Logo

3. Hukuk Dairesi2024/402 E. 2024/1023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı elektrik dağıtım şirketine karşı, 31.12.2010 tarihi öncesi elektrik borçlarının 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması ve kaçak kullanım bedellerinin silinmesi istemiyle açılan menfi tespit ve muarazanın giderilmesi davasında, mahkemenin bozma kararına rağmen, davacının menfi tespit talebini değerlendirmeden davanın reddine karar vermesi üzerine yapılan temyiz incelemesinin davalı vekili tarafından karar düzeltme yoluyla itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen hususları dikkate alarak, davacının menfi tespit talebini değerlendirmesi ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurması gerekirken, bu hususları yerine getirmeyerek davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek davalı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/38 E., 2022/618 K.

vekili Avukat ...

Taraflar arasındaki menfi tespit ve muarazanın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirketin tarımsal sulama elektrik abonesi olduğunu, 31.12.2010 tarihi öncesine ait elektrik borçlarının 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması amacıyla davalı şirkete başvuruda bulunduğunu ancak talebinin kabul edilmediğini, 31.12.2010 tarihi öncesine ait toplam asıl borç miktarının 80.024,67 TL, ferilerinin ise 100.417 TL olduğunu, kaçak elektrik kullandığından bahisle tahakkuk ettirilen ve asıl borç miktarına dahil edilen toplam 30.731,80 TL’den sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek; 49.292,87 TL borç aslının taksitlendirilmesini, 100.417 TL tutarındaki ferilerinin silinmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dağıtım lisansına sahip özel bir şirket olduğunu, 6111 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemenin özel şirketler yönünden emredici nitelik taşımadığını, kaldı ki davacı tarafından bu kapsamda kendisine yapılmış herhangi bir başvurunun da bulunmadığını, kaçak elektrik kullanımına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin yapılandırılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2015/125 E., 2015/467 K. sayılı kararıyla; davacının 4403867 nolu abonelikle ilgili 33.015,47 TL, 4401385 nolu abonelikle ilgili 19.094,93 TL olmak üzere toplam 52.110,40 TL borcunun 6111 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde davalı şirketçe yeniden yapılandırılması gerektiği raporda belirtildiğinden, davanın kısmen kabulü ile bu miktar borcun yasa kapsamında davalı tarafça yapılandırılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.12.2017 tarihli ve 2016/4767 E., 2017/17153 K. sayılı ilamıyla; “...Somut olayda, davacı dava dilekçesiyle, 49.292,87 TL'nin taksitlendirilmesi, cezalar ve faizler toplamı olan 100.417,00 TL'nin silinmesi ve ayrıca üç adet ceza toplamı 30.731,80 TL'nin de silinmesini talep etmiş olmasına karşın, bu bedeller üzerinden yatırması gereken karar ve ilam harcını yatırmamış olduğu halde mahkemece harç eksiği tamamlatılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması, doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 19.01.2021 tarihli ve 2018/200 E., 2021/37 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 56.347,05 TL borcun 6111 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde yapılandırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 31.05.2021 tarihli ve 2021/3334 E., 2021/5718 K. sayılı ilam ile hüküm onanmış; onama kararına karşı, taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

2. Dairemizin 09.11.2021 tarihli ve 2021/6901 E. 2021/11075 K. sayılı ilamıyla; "...Somut olayda; dava, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere menfi tespit istemiyle açılmış olup, menfi tespit davasının niteliği gereği kabul durumunda verilecek kararın olumsuz olması, eş söyleyişle borçlu olunmayan miktarın tespiti yönünde, taleple bağlı kalınarak HMK’nın 297. maddesine göre infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekir. Buna rağmen mahkemece; davacının 131.148,80 TL fatura bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik talebi karşısında, “56.347,05 TL borcun 6111 sayılı yasanın hükümleri gereği yapılandırılmasına...” şeklinde, faturalardan hangilerinin yapılandırılmış olduğu belirtilmeksizin, borçlu olunmayan miktar açıkça tespit edilmeksizin, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır." gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davalı şirketin, 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 25.02.2011 tarihi itibarı ile özelleştirilmesi tamamlanmış ve 30.10.2009 tarihi itibarı ile de satın alan şirkete devri yapılmış elektrik dağıtım şirketi olduğu, şu halde davalının 6111 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinde Kanun'un tabiri ile özel sektör elektrik dağıtım şirketi statüsünde olup davacıdan olan alacaklarının 6111 sayılı Kanun'un yapılandırma kapsamındaki alacaklardan olmadığı gerekçesiyle, davanın tümden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 17.10.2023 tarihli ve 2022/894 E., 2023/2764 K. sayılı ilamıyla, "Somut olayda Mahkemece; bozma ilamına uyulduğu hâlde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; dava, yapılandırma talebi yanında menfi tespit talebiyle açılmış, 09.11.2021 tarihli bozma ilamımızda dava konusu faturalardan hangilerinin yapılandırılmış olduğunun belirtilmesi, borçlu olunmayan miktar açıkça tespit edilerek infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm tesis edilmesi gerektiği açıkça belirterek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Ne var ki Mahkemece; bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozmaya aykırı olarak davanın tümden reddine karar verilmiştir. Davacının menfi tespit talebi yönünden ise Mahkeme tarafından bir değerlendirme yapılmadığı ve bu talebe ilişkin red kararının gerekçesiz olduğu da sabittir. Bu durumda, Mahkemece yukarıda açıklanan mevzuata ve bozma ilamımıza uygun şekilde karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; önceki bozma ilamında usuli kazanılmış hak oluştuğunu, bilirkişi raporuna göre müvekkilinin özelleştirilen şirketler olduğundan 6111 sayılı yasa kapsamında yükümlülüğünün bulunmadığını, kaçak kullanımın da sabit olduğunu, kaçak kullanımın aksinin ispatlanmadığını, Tedaş'ın ihtilaf tarihinde Medaş hissedarı olmadığını, davacının normal fatura ve faize itiraz etmediğini, dava konusu yapılan tüm fatura borçları faizleri ile birlikte değerlendirilme yapılması, dava konusu yapılan asıl fatura borcu, kaçak kullanım borçları, faizleri ve cezaları dahil tutar üzerinden ret yada kabul niteliğinde bir hüküm kurulması menfi tespit talebinin reddedilmesi, 180.441,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, menfi tespit ve 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma talebi yönünden muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası

4. Yine 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu faturalardan hangilerinin yapılandırılmış olduğunun belirtilmesi, borçlu olunmayan miktar açıkça tespit edilerek infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm tesis edilmesi ve menfi tespit talebi yönünden değerlendirme yapılması gerektiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.