"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1209 E., 2023/1068 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/276 E., 2020/246 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 11.05.2013 tarihli adî ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin kurulduğu tarihten itibaren ortaklığa muhtelif surette finansman kaynakları (bunun içerisine vergi ödemeleri, SGK ödemeleri, kira giderleri, yan giderler, ofis masrafları vs. masraflar dahil) sağladığını, sorumluluğu dışında kalmasına rağmen sırf ortaklığın devamlılığını sağlamak amacıyla davalıya maaş, araç temini, gideri ve benzin vs ödemeleri yaptığını, davalının ise hiçbir edimini yerine getirmediğini, herhangi bir maddi katkısı olmadığı gibi ve ortaklığı zarara uğrattığını, sözleşmede tarafların 171.500,00 TL katılım payı koymayı kararlaştırdıklarını, müvekkilinin kendisine düşen payı nakden yerine getirdiğini, bunun banka kayıtları ile sabit olduğunu, davalının ise katılım payı taahhüdünü nakit olarak yerine getirmediğini, sözleşmeye göre nakit oranını karşılayacak senet düzenleyerek müvekkiline de teslim etmediğini, davalı ortağın müvekkilinin bilgisi dışında satışlar yaptığını, bu satışlardan kâr olarak aldığı miktarları müvekkiline ödemediğini, müşterek bir amaca erişmek için kurulan ortaklıktaki ortak amaç unsurunun davalının hal ve hareketlerinden dolayı kaybolduğunu ve adi ortaklığın çekilmez hal aldığını, bu durumun 21.04.2014 ve 10.06.2014 tarihli ihtarnameler ile davalıya ihtar edildiğini ileri sürerek; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, sözleşme hususlarını yerine getirmeyen davalıdan katılım payının kendisine düşen kısmına ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 50.000,00 TL'nin ve mahrum kalınan kârın da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında 11.05.2013 tarihli adi ortaklı sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin (c) maddesine göre bir yıl boyunca mali açıdan zarar ve vergisel boyutta ödeme zorluğu çeken ortaklığın o güne kadar olan borçları iki ortak tarafından eşit şekilde ödenip şirketin kapatılacağının belirlendiğini, müvekkili ile davacının ortak kararları ile 09.07.2014 tarihinde mükellefi oldukları Vergi Dairesine giderek işi bıraktıklarını, müvekkilinin 11.12.2013 tarihinde katılım payı olarak 37.350,00 TL'yi ortaklık hesabına yatırdığını, müvekkilinin borçlu oldukları dava dışı şirketin ortaklık adına düzenlediği faturalardan kaynaklanan 19.512,91 TL borcu 05.06.2014 tarihli virman dekontu ile üzerine almak zorunda kaldığını, bu borcun %50'sini davacının ödemesi gerektiğini, ortaklığın sona ermesi ile davacının katılım payları ile alınan demirbaşları da beraberinde götürdüğünü ve bu demirbaşlar karşılığında müvekkiline bir ödeme yapmadığını, davacının toplam 11.381,00 TL tutarındaki demirbaşları kendi üzerine geçirerek veya satarak haksız kazanç sağladığını, bu kazancın %50'lik kısmının müvekkiline ait olduğunu, davacının ortak alınan aracı da 3. şahısa sattığını, müvekkilinin bu aracın satışından da %50 payını ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında akdedilen 11.05.2013 tarihli ortaklık ilişkisinin, ortakların birlikte karar vererek mükellefi oldukları Vergi Dairesine birlikte başvuru yapmaları suretiyle 09.07.2014 tarihinde sona erdiği, tasfiyesi istenen ortaklığın 11.05.2013-09.07.2014 tarihleri arasındaki dönemde hükme esas alınan mali müşavir bilirkişi raporuna göre; 2013 yılında net 52.280,82 TL zarar ve 2014 yılında net 39.641,10 TL zarar olmak üzere toplam 91.921,92 TL zarar ettiği, ortaklığa ait 1.297,92 TL vergi borcu ile birlikte toplam zararın 93.214,92 olduğunun tespit edildiği, bu şekilde adi ortaklığa ait işletmenin kâr elde edemeden ortaklığın sona erdirildiği, ortaklık aktifinde kayıtlı olarak yer alan araç satışı ile demirbaşların tümünün davacı adına fatura edildiği ve ortaklık adına kayıtlı olan bu malların davacıya teslim edildiği, bu şekilde ortaklığın sona erdirilmesinden sonra ortaklığa ait herhangi bir malvarlığının kalmadığı, ortaklığa ait malvarlığının ticari defter ve belgelere göre 09.07.2014 tarihi itibariyle tasfiye edildiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı tarafça ortaklık aktifinde yer alan ve davacı tarafça satılan aracın da tasfiyeye dahil edilmesi talep edilmişse de bu aracın davacı tarafından 37.000,00 TL şahsi kredi kullanılarak alındığı ve kredi borcunun davacının şahsi banka hesabından ödenerek karşılandığı anlaşıldığından aracın davacının kendi edinimi olup ortaklık malı olmadığından tasfiyeye dahil edilemeyeceği, ortaklığın toplam zararının 93.214,92 olduğu, sözleşmeye göre bu zarardan ortakların 1/2 oranında sorumlu oldukları, buna göre tarafların zarardan sorumluluğunun 46.607,04 TL olarak paylaşılacağı, bu zarar miktarından davacının ortaklığa toplam koyduğu toplam 49.260,95 TL tutarındaki paralar nedeniyle ortaklık zararından sorumluluğunun kalmadığı, aksine 2.653,91 TL ortaklıktan alacağının kaldığı, davalının sorumlu olduğu zarar tutarının ise 46.607,04 TL olduğu, ortaklığa ait malvarlığının 09.07.2014 tarihi itibariyle davacı adına fatura edildiği ve davacıya teslim edildiği, bu nedenle adi ortaklığa ait tasfiye edilecek herhangi bir mal varlığının kalmadığı tespit edildiğinden ortaklığın tasfiyesine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığı, tarafların ortak olduğu adi ortaklığa ait 11.381,00 TL'lik demirbaş ve malların fatura edilerek tamamının davacıya teslim edilmesi ve adi ortaklıkta herhangi bir demirbaş ve malın kalmaması nedeniyle, bu demirbaş ve mal bedelinin %50'si olan 5.690,50 TL davalıya ait olacağından, davacının 5.690,50 TL tutarındaki demirbaş ve mal bedelini davalıya ödemesi gerektiğinden davacının davalıdan talep edebileceği alacağı bulunmadığı gerekçesiyle; taraflar arasındaki adi ortaklığın sona erdiğinin tespitine, adi ortaklığa ait tasfiye edilecek mal varlığı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, alacak davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2023 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi rapor ve ek raporları arasında çelişki olduğunu, dosya kapsamının eksik incelendiğini, delillerin sağlıklı olarak değerlendirilmediğini, 37.350,00 TL'lik katılım payının davacı tarafından ortaklığa ödendiğinin sabit olduğunu, davalının katılım payı koymadığını, davalı tarafça süresi içerisinde cevap verilmediğini, bu nedenle davalı tarafça delil gösterilemeyeceğini, demirbaşların bir kısmının davacı, bir kısmının davacının eşi tarafından alındığını, tarafların iki adet ortaklık hesabını kabul ettiklerini, davacının ortaklık adına harcama yaptığı kalemlerin sabit olduğunu, davalının yatırdığını ileri sürdüğü 37.350,00 TL'lik bedelin ... 439 nolu hesaba yatırıldığını, bu hesabın ortaklık hesabı olarak kabul edildiğini, belirtilen hesapta adi ortaklık açıklamasıyla harcamalar yapıldığını, davalının ortaklıktan maaş alıp Bağ-Kur pirimlerinin davacı tarafından yatırıldığını, bu hususun değerlendirilmediğini, ortakların birisinin yaptığı gider veya üstlendiği borçlardan diğer ortağın da sorumlu olduğunu, bilirkişinin fesih öncesi davalının yaptığı yatak satışlarından elde ettiği kazancı değerlendirilmediğini, harcamaların davacı tarafından yapıldığını ancak satıştan sonra elde edilen kazancın davalıda kaldığını, davalının katılım payını yatırmaması sebebiyle ortaklığın zarar ettiğini, bu zarardan davacının sorumlu olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi ile tasfiye payı alacağı istemine ilişkindir.
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye özellikle hükme esas 23.07.2019 tarihli alınan tasfiye ek raporunun denetime elverişli olmasına, davacının davaya konu ettiği demirbaşların bedelinin eşinin kredi kartı ile ödendiği iddiasını dosya kapsamındaki delililer uyarınca ispat edememesi nedeniyle bu demirbaşların bedelinin ortaklık tarafından ödendiğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.