Logo

3. Hukuk Dairesi2024/662 E. 2024/4470 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılıp belediyeye devredilen ve akabinde davalıya satılan taşınmaz üzerindeki yapı nedeniyle davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak açtığı alacak davasında, davalının zenginleşme sorumluluğunun kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının araziye ilişkin kadastro itirazlarını bu aşamada ileri süremeyeceği ve davalının araziyi bedelini ödeyerek aldığı için arazi yönünden sebepsiz zenginleşmediği, ancak taşınmaz üzerindeki yapının davacıya ait olduğunu kabul etmesi nedeniyle yapının değeri kadar sebepsiz zenginleştiği gözetilerek, yerel mahkemenin davalının yapının değeri üzerinden sorumlu tutulmasına ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1419 E., 2023/3405 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/182 E., 2021/165 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; İstanbul İli ... İlçesi 884 parsel numaralı taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2A ve 2B maddeleri gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, Hazine tarafından da mülkiyetinin Beykoz Belediyesine devredildiğini, Belediyenin ise hak sahibi gözüken davalıya rayiç bedeli karşılığında satarak taşınmazı devrettiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, kadastro çalışmalarında davaya konu taşınmaz üzerinde 3 adet ev olmasına ve her bir evin başkasına ait olmasına rağmen zilyetliklerinin tespit edilmediğini, arazinin tamamının müteveffa ... mirasçıları adına şerh edildiğini, mirasçıların da tüm haklarını davalıya devrettiklerini, müvekkili tarafından zilyetliğin tespiti davası açıldığını, bu davanın davalı tarafça kabul edildiğini, müvekkilinin taşınmaz üzerinde iki katlı evi olduğunu kabul eden davalının tapunun adına tesciline muvafakat etmediğini, davaya konu taşınmazın 1984 tarihinde zilyetliğin devri senedi ile ...'dan ...’a devredildiğini, ondan da 1999 tarihinde ...’a devredildiğini, müvekkilinin de ...’den 02.10.1999 tarihinde davaya konu 884 parseldeki 2110 m² yerin 150 m² sini satın aldığını, müvekkilinin uzun yıllardır taşınmazı kullandığının davalı tarafça da biliniyor olmasına rağmen kötü niyetli olarak taşınmazı Belediyeden satın aldığını ve sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.04.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 410.738,72 TL ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taşınmazın miras yolu ile müvekkiline intikal ettiğini, taşınmazın 6831 sayılı Kanun'unun 2B maddesi gereği Hazine lehine orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğunu, kadastro çalışmaları sonucunda asılan listelerin kesinleştiğini, ilgili Belediyeye taşınmaz devredildikten sonra müvekkili tarafından bedeli ödenerek satın alındığını, davacının aşamaların hiçbirinde itirazının olmadığını, diğer davada müvekkilinin iyi niyetli olarak hareket ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla: somut olayda kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra, tapu iptaline veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı tazminat talebine yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili iddialarını yineleyerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla: davacının dava konusu yer ile ilgili olarak zilyetlik iddiasını ispatladığı, davaya konu yerin 6292 sayılı Kanun uyarınca davalıya satılmış olmakla davacının arsa üzerinde hak iddia edemeyeceği, ancak üzerindeki yapının bedelini talep edebileceği, bilirkişi tarafından keşif yapılarak arazi üzerindeki yapının değerinin 132.988,72 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulü ile132.988,72 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilin bedelini ödeyerek zilyetliğini aldığı boş arazinin hatalı kadastro sebebi ile davalı tarafa geçtiğini, bu nedenle arsa değerinin de tahsiline karar verilmesi gerektiğini davalının yerin müvekkiline ait olduğunu bilerek taşınmazı Belediyeden devralması nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, öte yandan taşınmaz üzerindeki iki katlı bina ve garaj için belirlenen değerin de çok düşük olduğunu belirterek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devamındaki maddeleri

3. Değerlendirme

1.Dava konusu arazinin, 6831 sayılı Kanun'un 2B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, daha sonra proje alanı olarak Beykoz Belediyesi adına tescil edildiği, Belediyenin de 6292 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi olarak gözüken davalıya 289.179,00 TL bedel karşılığında satıldığı, davacının ise kadastro tespitinin hatalı olduğu arazide hak sahibi olan kişiden parasını ödeyerek taşınmazın bir kısımı satın aldığı ve üzerindeki yapıyı inşa ederek zilyedinde bulundurduğu, bunu davalının da ikrar ettiği iddiasında olduğu görülmüştür.

2.Davacının kadastro tespitine ilişkin itirazlarını bu aşamada ileri sürmesinin mümkün olmadığı, davalının davaya konu araziyi bedelini ödeyerek satın almış olması karşısında arazi yönünden sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığının kabulü gerektiği, ancak Belediyenin rayiç değer tespitine ilişkin tutanağında muhtesat değerinin hesaba katılmadığı, muhtesatın davacıya ait olduğunun davalı tarafından kabul edilmesi nedeniyle muhtesat değerince zenginleştiği yönündeki değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.