Logo

3. Hukuk Dairesi2024/585 E. 2025/180 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin, bozmadan önceki istinaf ve temyiz dilekçelerinde 123.000,00 TL'nin davalı tarafından müvekkiline ödendiğini açıkça belirtmesi ve davacı vekilinin bu beyanını bozmadan sonraki aşamada da tekrarlaması nedeniyle, davalının borcunu ödediğinin kabulü gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2006 E., 2023/611 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/180 E., 2020/398 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ...'in 2012 yılında müvekkilinden borç istediğini, müvekkilinin davalıya güvenerek davalının ... Dershane isimli kurumuna maddi destek sağladığını, çeşitli zamanlarda dershanenin bir takım alışverişlerini yaptığını, nakit para ihtiyacı olduğunda doğrudan ... Dershane/... adına para gönderdiğini, öğretmenlerin ya da diğer çalışanların ücretlerini ödediğini, müvekkilinin davalıya borç olarak verdiği bedelleri alamayınca müvekkiline ortaklık teklif edildiğini, ancak yazılı sözleşme imzalanmadığını, davalının kendi el yazısı ile hazırladığı adi yazılı belge içeriğinde eğitim kurumları için yapılan harcamaların nerelere ödendiğini ve istediği takdirde hisse verebileceğini belirterek bir kez daha güven sağlamaya çalıştığını, müvekkilinin adına kayıtlı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis ettirdiğini ve buradan alınan kredinin davalı şirketin hesabına yatırıldığını, çeşitli zamanlarda verdiği paraların karşılığını alamadığını ileri sürerek; şimdilik 500.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; davacının iddialarının kabul edilemez olduğunu, ödeme kayıtlarının davacının alacaklı olduğunu göstermediğini, bu işlemlerin ödeme vasıtası olup borcun ödendiğini gösterdiğini, karinenin aksini davacının ispat etmesi gerektiğini, ibraz edilen aslı dosyaya sunulmayan, hiçbir delil vasfı taşımayan, kim tarafından meydana getirildiği belli olmayan kağıt parçalarının içeriğini kabul etmediklerini, fotokopi belgelerin tarafından düzenlenmediğini, kredi nedeniyle adına kayıtlı taşınmazı diğer davalı şirket lehine ipotek vermesinin sorumluluğu kabul edilse dahi diğer davalının kullanmış olduğu kredi nedeniyle muhatap bankaya taşınmaz ipoteğinden dolayı hali hazırda herhangi bir zararı bulunmadığını, diğer davalı şirket tarafından kredi ödemelerinin muhatap bankaya yapıldığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı şirket vekili; müvekkili şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğunu, davacı ile şirket arasında iki adet hukuki ilişki bulunduğunu, davacının kredi kartından şirkete toplam 19.750,00 TL'lik ödemesi olduğunu, bu ödemelerin davacının alacaklı olduğunu göstermeyeceğini, ikinci olarak davacının müvekkili şirkete kredi için taşınmazını ipotek verdiğini, krediden dolayı bankaya olan ve henüz muaccel olmadığını, halen düzenli şekilde ödenen kredi borcuna verdiği taşınmaz ipoteğinden dolayı bir zararı ya da alacağının da olmadığını, alacak iddialarının savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2017 tarihli kararıyla; her ne kadar alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından sunulan fotokopi belge üzerindeki yazıların davalının el ürünü olabileceği rapor edilmiş ise de; belgedeki işaretlemelerin kim tarafından yapıldığını tespit etmenin mümkün olmadığı, davacının davalılardan alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2017 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli kararıyla; davacının 23.01.2017 tarihli celsede sunduğu belge dışındaki alacak iddialarını ispat edemediği, 4 sayfadan ibaret adi belge fotokopisinin üzerine sonradan eklenen "... abi her ay bu paraları sana ödediğimle ilgili de şahidim de var. İsbatım da var. ...-... Daha aralarda 3-5 alıp faizini ödediğim hariç" yazısının fotokopi olmadığı, tüm yazı ve rakamların davalı ... eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar fotokopi belgeye itibar edilemez ise de belgeye sonradan eklenen yazının davalı ...'in eli ürünü olduğu, bu kısmın fotokopi olmadığı anlaşıldığına göre yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, buna göre davacının iddiasını tanık dahil her türlü delille ispat edebileceği, belgeye göre davalı ...'in davacıdan 123.000,00 TL aldığını kabul ettiği gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derce Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulüne, 123.000,00 TL alacağın davalı ...'ten tahsiline, davalı şirket yönünden davanın reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 12.06.2023 tarihli ilamla; davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazları reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesince; fotokopi belge üzerinde yer alan ve davalı ...'in el ürünü olduğu bilirkişi raporuyla belirlenen yazı, 123.000,00 TL yönünden yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiş ve bu tutar üzerinden hüküm kurulmuş ise de; davacı vekilinin istinaf ve temyiz dilekçelerinde açıkça bu tutarın davalı ... tarafından davacı asile ödendiğinin belirtildiği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin istinaf ve temyiz dilekçelerinde 123.000,00 TL'nin davalı ... tarafından davacı asile ödendiğinin belirtildiği, davacının davalılara yönelik alacak iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taraflarınca daha önceki istinaf ve temyiz dilekçelerine yazılmış bulunan "davalı ...'ın müvekkile 123.000 TL ödeme yaptığı açıkça ortadadır" şeklindeki cümlenin yanlış yorumlandığını, belgeye göre davalı ...'in kendisinin bir hesap çıkarttığını ve 123.000,00 TL bedeli müvekkile ödediğini iddia ettiğini, müvekkilinin bu bedeli tahsil ettiğine dair beyan dilekçelerinin bulunmadığını, davalı tarafından yazılmış olan bu yazının, taraflar arasında para alışverişi ve gizli ortaklığın göstergesi olduğunu, "... ancak ...'ın kendi el ürünü olduğu yazıların olduğu belge içerisinde de davalı ...'ın müvekkile 123.000 TL ödeme yaptığı açıkça ortadadır." şeklindeki yazıda üzerinde durulmasını istedikleri hususun; ...'ın kendi el yazısına atıfta bulunmak ve yine hesap bilirkişisinden alınan rapora göre bir karar verilmesini talep etmek olduğunu, belgeye göre davalı ...'in müvekkilinden 123.000.00 TL aldığını kabul ettiğini, dosyada bulunan kart ekstreleri incelendiğinde farklı zamanlarda, farklı miktarlarda ... dershane ... adına para transferi olduğu gibi eğitim kurumunun yayın, matbaa, reklam gibi birtakım giderlerinin de müvekkili tarafından karşılandığını, Garanti Bankası ve Vakıfbank kredi kartı ekstreleri incelendiğinde, müvekkili tarafından eğitim kurumunun ihtiyaçları için yapılmış ödemelerin yanında, davalılara yapılmış ödemelerin de bulunduğunu, bu şekilde yapılan ödemelerin müvekkilinin borcu için yapıldığının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkiline ait Vakıfbank vadesiz hesabın hareketleri incelendiğinde; dava dilekçesinde isimleri yazan ve davalıların çalışanı olarak görülen kişilere müvekkili tarafından çeşitli zamanlarda ve değişik miktarlarda para/maaş gönderildiğini, Mahkemece davalıların bünyelerinde çalışan kişilerin kim oldukları ilgili kuruma müzekkere yazılıp tespit edilerek müvekkilin neden bu kişilere para gönderdiğinin araştırılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının yeniden incelenemeyeceğinin anlaşılmasına ve özellikle davacı vekilinin bozmadan önceki istinaf ve temyiz dilekçelerinde 123.000,00 TL'nin davalı ... tarafından müvekkiline ödendiğinin belirtilmesinde tereddüt bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.