"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3671 E., 2023/2444 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/341 E., 2021/944 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin maliki oldukları taşınmaz hakkında davalı ile kira sözleşmesi imzalandığını, daha sonra aralarında çıkan ihtilaf neticesinde müvekkilleri tarafından İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün 2013/7949 E. sayılı dosyası ile ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye talebiyle İcra Hukuk Mahkemesine başvurulduğunu, İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/54 E., 2013/414 K. sayılı kararı ile talebin kabulü ile ödenmeyen kira bedellerinin davalıdan tahsiline karar verildiğini, ancak Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 2014/12474 E., 2014/14078 K. sayılı ilamıyla uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle kararın bozulduğunu, İcra Hukuk Mahkemesinin bozma kararına uyarak itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin reddine karar verildiğini, daha sonra müvekkillerinin sehven 28.07.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/570 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, kendilerinin genel hükümlere göre alacak davası açmak istediklerini, sehven açılan davada vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu olmamak için kendi adına asaleten, diğer müvekkilleri adına vekaleten davadan vazgeçtiklerini, talebinin açıkça haktan feragat olmadığını, sadece açılan itirazın iptali davasının talep sonucu olan itirazın iptalinden vazgeçtiklerini, nitekim dava tarihi itibariyle ortada itirazı iptal edebilecek bir icra takibi olmadığını, akabinde müvekkillerinin İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/608 E. sayılı dosyası ile genel hükümlere göre alacak davası açtıklarını, kaldı ki borcun ödenmediğini, ödendiğinin de iddia edilmediğini ileri sürerek, 14.08.2017 tarihli feragatin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı tarafından açılan İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/570 E. sayılı dosyası nezdinde yapılan feragatin iptali için açılan dosyanın istinafta olması nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, bu davada davacıların açıkça davadan feragat ettiğini, feragatin iptal edilmesinin söz konusu olamayacağını, davacılar vekilinin feragatten rücu edebilmesinin de mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin 2017/570 E. sayılı dosyasında feragat nedeniyle verilen davanın reddine ilişkin kararının, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği, ayrıca feragat beyanının iradesi yanıltılmak suretiyle alındığı yönünde dosya kapsamında iddia ve delillerin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen tarihli kararıyla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; irade bozukluğu halleri nedeniyle feragatin ancak maddi hukuk kurallarına göre iptal ettirilebileceğini, feragatin iptalini isteyen tarafa ise Borçlar Hukuku kuralları çerçevesinde iradeyi sakatlayan sebebi ispat hakkının tanınması gerektiğini, davada delilleri toplanmadan, tanıkları dinlenmeden ve yemin delili hatırlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece davanın konusu olan feragatin iptali vakıasının sadece istinaf dilekçesinde ileri sürülmesi sebebiyle, bu hususta delillerin toplanıp tahkikatın yapılmadığı itirazın iptali davasının neticesine göre karar verilmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, dava konusunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 30. maddesi kapsamında müvekkilin esaslı yanılgıya düştüğü iddiasına ilişkin olduğunu, zira müvekkilinin, "hak düşürücü süre" sebebiyle reddine karar verileceği itirazın iptali davasından, karşı vekalet ücretine mahkum olmamak adına ve aynı hakkı açacağı alacak davasında talep etmek üzere sadece itirazın iptali davasından vazgeçtiğini, feragate dair dilekçesinin kül halinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda feragat beyanının müvekkilin gerçek iradesini yansıtmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacılar vekili tarafından İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/570 E. sayılı dosyasına sunulan feragat beyanının iptali istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve TBK'nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen feragat beyanının, Mahkemeye ulaştığı anda kesin hüküm gibi hüküm ve sonuç doğurmasını, davacıların ise feragat beyanının iradelerinin yanıltılmak suretiyle alındığını ispatlayamadıklarının anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.