Logo

3. Hukuk Dairesi2024/3901 E. 2025/489 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında kurulduğu iddia edilen adi ortaklığın tasfiyesi ve davacıların paylarına düşen bağımsız bölümlerin tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, davalı şirketin ticari defterleri ve tasfiye raporlarına dayanılarak adi ortaklığın zararda olduğunun tespit edilmesi ve davacıların rapora itirazlarının bilirkişi raporlarıyla karşılanması gözetilerek, davacıların temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/196 E., 2024/243 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacılar vekili ve katılma yoluyla davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların, davalı şirket ve dava dışı ... ile kurdukları adi ortaklığın, dava dışı arsa sahibi ... ile İstanbul 5. Noterliğinin 10.10.2007 tarihli ve 18941 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladığını, bu sözleşmeye göre inşaatın bitmesine müteakip adi ortaklara isabet eden bağımsız bölümlerin arsa sahibi tarafından devrinin taahhüt edildiğini, bu sözleşmeden sonra da arsa sahibi ... ile 10.10.2007 tarihili ek tadil sözleşmesi ve ek protokol imzaladıklarını, sözleşmeye konu inşaatın bitme aşamasına geldiğini, ancak davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan dava dışı ... ile arsa sahibi ...'nın birlikte hareket ederek ortaklara devredilmesi gereken bağımsız bölümleri davalı şirket adına tescil ettirdiklerini ileri sürerek; davalı adına kayıtlı olan bağımsız bölümlerin tapularının payları oranında iptali ile adlarına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı şirket; davacılar ve dava dışı ...'ın ortağı bulunduğu ... İnşaat ve Ticaret A.Ş.nin mali yetersizlik nedeniyle on yılı aşkın süre boyunca arsa sahibi ...’ya ait taşınmaz üzerinde inşaata başlayamadıklarını, bu nedenle Kırgizistan uyruklu bir kişi ile ortak yatırım yapılmasına karar verildiğini, akabinde inşaatı yapmak üzere davalı şirketin kurulduğunu, inşaatın yapımı işinin de 22.08.2007 tarihli sözleşme ile ... İnş. ve Tic A.Ş.ye verildiğini, ancak arsa sahibi ...'nın akde aykırılık halinde sorumluluğun daha önceden anlaştığı davacılar ve dava dışı ...'a ait olması koşulunu ileri sürdüğünü, bu nedenle davacılar ile dava dışı ...'ın da 10.10.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yer aldıklarını, sözleşmenin (10.4) maddesinde de bu iradenin hüküm altına alındığını, bu nedenle bağımsız bölümlerin paylaşımına ilişkin listede davacıların isminin yer almadığını, inşaatın tüm giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, ancak davacıların ortağı bulunduğu ... İnş ve Tic. A.Ş.nin ticari ilişkinin başından bu yana taşeron sözleşmesine aykırı davrandığını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, inşaatın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle arsa sahibine 1.500.000 USD tazminat ödemek zorunda kaldığını, uğradığı zararlar nedeniyle başvurduğu İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından inşaatın yapımının müvekkili şirket tarafından yürütülmesine karar verildiğini, davacıların sözleşmenin altında yer alan yüklenici ifadesi nedeniyle adi ortaklık hükümlerine dayanmalarının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.06.2016 tarihli kararıyla; taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunu, davalı şirketin vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle davacıları zarara uğrattığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirket adına kayıtlı bağımsız bölümlerdeki 1/2 payların iptaline ve eşit oranda davacılar adına tesciline karar verilmiş, karara karşı davalı şirket vekili temyiz yoluna başvurmuştur.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Dairece verilen 03.07.2019 tarihli ilamla; Mahkemenin 10.10.2007 tarihli sözleşme ile taraflar arasında inşaat adi ortaklığı kurulduğu yönündeki değerlendirilmesinin yerinde olduğunu, taraflar arasındaki adi ortaklığa dava dışı ...'ın da ortak olduğundan, davada taraf sıfatıyla yer alması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

2.Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı ortak ...'ın davaya dahil edildiği, davacıların adi ortaklığa para, mal veya emek olarak herhangi bir katkılarının olmadığı ve tasfiye raporunda zararda oldukları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili ve katılma yoluyla davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; müvekkillerinin davaya konu sözleşme ile gerçek kişi olarak sorumluluk altına girdiklerini, sözleşmenin tarafı olmamaları halinde arsa sahibinin sözleşmeyi imzalamayacağını, arsa sahibi lehine 5.000.000 USD ortağı oldukları başka bir şirketin taşınmazına ipotek konulduğunu, bu hususun davalı şirketçe katkı olarak görüldüğünü, bu nedenle davalı şirketin müvekkillerinden para talep etmediklerini, müvekkilleri ve davalı ...'ın davalı şirkete yaklaşık 3.5 Euro ödeme yaptıklarının banka kayıtları ile sabit olduğunu, hak ediş ödemelerini imzalayan ve ödeyen davalı şirket olduğundan müvekkillerinin hisselerine düşen sermaye tutarını davalı şirkete ödediklerini, davalı şirketin dış ilişkilerde pilot ortak olarak gözüktüğünü, ortaklık adına yetki kullandığını, taraflar arasında işin hesabının görülmediğini, müvekkillerinin çok avantajlı bir işi hiçbir bedel almaksızın adi ortaklığa sunduklarını, iş müvekkilleri tarafından getirildiğinden başlangıçtaki masrafların şirket tarafında yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, hükme esas alınan tasfiye raporlarına yapılan itirazların değerlendirilmediğini, tasfiye raporlarında sözleşmeler yerine davalı şirketin usulüne uygun tutulmayan ticari kayıtlarının esas alındığını, müvekkillerinin aynı zamanda davalı şirketin imtiyazlı pay sahibi ortakları olduğunu, taraflar arasında ihtilaf çıkıncaya kadar da şirketin yöneticileri olduklarını, şirket ile aralarında ihtilaf bulunduğunu, şirketi yönetenlerin ana sözleşmeye aykırı olarak seçildiklerini, bu seçim kararlarının Mahkemelerce iptal edildiğini, bu nedenle şirket kayıtlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını, şirket kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, şirketin mali tablolarının onaylanmasına ilişkin genel kurul kararları mahkeme kararı ile iptal olduğundan tasfiye raporlarında bu kayıtların esas alınmasının doğru olmadığını, raporda mevcut kira sözleşmesine göre değil davalı şirketin kurumlar vergisi beyannamelerine göre hesaplama yapıldığını, gelirlerin TL cinsinden hesaplanmasının doğru olmadığını, kiraya verilen taşımazların adi ortaklığın malvarlığının 2/3 ünü oluşturduğunu, adi ortaklık gelirlerinin eksik olarak belirlendiğini, taşınmazların adi ortaklığın hissedarları adına eşit oranda tescil edilmesi gerektiğini, tasfiye heyetinin belirlediği yöntemin yanlış olduğunu, mali inceleme yaptığı kayıtların davalı şirket kayıtları olduğunu, kayıtlar üzerinde mutabakat bulunmadığını, tek taraflı olarak davalı şirket tarafından düzenlendiğini, bu kayıtlardan kaynaklanan ödemelerin adi ortaklık için yapıldığının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, yer alan ödemelerin hangilerinin adi ortaklık ile ilgili olduğunu sebepleri ile açıklanmasının gerektiğini, adi ortaklığa dahil taşınmazların değerinin düşük hesaplandığını, değerinin uzman bir heyet tarafından belirlenmesinin gerektiğini, gider kalemlerini kabul etmediklerini, taraflar adi ortaklığın gelir ve giderlerine eşit oranda sahip olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı şirket vekili; taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olmadığını ileri sürerek Mahkeme kararındaki gerekçenin düzeltilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili; Mahkeme kararının gerekçesinde yazan "adi ortaklık olduğu tespit edildiğinden bu hususta Mahkememizce yeniden değerlendirme yapılmamakla" yazan gerekçesinin kaldırılmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde taraflar arasında inşaat adi ortaklığın kurulduğunun kabulü ile dava dışı ortak ...'ın davaya dahil edildiği, davalı şirketin kuruluş amaçlarından birinin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde belirtildiği üzere, davaya konu inşaat sözleşmesi akdederek işyerlerinden oluşan inşaat projesini doğrudan ve/veya taşeronlar vasıtasıyla gerçekleştirmek ve inşaatın tamamlanmasını takiben söz konusu konut ve iş yerlerini satmak, kiralamak ve işletmek olduğu, bu kapsamda davalı şirketin usulüne uygun tutulan ticari defterleri esas alınarak rapor hazırlanmasının yerinde bulunduğu, adi ortaklığın tasfiyesi amacıyla alınan bilirkişi raporlarında ortaklığın zararda olduğunun belirtildiği, davacıların rapora itirazlarının 16.07.2023 ve 03.01.2023 tarihli raporlar ile karşılandığı ve bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin ve katılma yoluyla davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.