Logo

3. Hukuk Dairesi2024/4019 E. 2024/4307 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılan kısmi tazminat davasında, davacının birden fazla ıslah yoluyla maddi tazminat talebini artırmasının hukuki sonuçları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların 6100 sayılı HMK’nın 176/2. maddesi uyarınca aynı davada sadece bir kez ıslah hakkı bulunduğu gözetilerek, davacının ikinci ıslah talebine rağmen mahkemenin bu talebi kabul ederek hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/599 E., 2024/1597 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/152 E., 2023/528 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, davalı markette 24.08.2018 tarihinde alışveriş yaptığı esnada zemine dökülmüş deterjan kalıntısının etkisiyle kayarak düştüğünü ve bacağının iki ayrı yerden kırıldığını, bu sebeple maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek; 25.000,00 TL manevi ve şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 07.04.2023 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 356.271,18 TL'ye, 13.09.2023 tarihli dilekçesi ile 462.316,43 TL'ye artırmış, 16.11.2023 tarihli duruşmada "ıslah dilekçesinde maddi tazminat yönünden toplama hatası olabileceği değerlendirildiğinden davacı vekiline bu hususta beyanda bulunması için 1 haftalık süre verilmesi" üzerine, aynı gün verdiği dilekçe ile maddi tazminat talebini 463.128, 23 TL olarak belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kaza esnasında davacının kolunun alçıda olması sebebiyle dengesini kaybederek düştüğünü, zeminin kaygan olmadığını, davacının kendi kusuru ile düşmesi nedeniyle tazminat talep edemeyeceğini, zarar ile tazminat talebi arasında oransızlık olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan 29.01.2021 tarihli kök bilirkişi raporu ile 23.03.2021 tarihli ek bilirkişi raporuna göre davalı şirketin yaşanan olayda %80 oranında, davacının ise %20 oranında kusurlu olduğu, ATK raporu ile davacının %19,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, ayrıca geçici iş göremezlik süresinin ise olay tarihinden itibaren 3 ay olduğu ve iş göremezlik süresi içerisinde 15 gün süreyle başka birinin yardımına gereksinim duyabileceğinin tespit edildiği gerekçesiyle; 463.128,23 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; faiz başlangıç tarihinin olay tarihi ve faiz türünün ise avans faizi olması gerektiğini, kararın bu yönüyle düzeltilmesi gerektiğini belirterek, kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı vekili; tazminat miktarı ile zarar arasında oransızlık olduğunu, bilirkişi ek raporunda 02.12.2021 tarihli ATK raporunun esas alındığını, ATK raporunun olay tarihine yakın olması sebebiyle malullük ve iş göremezliğin fazla belirlendiğini, yeni bir rapor alınması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hazırlık soruşturmasına sunulan 04.12.2020 tarihli bilirkişi raporu ile Mahkemece aldırılan 29.01.2021 tarihli kök raporun davalı markette zemininin kaygan olduğuna dair aynı yönde tespitlerde bulunması nedeniyle davalı marketin %80 oranında kusurlu olduğu kanaatinin, davalı tarafça itiraz edilmeyen Adli Tıp Kurulu raporuna göre hesaplanan maddi tazminat bedelinin isabetli olduğu, dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihi ve faiz türü belirtilmeden davacı vekilince talepte bulunulduğu, ıslah dilekçesinde de faize ilişkin ayrıca bir talepte bulunulmamış olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle; başvuruların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf başvurularını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ayıplı hizmet nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 13 ve 15 inci maddeleri,

2. 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, tarafların aynı davada yalnızca bir kez ıslah hakkı bulunmaktadır.

2. Dosya kapsamından; eldeki davanın, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle kısmi dava olarak açıldığı, davacı vekilinin maddi tazminat talebini; 07.04.2023 tarihli ilk ıslah dilekçesi ile 356.271,18 TL'ye, 13.09.2023 tarihli dilekçesi ile 462.316,43 TL’ye artırdığı, Mahkemece 16.11.2023 tarihli duruşmada "ıslah dilekçesinde maddi tazminat yönünden toplama hatası olabileceği değerlendirildiğinden davacı vekiline bu hususta beyanda bulunması için 1 haftalık süre verilmesi" üzerine, aynı gün verdiği dilekçe ile maddi tazminat talebini 463.128,23 TL olarak belirlediği, Mahkemece 16.11.2023 tarihli dilekçesine itibar edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafça ikinci kez ıslah yoluna başvurulamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde ikinci ıslah dilekçesini kapsar şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4. Bozma sebebine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,

3. Bozma sebebine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.