"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1787 E., 2023/1896 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/459 E., 2021/366 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Erzincan İli, ... İlçesi, ... Köyü hudutları dahilinde bulunan manganez maden sahasına konu iki adet ruhsatın dava dışı C.T. adına kayıtlı iken 26.08.2002 tarihinde davalı adına devredildiğini, 05.07.2002 tarihinde imzalanan 12 maddelik protokol ile rödevans bedeli, 08.01.2003 tarihli ek protokol ile de 10.07.2003 tarihine kadar 250 bin ton cevherin tesliminin kararlaştırıldığını, söz konusu protokollerin gerekleri yerine getirilmediğinden davalı aleyhine Çayırlı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2011/9 E. sayılı davada, davanın taraflarının sulh olduklarını ve 05.12.2011 tarihli protokolün imzalandığını, ancak aradan geçen sürede davalı şirket tarafından protokolden kaynaklı borcun yerine getirilmemesi üzerine 14.08.2020 tarihli ihtar ile protokolün tek yanlı ve haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek; maden sahalarına konu ruhsatların müvekkiline iadesini ve ödenmeyen rödevans bedellerinin, işin teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, protokolde davacı taraf yer almadığından ifayı talep edemeyeceğini, sözleşmeyi fesih yetkisinin bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, sahanın incelenmesinde rantabl olmadığının tespit edildiğini, dava dışı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, aradan geçen süreçte rödevans bedeline ilişkin olarak da dava tarihinden önce bir talepte bulunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; protokolde davacı üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabileceğinin açıkça yazılmadığını, sözleşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde de davacı üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabileceğinin tespit edilemediğini, bu nedenle eksik üçüncü kişi yararına sözleşme olduğundan davacının edimi bizzat talep etme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle; davacının davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-d maddesi gereğince taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 05.12.2011 tarihli sözleşmenin taraflarının dava dışı C.T. ve davalı şirket olduğu, davanın tarafları arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi davacıya sözleşmeden doğan borcun ifasını talep etme konusunda bir yetki verilmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; protokolde davacı şirket yararına hükümler bulunduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun)129. maddesi hükmüne göre de davacının adına dava açabileceğini, bundan ayrı protokolde imzası bulunan C.T'nin davacı şirketin müdürü olup şirketi temsil etmeye yetkili olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Değerlendirme
Uyuşmazlık, maden ruhsatının iadesi ve rödevans bedeli istemine ilişkindir.
1. Bir sözleşmede, ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denir. Burada sözleşmenin alacaklı ve borçlu tarafı, sözleşmede taraf olmayan üçüncü bir kişi yararına bir edim kararlaştırmaktadır. Üçüncü kişi yararına sözleşmede, sözleşmenin tarafı olan borçlu, diğer taraf olan alacaklıya, üçüncü kişi yararına bir edimde bulunmayı kararlaştırmaktadır (Prof. Dr. Fikret Eren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2012, 14. Baskı, sf 1141).
2. Üçüncü kişi yararına sözleşme, 6098 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinde düzenlenmiştir. Bu türden sözleşmeler, eksik üçüncü kişi yararına sözleşme (md. 129/1) ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme (md.129/2) olarak ikiye ayrılır. Eksik üçüncü kişi yararına sözleşmelerde, üçüncü kişi yararına doğrudan doğruya bir alacak hakkı doğmaz. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde ise, üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabilmesi mümkündür. Bir sözleşmenin ne zaman eksik ne zaman tam üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu 6098 sayılı Kanun'un 129/2 maddesi ile öngörülen hükme göre belirlenir. Bu hükme göre, üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabileceği ya sözleşmede açıkça yazılı olmalıdır, ya tarafların sözleşmede açıklanan iradelerinden bu durum tespit edilebilmelidir, ya da bu konuda bir örf veya adet bulunmalıdır.
3. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; 05.12.2011 tarihli sözleşme, davalı ile dava dışı C.T. tarafından imzalanmış olup davacı şirket bu sözleşmenin tarafı değildir. Davacı tarafça, sözleşmenin (3.) maddesindeki; "... rödevansa verdiği firmadan elde edeceği edinimlerinin 1/2'sini (yarısını) C.K.B. Enerji Müh. İnş. Taah. Mad. Ltd.Şti.'ye ödeyecektir. Bu ödemeler ...'a sözleşmeye istinaden rödevans ödemesi yapılması akabinde C.K.B. Enerji Müh. İnş. Taah. Mad. Ltd.Şti. tarafından kesilecek fatura karşılığında ödenecektir.", (7.) maddesindeki; "İş bu sözleşmenin süresi imza tarihinden itibaren 5 yıldır. Bu süre bitimine kadar sahanın üçüncü kişilere satışının gerçekleşmemesi veya rödevansçı ile yapılan sözleşme süresi bitmeden rödevansçının rödevansından vazgeçmesi ve üçüncü bir şahısla tekrar sözleşme yapılabilmesi icabında, C.T. ve ...'ın ortak karar alması şart kabul edilmiştir. Ortak bir karar alınmaması halinde ... bahse konu maden sahasını sözleşme süresi bekletilmeden hiçbir kayıt, şart ve bedel öne sürmeyerek sahanın devrini Maden İşleri Genel Müdürlüğü nezdindeki tüm yükümlülüklerini yerine getirerek C.K.B. Enerji Müh. İnş. Taah. Mad. Ltd.Şti. ne devredecektir." düzenlemelere dayanarak, yararına kararlaştırılan edimlerin ifasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Söz konusu düzenlemelerin, 6098 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinde hüküm altına alınan üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olduğu hususu tartışmasız olup, sözleşmenin ilgili maddelerinde bahsi geçen belirlemeler nazara alındığında, somut olayda tam üçüncü kişi lehine sözleşme şartlarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
5. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince 05.12.2011 tarihli sözleşmede üçüncü kişi olan davacı yararına bir edim yükümlülüğü konulduğunun değerlendirilmesi ve davacının talebi bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın taraf sıfatı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.