Logo

3. Hukuk Dairesi2024/615 E. 2024/4041 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile davacı avukat arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinin feshi sonrası, takip edilen işlerden kaynaklanan vekalet ücretinin tahsili için açılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Alacağın likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının icra inkar tazminatı ile ilgili kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/47 E., 2023/414 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; birleşen dava dosyaları kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda; davalı ile arasında 10.11.2008 tarihli "Avukatlık Ücret ve Hizmet Sözleşmesi" imzalandığını, sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı olarak 10.02.2014 tarihinde feshedildiğini, buna rağmen 13.03.2014 tarihine kadar görevini ifa ettiğini, davalının talimatı gereği takip edilen dosyaları 14.03.2014 tarihinde dava dışı avukata teslim ettiğini, sözleşmenin 6. maddesinde ücret hususunun belirlendiğini, davalının talimatı ile takip ettiği dava ve icra takipleri nedeniyle vekalet ücretinin ödenmediğini, düzenlenen serbest meslek makbuzlarının iade edildiğini, işbu dosya ve birleşen dosyalar ile talep edilen ücretlerin sözleşmeden doğan ücret olduğunu, karşı taraf vekalet ücreti talep hakkını saklı tuttuğunu ileri sürerek; fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile her bir dosya için ayrı ayrı olmak üzere itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili asıl ve birleşen davalarda; davacının kusur ve ihmali sonucu güven ilişkisinin zedelenmesi nedeniyle Beyoğlu 12. Noterliğinin 09.06.2014 tarihli ve 09667 yevmiye numaralı azilnamesi ile haklı nedenle azledildiğini, davacının İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2012/27967 takip sayılı dosyasından takip başlatılması aşamasında şirketi yanlış yönlendirdiğini, vekilliği boyunca şirketi bilgilendirmediğini, Avukatlık Kanunu'nun 174/2 maddesi gereği davacının ücrete hak kazanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.03.2019 tarihli ve 2014/314 E., 2019/91 K. sayılı kararıyla; azlin haklı sebeple yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, bilirkişi raporu doğrultusunda asıl ve birleşen dosyaların (2014/324 E. sayılı dosya dışındaki) kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen 2014/324 E. sayılı dosyasında ise davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.01.2022 tarihli ve 2020/1601 E., 2022/91 K. sayılı kararıyla; taraf vekilleri istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 13.12.2022 tarihli ve 2022/4060 E., 2022/9409 K. sayılı ilamı ile, temyize konu edilen birleşen davalarda hükmedilen ve reddedilen miktarlar yönünden temyiz dilekçelerinin reddine; İlk Derece Mahkemesince asıl davada, sözleşmenin sona erdiği tarih olan 10.05.2014 tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı talep edebileceği vekalet ücretinin yine aynı sözleşmenin 6 ncı

maddesi uyarınca hesaplanması, kesinleşmeyen işlerden dolayı davacının emek ve mesaisine karşılık hakkaniyete uygun ücret takdir edilmesi gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporuna göre, hizmet sözleşmenin sona erdiği tarih olan 10.05.2014 tarihinde icra dosyasından tüm asıl alacak miktarı tahsil edildiğinden, asıl dava yönünden (bozma öncesi 2014/314 E. sayılı) davanın kabulü ile, davalının İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2014/16946 E. sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile, 372.813,66 TL asıl alacak, 6.205,79 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 379.019,45 TL üzerinden takip talebindeki diğer koşullar ile birlikte takibin devamına, 74.562,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davalar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinden bahsedilemeyeceğini, fesih işleminin sözleşme hükümlerine göre gerçekleştirildiğini, ücretin Avukatlık Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesi hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, davacının "İstanbul 25. İcra Müdürlüğü 2013/27966 E. sayılı icra dosyasında kısmi tahsilat olmuştur ve icra dosya borcu halen tamamen kapanmamıştır. Davalı taraf dosyanın tamamen kapandığına dair hiç bir belge dosyaya sunmamıştır." şeklinde yasal vekalet ücretine ilişkin başka bir davadaki istinaf dilekçesinde beyanı bulunduğunu, avukatın bir aylık süreçte emeğinin bulunmadığını, borçlu ile anlaşarak haricen tahsilat yapıldığını, ne kadar tahsilat yapıldığının araştırılmadığını, sözleşmenin 6 ncı maddesinin sözleşmeyi kendiliğinden münfesih kıldığını, Avukatlık Sözleşmesi'nde ismi geçen ... Holding in 27.12.2013 tarihinde Bilim İlaç ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre birleştiğini, 27.12.2013 tarihinde birleşme işleminin tescil, ... Holding ise ticaret sicil kayıtlarından terkin edildiğini, kendisi birleşme neticesinde infisah eden bir şirketin akdettiği sözleşmenin münfesih olduğunu, buna göre Avukatlık Sözleşmesi uyarınca ... Holding ile imzalanan sözleşme boyunca geçerli olan ücretlerin de 27.12.2023 itibariyle geçerliliğini yitirdiğini, eksik inceleme yapıldığını, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davalarda, sözleşmenin feshi üzerine takip edilen işlerden kaynaklı vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları,

2. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 19/1 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı) maddesi,

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı, ayrıca 07.06.2018 tarihli duruşmada davalı vekilinin dava konusu icra dosyası ile ilgili "...biz asıl dosyada davacının müvekkil şirket adına açtığı 2013/27966 esas sayılı dosya yönünden davalı şirket alacağı davacı vekil tarafından özenle takip edilmemiş ancak biz bu nedenle haricen anlaşarak borçludan borcu tahsil etmek zorunda kalmışız" şeklindeki beyanı dikkate alındığında ve dosya üzerinden yapılan incelemelerde, davaya konu icra dosyasının haricen tahsil edildiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez. Davacı tarafın inkar tazminatı talebinde bulunması üzerine Mahkemece, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de, aynı zamanda Mahkemece bozma öncesi azil olgusu üzerinde durularak yargılama yapılmış, Yargıtay bozma ilamı ile fesih hükümleri dikkate alınarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, alacak yargılamayı gerektirmekte olup, likit olarak kabul edilemez. Bu nedenle Mahkemece; hüküm altına alınan alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 nci bendinden "İcra inkar tazminatı isteminin kabulü ile, 74.562,74-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine," şeklindeki ibarenin çıkartılarak yerine "Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliginden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.12.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.