"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/722 E., 2023/716 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ile 01.01.2005 tarihinde imzaladığı Taahhüt Sözleşmesi ile bir inşaat projesinde, satış vaadi yapılmış ve kat karşılığı anlaşılmış arsalar üzerine yapılan inşaat, imalat, pazarlama ve satış işi ile ilgili faaliyetlerin ortaklaşa yapılmasının kararlaştırıldığını, davalının sözleşme kapsamındaki işlerini tamamlayarak teslim ettiğini; ancak satıştan sonra iki alıcının satın aldıkları dairelerde ve sitenin ortak alanlarında muhtelif ayıplar olduğu iddiası ile uğradıkları zararların tazmini bakımından dava açtıklarını, mahkeme kararları gereği toplam 67.679,00 TL'nin daire maliklerine ödendiğini, sözleşme hükümlerine göre davalının zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek; ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının üçüncü kişilere ödediği bedellerin inşaat işinden kaynaklanmadığını, Taahhütname'nin 8 inci maddesi kapsamının dışında yer aldığını, davacının bu bedelleri arazinin niteliği gereği ortaya çıkan eksik ifa nedeniyle ödemek zorunda kaldığını savunarak, kötü niyet tazminatına da hükmedilmesini talep ederek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. İstanbul Anadolu 19. Asliye Ticaret Mahkemenin 06.03.2014 tarihli ve 2013/383 E., 2014/83 K. sayılı ilamı ile, dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli ve 2014/1066 E., 2016/364 K. sayılı ilamı ile, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerince davalının yapılan dairelerin ayıp ve eksik işlerinden sorumlu olduğunun hükme bağlanmış olması, sözleşme konusu işin ayıplı tesliminden dolayı mahkeme tarafından verilmiş kesin hüküm bulunması ve bu hükme dayanılarak davacıdan tahsilat yapılmış olması nedeniyle davacının davasının kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 25 İcra Müdürlüğünün 2013/21923 Esas sayılı takip dosyasındaki takibe itirazının iptaline, takibin 67.679,00 TL asıl ve toplam alacak üzerinden devamına, alacak miktarına takip tarihinden itibaren % 13,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak miktarı yargılama sonucunda tespit edilmiş olduğundan, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.06.2018 tarihli ve 2016/19329 E., 2018/7344 K. sayılı ilamı ile, dava konusu uyuşmazlıkta adi ortaklık hükümleri değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 21.09.2021 tarihli ve 2019/666 E., 2021/629 K. sayılı karar ile, dava konusu icra takibine dayanak edilen tutarın, davacı tarafça İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinin 2010/1118 E. sayılı dosyasından verilen ve kesinleşmiş olan karara istinaden hak sahibine takipte yapılan ödemeden kaynaklandığı, davacının sözleşmenin 8 inci maddesinde "işin ayıbına karşı üçüncü şahısların maddi ve manevi tazminat taleplerinin davalının sorumluluğunda olduğu" na ilişkin hükme istinaden ödenen bedelin davalıdan haczen tahsilini talep ettiği, İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinin 2010/1118 E. sayılı dosyasında yaptırılan inceleme ve aldırılan rapor ile bu dosya davacısı-daire sahibinin zararının işin ayıplı olmasından değil, eksik ifadan kaynaklandığının tespit edildiği anlaşılmakla; eksik ifadan sözleşme ve işin tarafı her iki ortağın da sorumlu olacağı, sözleşme hükümlerinin bu yönde olduğu, davacının da adi ortaklığın tasfiyesinin yapıldığı, alacaklarının cari hesap alacağı olduğu yönündeki beyanından ve tasfiye memuru raporunda da ortaklığa ilişkin tasfiyenin yapılmış olduğu, borç alacak olmadığı yönündeki tespiti, tasfiyenin yapılmış olduğunun tarafların kabulünde olması, Tüketici mahkemesi kararlarına konu ödemelerin eksik ifa nedeniyle olduğunun karara bağlanmış olması, eksik ifadan da ortakların eşit sorumlu oldukları anlaşılmakla, davacının davasının reddine, ayrıca davalının yerinde görülmeyen kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.04.2022 tarihli ve 2022/2149 E., 2022/3207 K. sayılı ilamı ile, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi hükümleri kapsamında, üçüncü kişiler tarafından adi ortaklığın tasfiyesinden sonra ortaklığa konu iş nedeniyle açılan davalar sonucunda ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğu göz önüne alınarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmasına, davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi hükümleri kapsamında, üçüncü kişiler tarafından adi ortaklığın tasfiyesinden sonra ortaklığa konu iş nedeniyle açılan davalar sonucunda ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğu, verilmiş mahkeme kararları, icra takip dosyası ve yaptırılan denetime açık bilirkişi raporundan anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün 2013/21923 E. sayılı takip dosyasındaki takibe itirazının iptaline, takibin 67.679,00 TL asıl ve toplam alacak üzerinden devamına, alacak miktarına takip tarihinden itibaren % 13,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak miktarı yargılama sonucunda tespit edilmiş olduğundan, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili, hukuki ihtilafın eksik ifadan kaynaklandığını, sözleşmede bu husus açıkça belirlenmediğinden eşit şekilde sorumlu olunması gerektiğini, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payının katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşit olduğunu, adi ortaklıkta bir ortağın zarara katılmaktan ari tutulmasının sadece emeğini koyan ortak için geçerli olabileceğini, davacı yanın sözleşme gereği sadece emek ortaya koyan ortak olmadığını, sözleşme ile belirlenmeyen her hususta zarardan eşit sorumluluğu bulunduğunun açıkça kararlaştırıldığını, taahhüt sözleşmesinin 7 nci maddesinde davacı yanın gelir ve giderden sorumlu olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili karşı temyiz dilekçesinde, işlemiş faiz, asıl ve toplam alacak ile icra inkar tazminatı yönünden kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki taahhüt sözleşmesi kapsamında davalı tarafından yapılan dairelerdeki eksik ve ayıp nedeni ile davacının ödediği tazminatın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerince davalıdan tahsili amacı ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda gösterilen hukuki esaslar gereğince karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalan ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının ise incelenemeyeceği anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan Mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.