Logo

3. Hukuk Dairesi2024/581 E. 2025/2137 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan protokol gereği gelir paylaşımından kaynaklanan alacak miktarının tespiti ve ödenmemesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda uzman bilirkişi raporu alarak karar verdiği ve bozma kapsamı dışında kalan hususlarda usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/382 E., 2023/266 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 15.04.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 25.12.2009 tarihinde "Aydınlatma Direklerinin Reklam, Tanıtım, Yönlendirme Amaçlı Kullanımında Uyulacak Esas ve Usullere İlişkin Protokol" imzaladığını, protokolün ilgili maddelerinde gelir paylaşımındaki esasların düzenlendiğini ancak davalının eksik ödeme yaptığını ileri sürerek; şimdilik 10.000,00 TL'nin 31.03.2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında dava değerini 3.153.496,75 TL olarak belirlemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafın bahsettiği hesap yönteminin yıllardır süre gelen, elde edilen gelirler dikkate alınarak yapılan gelir payı hesabından ibaret olduğunu, sözleşmenin konusunun ana arterlerdeki aydınlatma direklerini kapsadığını ve %25 katılım payı hususunun sözlemenin konusu çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli kararıyla; sözleşmeden kaynaklı alacağın kapsamının ana arterlerdeki aydınlatma direkleri ile sınırlı olup davacının talebinin aksine sözleşme konusunun tüm aydınlatma direklerini kapsamadığını, aydınlatma direkleri içerisinde kullanımı davacıya ait olan ana arterlerde yer alan direk sayısına göre yapılan hesaplama neticesinde davacının davalıdan alacaklı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2021 tarihli kararıyla; verilen kararda taraflar arasındaki uyuşmazlığın doğru olarak nitelendirildiği, usule ve maddi hukuka ilişkin kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Dairece verilen 05.04.2022 tarihli ilamla; " (...) Bu durumda protokolün ilgili maddelerinden sorumluluk alanının, tasarrufu davacı Belediyeye ait olan ana arterler üzerinde bulunan aydınlatma direklerine ilişkin olduğu anlaşılmakta olup, bu husus derece mahkemelerinin de kabulündedir. Ne var ki bu direklerin tespitinde, sözleşmeye ek listede belirtilen ana arterler üzerinde bulunan aydınlatma direkleri ile 17.12.2009 tarihli ve 2622 sayılı İBB meclisi kararı ile onaylanan aydınlatma tesislerinin devrine ilişkin protokol ve 08.01.2009 tarihli İBB değerlendirme komisyonu kararında belirtilen ana arterlerin değerlendirilip değerlendirilmediği anlaşılamamaktadır.

Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; öncelikle, dosyanın önceki bilirkişiler dışında konusunda uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilmesi, itirazları karşılayacak nitelikte, raporlar ve dosya kapsamındaki tespitler arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu direk sayısı tam olarak belirlenmeden ve dava tarihinden sonra yapılan ödemeler de dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

2. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmeden kaynaklı alacağın kapsamının ana arterlerdeki aydınlatma direkleri ile ilgili olduğu ve davacının bu alacaklarını talep etme hakkı olduğu, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda ana arterlerde bulunan ve tasarrufu davacıya ait olan toplam 17.843 adet direk üzerinden davalının dava tarihi itibariyle 785.691,35 TL bakiye borcu bulduğunun tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 785.691,35 TL'nin 31.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğunu, bozma sonrası alınan kök rapora itirazların ek raporda karşılanmadığını, taraflar arasındaki protokol hükümleri açık olup, gelir paylaşımının hesaplanmasında direk sayısının belirlenerek bu sayı üzerinden hesaplama yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığını, hesaplamanın direk sayılarına bakılmaksızın protokolde belirtildiği üzere sözleşme tutarları üzerinden yapılması gerektiğini, Mahkemece sözleşmeye müdahale edilmesinin isabetsiz olduğunu, borçlunun sözleşmedeki edimini aynen ifa etmesi gerektiğini, sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kurallarının bir gereği olarak sözleşme hukukunun ... ilkesini oluşturduğunu, protokolde yer alan “ana sözleşme bedeli” ifadesi ile davacı sınırları içinde bulunan elektrik direklerine asılacak reklamları veren şirketlerle akdedilen sözleşmelerin kastedildiğini, bedeller üzerinden aylık olarak tahsil edilen paranın %25'inin davacıya ait olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili; dosya kapsamındaki hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama hatalı olup itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davalının protokol kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, ödenmesi gereken bedelleri davacıya ödediğini ve davalı şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin hesaplamalarda hiçbir hata bulunmadığını, hükme esas bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar ile davalı şirketin hesaplamaları arasındaki farkın, hesaba alınan direk sayılarından kaynaklandığını, bilirkişi raporunun 4.1.3., 4.1.4, 4.1.5. maddelerinde, davacı tarafından davalı şirkete devredilmiş olan ana arterlerdeki aydınlatma direği sayısı üzerinden değil, sözleşmeye konu toplam direk sayısı kadar tespit edilen direk sayısının tamamı (tespit edilen bu sayının da hatalı olduğunu) üzerinden davacının hakedişinin hesaplanmış olmasının, tanzim edilen raporun hatalı tespit ve değerlendirmeler içermesine ve netice itibariyle fahiş bir hesaplama yapılmasına neden olduğunu, bununla birlikte bilirkişi raporunun 4.1.5. maddesinde yer bulan hesaplamada, toplam direk sayısının 11010 adet eksik olarak ele alındığını, toplam direk sayısı 58.764 adet olmakla, bilirkişi raporunda toplam direk sayısı 47.754 olarak hesaplamaya katıldığında, yapılan hesaplamanın bu yönüyle de hatalı olduğunu, davalı şirketçe 08.04.2016 tarihinde davacıya yapılan 281.057,70 TL tutarındaki ödemenin dikkate alınmamasının da doğru olmadığını, ayrıca bozma gereği raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki protokol gereği eksik ödendiği ileri sürülen alacak istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalan ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının ise incelenemeyeceği anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

15.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.