"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/95 E., 2023/996 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/197 E., 2022/489 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin konut olarak kullanmak amacıyla davalı şirketin imal ettiği ... Mahallesi 151 ada 18 parselde bulunan D8 nolu villayı 09.04.2018 tarihinde satın aldığını, ancak taşınmazın su alması sebebiyle taşınmazda birden fazla ayıp oluştuğunu, bu ayıbın da imalatçının gerekli izolasyonu sağlamamasından kaynaklandığını, bu hususun ispatı amacıyla mahkeme kanalıyla tespit yaptırdıklarını ve akabinde ihtarname göndererek zararlarının giderilmesini talep ettiklerini ancak davalının cevap vermediği gibi ayıbı da gidermediğini ileri sürerek; fazla dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 80.000,00 TL'nin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının tespit yaptırarak zararını belirlediği için belirsiz alacak davası açamayacağını, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davacının konutu üçüncü kişiden satın aldığını, davacının muhatabının da konutu satan kişi olması gerektiğini, davalının konutu 2017 yılında satması sebebi ile 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının iddia ettiği ayıpları makul sürede bildirmediğini ve varsa hasarın artmasına neden olduğunu, talep edilen alacak bakımından mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanamayacağını, davacının en fazla yasal faiz talep edebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirket tarafından imal edilen ve davacının 09.04.2018 tarihinde satın aldığı ... Mahallesi 151 ada 18 parselde bulunan D8 nolu villanın ilk malikinin ... Ltd Şti, ikinci malikinin ..., üçüncü malikinin ise davacı olduğu, davacı ile davalı şirket arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davacının önceki malik olan ...'ın imalatçı şirkete karşı olan dava ve başvuru haklarını temlik aldığına dair yazılı temlik sözleşmesi ibraz etmediği, bu halde davacının muhatabının ... olması gerektiği, sözleşme ilişkisi bulunmayan davalıya karşı açmış olduğu davada davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesini duruşma talepli sunmalarına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılıp alacağın devri sözleşmesini sunmaları için taraflarına herhangi bir süre verilmediğini, bu nedenle temlik sözleşmesini sunamadıklarını, taşınmazın önceki maliki olan ... ile müvekkili arasında işbu davalar açılmadan çok önce 14.09.2021 tarihinde alacağın temliki sözleşmesinin imzalandığını, Mahkemece taraflarına bu durumu araştırmak ve varsa davanın esasını etkileyen temlik sözleşmesini sunmak üzere süre verilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ayıplı imalat iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
1. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanun'un 73. maddesi bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için ticari ve mesleki amaçla yapılan bir işlemin olması gerekir.
2. Somut uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı ...'a 09.01.2017 tarihinde tapu devri yapılmak suretiyle satıldığı, davacının ise bu taşınmazı 09.04.2018 tarihinde dava dışı ...'tan satın alarak adına tescil ettirdiği ve akabinde Tüketici Mahkemesine eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan belgelerden dava dışı ...'ın taşınmazı davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden satın aldığı ve bu haliyle 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici sayılamayacağı kabul edilmelidir. Taşınmazı ilk defa satın alan ve akabinde davacıya satan dava dışı ..., taşınmazı ticari ve mesleki amaçlı olarak satın aldığı ve haliyle 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olmadığı için, taşınmazı sonradan satın alan davacının da 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici sayılamayacağı ve bu durumda davanın tüketici mahkemesinde görülemeyeceğinin kabulü gerekir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğu içinde yargılamanın her aşamasında res’en gözetilmesi zorunludur. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi