL ihale teminatı, 6.363.200,00 TL satış bedeli ve 2.488,00 TL dask prim ödemesinden oluşan toplam 6.562.488,00 TL 'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ve ihale ile satın alınan taşınmaz hakkında dava dışı 3. Kişi ile yapılan satış protokolündeki yükümlülükler nedeniyle uğranılan 500.000,00 TL zararlar toplamı 1.471.995,10 TL maddi tazminattan şimdilik 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14.12.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle taşınmazın satış tarihinde ödenen bedel ile elinden çıktığı tarihteki rayiç bedel farkı olarak şimdilik 10.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 26.12.2012 tarihli dilekçe ile manevi tazminat talebinden ve ıslah dilekçesinde belirtiitği satış protokü nedeniyle ugradığı zarar olan 100,00 TL tazminat isteminden fergat etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; bakiye bedeller için teminat bedelinin ödeme tarihinden iade tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz tutarının bakiyesi 72.489,56 TL, satış bedelinin ödeme tarihinden iade tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz tutarının bakiyesi 738.031,98 TL, dask bedelinin ödeme tarihinden iade tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz tutarının bakiyesi 194,12 TL ve hukuki iş ve işlemler için yapılan giderlerin bakiyesi 68.579,67 TL toplamı 879.295,33 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı .... vekili; dava dilekçesinde iddia edilen zarar idari işlemden kaynaklandığından idari yargı yerinin görevli olduğunu, yetki yönünden davanın usulden reddini, müvekkili şirketin hisselerinin tamamının Devlete ait bir kamu kuruluşu olduğunu, yargının verdiği karar nedeniyle ihalenin iptal edilmesinde davalıların bir kusuru bulunmadığını, kiracıların tahliye edileceğine dair şartnamade bir düzenlemeye yer verilmediğini, ödenen satış bedeli ve diğer masrafların davacıya iade edildiğini, ihalenin iptal edilme durumunun da gözetilmesi gerektiğini savunmuş, birleşen davada, asıl davaya ilişkin beyanlarını tekrarla, zamanaşımı itirazında bulunmuş, idari işlem nedeniyle avans faizi işletilemeyeceğini, iade sırasında herhangi bir faiz talebinde bulunulmadığını, yapılan masrafların tahsil edilen ve edilmesi gereken kiralardan mahsup edilmesi gerektiğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
2. Davalı idare vekili; zamanaşımı, yetki ve iş bölümü itirazında bulunmuş; yargının verdiği karar nedeniyle davalılara kusur yüklenilemeyeceğini, faiz talep edilemeyeceğini ve ihtirazı kayıt ileri sürülmeden tahsil edilen ödeme nedeniyle faizin talep edilemeyeceğini, tacir olmayan idare yönünden avans faizi işletilemeyeceğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulüne toplam 109.900,00 TL'nin dava tarihinden, 10.000,00 TLnin ıslah tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebi ile üçüncü şahısla yapılan satış protokolü nedeniyle uğranılan zarara yönelik tazminat talebinine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 72.489,56 TL teminat bedeli faizi, 738.031,98 TL satış bedeli faizi, 194,12 TL iade edilen dask bedeli faizi, 68.579,67 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 879.295,33 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli kararıyla 4046 sayılı Kanun’un 27/a maddesi gereğince idarenin taraf olduğu dava ve takiplerde idare her türlü harçtan muaf olduğundan Özelleştirme İdaresi Başkanlığından harç alınması doğru olmadığı belirtilerek, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında yukarıda yer verildiği üzere asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 20.12.2022 tarihli ilamla; "dava dilekçesinde talep edilmediği halde, yargılama sırasında sunulan 14.12.2012 havale tarihli dilekçe ile dava dilekçesinin ıslah edildiği bildirilerek, dava konusu taşınmaza satış tarihinde ödenen bedel ile elinden çıktığı tarihteki rayiç değeri arasındaki farkın tespit edilerek şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilinin istenildiği; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı dikkate alınarak bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, İhalenin iptalinde idarenin kusurlu olup olmadığının belirlenmesi için ilgili Danıştay kararı incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, iptal sebebine ve tarafların kusuruna ilişkin yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı görüldüğü " gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli kararı ile "eldeki dava ile talep edilen kalemler taşınmazın ödenilen bedeli, ihale teminat bedeli, yatırılan dask bedelinin davalı taraf üzerinde kaldığı dönem gözetilerek iade tarihine kadarki faizlerine ve dava dışı kişilere karşı yürütülen hukuki işlemlerden kaynaklı masraflara ilişkin olduğu, buna göre taşınmazı iade alan davalı şirketin kusurlu olup olmamasının önem taşımadığı; bundan ayrı usulüne uygun gerçekleştirmemesi nedeniyle iptal edilen ihaleyi onaylayan ve davacının bu nedenle zararına sebep olan davalı ... idaresinin diğer davalı yanında bu kalemlerden müştereken sorumlu olduğu; davacı tarafça dava konusu taşınmazdan fiilen kira geliri elde edildiği de kanıtlanamadığı" gerekçeleriyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, 14.000,00 TL teminat iade bedeli faizi, 85.000,00 TL iade edilen taşınmaz bedelinin faizi, 100,00 TL iade edilen dask bedeli faizi, 800,00 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 99.900,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 800,00 TL'ye dava tarihi olan 21.02.2008 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.000,00 TL taşınmaz rayiç değer farkı alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebi ile satış protokolü nedeniyle uğranılan zarara yönelik tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine; birleşen davanın kabulü ile, 72.489,56 TL teminat bedeli faizi, 738.031,98 TL satış bedelinin faizi, 194,12 TL dask bedeli faizi, 68.579,67 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 879.295,33 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 68.579,67 TL'ye dava tarihi olan 02.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 06.03.2024 tarihli ilamla "davacının tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, 818 sayılı Kanun'un 192 nci maddesine göre, alıcının ödediği semenin faiziyle birlikte geri verilmesini, satılan üzerinde yaptığı ve üçüncü kişiden alamadığı masrafları, satılanın zaptından doğrudan doğruya doğan diğer zararları (noter, pul, tanık masrafları gibi), davayı satıcıya ihbar etmekle, kaçınılması mümkün olanlar müstesna olmak üzere muhakeme masrafları ve avukatlık ücreti ile muhakeme dışındaki masrafları isteyebilir. Burada sözü edilen durumlarda satıcının kusurunun aranmadığı, zapttan sorumluluğun düzenlendiği hükümlerin emredici nitelikte olmadığı, bu itibarla şartnamede yer verilen düzenlemeye göre davacının ancak eldeki dava için yapılan noter masraflarını talep edebileceği, taşınmazda bulunan dava dışı kiracıya yönelik girişilen hukuki süreçteki yapılan yargılama giderlerini isteyemeyeceği açık olup, bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "Bozma ilamının sadece davacı tarafça talep edilen üçüncü kişilere karşı açılan davalardaki hukuki işlemler, vekalet ücreti ve eldeki davada yapılan noter masrafları yönünden hükmedilen tutara ilişkin olup, sair hususların kesinleştiği, bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bilirkişi kök ve ek raporlarında dökümü yapılan davacı tarafça talep edilen hukuki iş ve işlem masrafı kalemlerinden taşınmaz satışına dayanak ihale sözleşmesinin 5.maddesi gözetilerek taşınmaz mevcut hali ile görülüp ihale ile davacı tarafça edinildiğinden başkaca masraf talep edilemeyeceğinden sadece eldeki dava ile ilgili yapılan noter masrafları toplamı olan 390,00TL harcamanın davalılardan tahsiline, bu kalemdeki fazla istemin asıl ve birleşen dava yönünden reddine karar vermek gerektiği" gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı TDİ vekili ile davalı ... vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesine, asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulüne, 14.000,00 TL teminat iade bedeli faizi, 85.000,00 TL iade edilen taşınmaz bedelinin faizi, 100,00 TL iade edilen DASK bedeli faizi, 390,00TL noter masrafı olmak üzere toplam 99.490,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 390,00 TL'ye dava tarihi olan 21.02.2008 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.000,00 TL taşınmaz rayiç değer farkı alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalılar aleyhine açtığı manevi tazminat talebi ile satış protokolü nedeniyle uğranılan zarara yönelik tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, Birleşen Ankara 2.ATM'nin 2014/249 esas sayılı dosyası yönünden; davanın kısmen kabulüne, 72.489,56 TL teminat iade bedeli faizi, 738.031,98 TL iade edilen taşınmaz bedelinin faizi, 194,12 TL iade edilen DASK bedeli faizi olmak üzere toplam 810.715,66 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davalı .... vekili; müvekkili şirketin bir kamu kuruluşu olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, hukuki ayıba dair gerekçenin yerinde olmadığını, davacının taşınmazı elinde tuttuğu dönemde elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semereler de düşülmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğini, bilirkişi raporlarında hesaplanan kalemlerin dikkate alınmamasının doğru olmadığını, bu halde asıl davanın da reddi gerektiğini, mahkeme kararı yerine getirildiğinden kusurlu olmadıklarını ve aleyhlerine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; mahkeme kararı gereğince ihalenin feshi üzerine davacının ödediği bedelin iade edildiğini, davacının da satış bedelinden başka bir talepte bulunmadığını, davacının satış bedeli ihtirazı kayıtsız iade aldığını, davacının kötü niyetli olarak tazminat davası açtığını, mahkeme kararı yerine getirildiğinden davalılara kusur atfedilemeyeceğini, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini, birleşen davada diğer davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiği halde müvekkili idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, kararın bu yönden de bozulması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davalıdan ihale yoluyla satın alınan taşınmaz hakkında, ihalenin iptaline karar verilmesi üzerine, davacının uğradığı zararların tazmini istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalan hususların ise artık incelenmesinin mümkün bulunmadığı, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı görülmekle, davalı ...Ş. vekilinin tüm davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, reddedilen kısım üzerinden yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370. maddesi gereğince hükmün davalı ... lehine düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı .... vekilinin tüm davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Davalı ... İdaresinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının B- bölümüne yeni yeni bir madde eklenerek "g-Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden ...Ü.T.uyarınca 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine" ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.