"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1443 E., 2023/1374 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/222 E., 2021/205 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılardan Haki vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2006/3021 sayılı takip dosyasında 623.290,00 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin davalı ...'den alacağını aldığı yönündeki sahte ibraname ile temlik alan davalı ...'in dosyadaki hacizleri kaldırıldığını ve taşınmazları devrettiğini, özel belgede sahtecilik suçundan davalılar Haki, ... ve ...'in cezalandırıldığını, davalıların iştirak halinde sahtecilik suçunu işlediğini belirterek; 10.000,00 TL'nin suç tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 07.04.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 1.222.053,91 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ...; davanın reddini istemiştir.
4. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılardan ...'in Burdur 2. Noterliğinin 09.08.2012 tarihli temliknamesiyle davacıdan alacağı temlik aldığı, olayda sahte kimlik kullanıldığı ve davacının imzasının taklit edildiği, diğer davalılar ... ve Haki'nin bu olayı organize ettiği, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçunu birlikte işledikleri sabit olduğu gerekçesiyle mahkumiyetine dair verilen kararın kesinleştiği, söz konusu temliknamenin sahteliğinin sabit olduğu, davacının bu temliknameye dayalı olarak kaldırılan hacizler nedeniyle zarara uğradığı, icra takibine konu 623.290,00 TL alacağı bu davalılardan sahte temliknamenin icra müdürlüğüne infaz için verildiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte talep edebileceği, bu davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak davacı ıslah ile dava öncesi işlemiş faiz alacağının da hüküm altına alınmasını istemiş ise de, dava dilekçesinde bu hususun talep edilmediği, dolayısıyla dilekçede yer almayan bir konuda ıslahın mümkün olmayacağı için ıslaha ilişkin faiz istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığı, diğer davalı ... bakımından noterin hukuki sorumluluğunun olması için noter veya noter çalışanının bir eylemi bulunması ve bu eylemden doğan bir zararın doğması ve bu zararla birlikte eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gerektiği, somut olayda ceza dosyasından da anlaşılacağı üzere belgenin iğfal kabiliyetine hâiz olduğu, bu nedenle de eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle;, davalı ... hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar ..., Haki ve ... hakkında açılan davanın kabulü ile 623.290,00 TL'nin 13.08.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının faize yönelik istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan Haki vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; noterin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğunu, davalılardan Suna Burdur 2. noteriyken düzenlenmiş olan 09.08.2012 tarihli temliknamede davacı ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanıyla alacağının davalı ...'e temlik edildiğini, noterin hukuki sorumluluğunun fotoğraf ile kişi eşkâlinin karşılaştırılması ve resmin montajı ile ilgili denetim yükümlülüğünü gereği gibi yapmamasından kaynaklandığını, tanık olarak dinlenen Avukat ...'ın da temlikten şüphelendiğini, temliknameyi düzenleyen noteri arattığını belirttiğini, iğfal kabiliyetinin varlığının kabulünün anlaşılamadığını ileri sürerek, davalı ... yönünden kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda maddi zarar hesabının yanlış yapıldığını, davacının davalıyı temerrüde düşürmeksizin dava açtığını, dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, davanın tarafları tacir olmadığı için avans faiz talebinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, ıslah dilekçesinin süresinden sonra verildiğini, davalı hakkında özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından ceza verildiği dikkate alındığında uzamış ceza zamanaşımına ilişkin değerlendirme yapıldığında dahi zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, asıl alacak dışında talep edilen faiz tutarı bakımından davanın reddinin gerektiğini, değeri bakımından reddedilen bir kısım olmasına rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, icra takibindeki hacizlerin haksız olarak kaldırılmasından dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur. Diğer taraftan 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 72. maddesi gereği noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tam öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir.
3. Tüm bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; uyuşmazlığa ilişkin ceza yargılamasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2012/398 E. sayılı dosyasının 1. celsesinde tanık olarak dinlenen davalı ... vekili Avukat ...; müvekkilinin devralacağı otele ilişkin ipoteğin fekki işlemi yapmadan önce katibine davacı ...'i arattığını, Avukat ...'ın katibi tanık ... de uyuşmazlık konusu temlik işlemi için Avukat ...'ın talimatıyla temliğin doğruluğunu teyit etmek için davacı ...'i aradığını, şahısa durumu söylediğini, şahsın da "beni niye arıyorsun, avukatım var onunla görüşün" dediğini beyan ettiği, davacı ... vekilinin de bu görüşmeyi teyit ettiği görülmüştür. Hâl böyle olunca zarar ile eylem arasında illiyet bağının, zarar görenin ağır kusuru ile kesildiği anlaşılmıştır.
4. Somut olayda kimliği tespit edilemeyen şahıs tarafından davacı ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanıyla davalı ...'e temlik işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece sahte nüfus cüzdanının iğfal kabiliyetine haiz olduğu, bu nedenle eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı için davalı noter bakımından davanın reddine karar verilse de, eldeki davada davalı noterin sorumluluğu kusursuz sorumluluk olup, davalı noterin olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir. Mahkemece, davacı ... adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi aslının temin edilemediği anlaşılmaktadır. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi ceza dosyasında incelemeye tabi tutulan ve iğfal kabiliyetine haiz olduğu belirtilen sahte kimlik belgesinin aslı yer almamaktadır. Bu nedenle davacının söz konusu sahte kimlik belgesinin kullanılması ile uğradığı zarar arasındaki nedensellik bağının kesildiğini ispat külfeti davalı notere düşmektedir. Bu itibarla; İlk Derece Mahkemesince aslı temin edilemeyen, bu nedenle iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı belirlenemeyen sahte nüfus cüzdanına istinaden söz konusu temlik işlemlerinin yapıldığı, davalı noterin sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu ve nedensellik bağının davacının ağır kusuru ile kesildiği gerekçesiyle davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının kaldırılması ve sonuç itibariyle doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin DEĞİŞTİRİLEREK VE DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.