Logo

3. Hukuk Dairesi2024/436 E. 2024/3992 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat isteminin reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporlarına göre oluşan tıbbi sonucun ameliyatın bir komplikasyonu olarak nitelendirilmesi, bu komplikasyonun hasta onam formunda belirtilmiş olması ve davalı hekime kusur yüklenememesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2815 E., 2023/2919 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/444 E., 2021/128 K.

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 1992 yılında beyin tümörü teşhisiyle ameliyat olduğunu ve bu ameliyat sonrası kullandığı ilaçların yan etkisiyle kalça kemiklerinde erime meydana geldiğini, ortopedi doktoru olarak görev yapan davalı ... tarafından 1995 yılında sağ kalçasından, 1996 yılında sol kalçasından iki adet ameliyat gerçekleştirildiğini, söz konusu operasyonlardan sonra 2015 yılında müvekkilin sağ kalçasında tekrar sorunlar ortaya çıktığını ve daha önce operasyonu yapan davalı ...'un diğer davalı Özel ... Hastanesinde göreve başladığını öğrenmesi üzerine Özel ... Hastanesinde davalı ...'a muayene olduğunu, davalı ...'un müvekkilinin tekrar ameliyat olması gerektiğini söylemesi üzerine müvekkillinin 13.11.2015 tarihinde 6.000,00 TL bedelle sağ kalçasından ameliyat olduğunu, müvekkilinin 6. ay kontrollerinde aynı şikayetlerinin devam ettiğini davalı doktora söylediğini, muayene sonrasında davalının müvekkiline sağ kalçasındaki protezin kırık olduğunu ve tekrar ameliyat olması gerektiğini, bunun bedelinin de 6.000,00 TL olduğunu bildirdiğini, protezdeki kırıktan müvekkilinin haksız şekilde sorumlu tutulduğunu, daha sonra müvekkilinin başka bir doktora muayene olduğunu, doktor tarafından müvekkiline kalça protezinde kırık olmadığını, kırığın müvekkilin kemiğinde olduğunu ve bu kemik kırığının da 13.11.2015 tarihinde davalı hekim tarafından gerçekleştirilen ameliyat sırasında meydana gelebileceğini ifade edildiğini ileri sürerek; şimdilik 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 60.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davada ihbar sürelerinin geçtiğini, davacıya hasta onayı alınarak tüm standart işlemlerin uygulandığını, müvekkillerine yüklenecek hiçbir kusurun olmadığını, uyluk kemiğinin üst ucundaki ayrılmanın bu tür ameliyatlarda her zaman görülebilecek bir durum olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının raporu ile yapılan işlemde doktor hatası olmadığı, gelişen kırığın komplikasyon niteliğinde olduğu ve ameliyat esnasında bu duruma yönelik müdahalede bulunulduğu, işlem sonrası tekrar opere olduğu için davaya konu olaya ilişkin iş gücü kaybının olmadığının belirtildiği, yine Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden oluşan bilirkişilerin düzenlediği raporda, kalça protezinin herhangi bir nedenle revize edilmesi gerektiğinde uyluk kemiği içerisinde bulunan bileşenin çıkartılması için kemikte kapak açılması ve içerideki femoral bileşenin çıkartılması iyi tanımlanmış ve sıklıkla yapılan bir cerrahi yöntemi olduğu, primer ya da revizyon kalça protezi yapılırken sıklıkla femoral tarafta olmak üzere kemikte kırığın izlenebileceği, revizyon cerrahisinde bu oranın %5 civanda ve komplikasyon niteliğinde olduğu, davacıya ait epikriz, ameliyat notları ve görüntülemeler incelendiğinde; şahsa uygulanan ameliyatın belirtilen işlem ile uyumlu olduğu, davacıya uygulanan işlemin fenne uygun tedavi ve takibinin yapıldığı, davacıya gerçekleştirilecek uygulamayla ilgili olarak Hasta Onam Formunun düzenlendiği ve aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği, davalıların atfı kabil kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesini tekrarla eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, raporun gerekçeli olmayıp yüzeysel ve soyut değerlendirmeler içerdiğini, davacının fiziken muayene edilmeden hasta dosyaları üzerinden yapılan inceleme ile rapor yazıldığını, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Bölümünde muayene olan davacıyı suçlayıcı ifadeler kullanan bilirkişi hakkında şikayetleri üzerine ceza soruşturması başlatıldığını, bu soruşturma dosyasının celbi taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "... bilirkişi raporları içeriğine göre; davaya konu tıbbi sonucun davalı hekim tarafından gerçekleştirilen ameliyatın komplikasyonu olduğunun belirlendiği gibi söz konusu bu komplikasyonun davacı tarafından imzalanan aydınlatılmış onam formunda açıkça yazılı olduğu gözetildiğinde, Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından.." gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrarlayarak, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502 nci vd maddeleri

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle bilirkişi kurul raporlarında meydana gelen tıbbi sonucun komplikasyon olarak nitelendirilmesine, buna göre kusurun olmamasına, operasyon için onam alınmasına, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Kararı temyiz eden taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.