"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/858 E., 2023/2205 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/939 E., 2021/42 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı yüklenici şirket arasında 05.12.2016 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davaya konu İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, ... Mahallesi, 2945 ada, 49 parselde Innovia 4 adlı projeden, A2 Blok, 19. Kat 291 numaralı bağımsız bölümün 264.912,00 TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, sözleşmedeki teslim tarihinin 24 ay olup bu sürenin 05.12.2018 tarihinde dolduğunu, kaba inşaatın bitirilmediğini ve inşaatın durduğunu, davalı inşaat firmasına 74.700,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye 190.212,00 TL için davalı Bankadan bağlı kredi kullanıldığını ve 38.400,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin 151.812,00 TL ödemesi kaldığını belirterek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kredi sözleşmesinin iptalini, senet sebebiyle davalı inşaat firmasına borçlu olmadığının tespitini, kredi ödemesinin durdurulmasını ve 151.812,00 TL kredi sebebi ile davalı Bankaya borçlu olmadığının tespitini, davalı inşaat şirketine ödediği toplam 74.700,00 TL'nin ödeme tarihleri esas alınarak denkleştirici adalet kuralı gereğince uyarlanarak, ortaya çıkacak olan bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı inşaat firmasından tahsilini, davalı Bankaya ödediği toplam 38.400,00 TL'nin denkleştirici adalet kuralı gereğince uyarlanarak, ortaya çıkacak olan bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı Bankadan tahsilini istemiş, 26.09.2019 tarihli dilekçesi ile talebini 140.824,39 TL'ye yükselterek, bu bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 03.01.2021 tarihli dilekçesi ile, talebini 139.468,15 TL'ye artırmak suretiyle, bu bedelin dava tarihinden itibaren avnas faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Yeşil GYO vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, geçerli ve haklı bir fesih iradesi bulunmadığından davacının taleplerinin mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirkete yapılan ödemelerin kanıtlanması gerektiğini, mücbir sebeplerle inşaatın geciktiğini, gecikilen sürenin inşaatın teslim süresine eklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Banka vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kredinin bağlı kredi olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkilinin davalı inşaat firması ile müteselsilen sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili arasında imzalanan kredi sözleşmesinde, taşınmazın diğer davalı satıcı tarafından hiç ya da zamanında teslim edilmemesi ve benzeri hususlarda çıkacak uyuşmazlıklardan müvekkili Bankanın sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiğini, davacının dava açmadan önce herhangi bir başvuruda bulunup seçimlik hakkını kullanmadığını, teslim tarihinin geçmediğini, taşınmazın teslim süresinde mücbir ve geciktirici sebeplerinin dikkate alınmadığını, davacı sözleşmeden döndüğünden cezai şart tutarının mahsup edilmesi gerektiğini, avans faizine hükmedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kullandığı kredinin bağlı kredi niteliği taşıdığı, sözleşmede belirtilen sürede ifanın gerçekleşmemesi nedeni ile davacının sözleşmeden dönerek her iki davalıdan ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği karşılığını talep edebileceği, dava tarihine göre ifanın imkansız hale geldiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile kredi sözleşmesinin ayrı ayrı feshedildiğinin tespiti ile, davacının bu kapsamda ödemiş olduğu bedel iadesinin karşılığı olan 139.468,15 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte(davalı Bankanın sorumluluğunun kullandırmış olduğu kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının ödenmeyen kredi borcu bakımından 151.812,00 TL yönünden davalı Bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, davacının davalı Bankadan kullanmış olduğu kredinin bağlı kredi olduğu ve davalı inşaat şirketinin sözleşme gereğince edimini yerine getirmediği, teslimin süresinde yapılmadığı, davacının kendisine tanınan seçimlik haklardan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı, davacı ıslah dilekçesi ile birlikte birden fazla bedel arttırım talebinde bulunduğundan ilk bedel arttırım dilekçesi olan 26.09.2019 tarihinde sunmuş olduğu bedel arttırım dilekçesinin kabulünün gerektiği gerekçesiyle, davalıların istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; 139.468,15 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı Bankanın kullandırdığı kredi limiti ile sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, davalı Bankanın kullandırdığı kredi miktarı ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ödenmeyen kredi miktarı 151.812,00 TL yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı ...Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ...Ş. vekili; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, müvekkili Banka ile davacı arasındaki kredi sözleşmesinin bağlı kredi olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkilinin diğer davalı inşaat firması ile müteselsilen sorumlu tutulamayacağını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava açmadan önce herhangi bir başvuruda bulunup seçimlik hakkını kullanmadığını, teslim tarihinin geçmediğini, davacı sözleşmeden döndüğünden cezai şart tutarının mahsup edilmesi gerektiğini, davacının faiz talebinin reddedilmesi gerektiğini, müvekkili Banka aleyhine yargılama gideri ve karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, sebepsiz zenginleşmeye
dayalı hükümlerin uygulanamayacağını, faize hükmedilmesinin doğru olmadığını ifade ederek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshi, sözleşmeler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, yapılan ödemelerin denkleştirici adalet hükümleri gereğince iadesi istemine ilişkindir.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, Mahkeme kararındaki yazılı gerekçeye göre, davalı Banka vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Kaynağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 29. maddesinden alan bir "ön sözleşme" niteliğindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri TBK'nın 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resmi olarak düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan bir sözleşme türüdür. Geçerli bir satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmaması hâlinde ise vaat alacaklısının 6098 sayılı TBK'nın 112. maddesine dayanarak borcun ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebileceği kuşkusuzdur.
Davalı yüklenici ile davacı arasında 05.12.2016 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılarak, davaya konu taşınmaz davacıya satılmış ve davacı dava dilekçesinde ödediği bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerine hükmedilmesini talep etmiş olup, bu durumda davacı taşınmaz için davalılara ödediği bedelin güncellenmiş değerini "denkleştirici adalet ilkesi" ve "taleple bağlılık kuralı" gereğince sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilir.
Bununla birlikte davacı, konutu satın almak için diğer davalı Bankadan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı Bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 30. maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.
Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve bağlı krediyi veren Banka tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumlu olurlar.
Somut uyuşmazlıkta; derece mahkemelerinin de kabulünde olduğu üzere, davalı inşaat şirketinden konut satın alan davacıya diğer davalı Banka tarafından kullandırılan kredi, niteliği itibariyle bir bağlı kredidir.
Hal böyle olunca Mahkemece; davalı Bankanın, kullandırılan kredi miktarı üzerinden belirlenecek yargılama gideri ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile alacak kalemlerine konu miktar toplamı üzerinden belirlenen yargılama gideri ve karşı yan vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "45.692,02 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "(davalı Bankanın sorumluluğu 30.433,92 TL vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin eklenmesi,
3. Hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan "20.167,19 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "(davalı Bankanın sorumluluğu 12.993,38 TL harç ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin eklenmesi,
4.Hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "1.889,55 TL" ibaresinden sonra gelmek üzere "(davalı Bankanın sorumluluğu 746,37 TL yargılama gideri ile sınırlı olmak üzere)" ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.