"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3236 E., 2023/3921 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/302 E., 2023/231 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalılardan ... Hiz. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... Hiz. Ltd. Şti. vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ... Hiz. Ltd. Şti. vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılardan ... Hiz. Ltd. Şti. vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 11.00'da Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının 15.06.2011 tarihinde iş dönüşünde davalı şirkete ait marketten alışveriş yaptığını, market yetkilisinin market çalışanı olan diğer davalı ...'i davacıya ait poşetleri evine kadar taşımak üzere görevlendirdiğini, davacı kapıyı açıp içeri girdiğinde davalının tecavüz amaçlı saldırdığını, dövmeye başladığı davacının saçlarından tutarak başını birkaç kez duvara vurduğunu, davacıyı kaçtığı banyoda da dövmeye devam ettiğini, davacının kendinden geçmesi ve ağır yaralanması üzerine öldüğünü düşünerek çantasından 470,00 TL'sini alarak özellikle banyo kapısını, banyonun elektriğini ve daire kapısını da kapatarak olay yerinden uzaklaştığını, davalının çalıştığı işyerine üstü yırtık, ıslak ve kanlı olarak tedirgin bir şekilde döndüğünü, yetkiliden bir miktar para istediğini, red cevabı alınca kendisine tinercilerin sataştığını ve onlarla hesaplaşması gerektiğini söyleyerek işyerinden ayrıldığını, işyeri yetkililerinin soru sorma gereği duymadan davalıyı kendi haline bıraktığını, davacıdan uzun süre haber alınamaması üzerine iş arkadaşlarının olaydan 23 saat sonra çilingirle daire kapısını açtırdığını, davacının ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırıldığını, davalı ... hakkında öldürmeye teşebbüs, cinsel saldırıya teşebbüs ve yağma suçlaması ile kamu davası açıldığını, davalının hala tutuklu olduğunu ve ceza davasının devam ettiğini, davacının uzun süre yatarak tedavi edildiğini, halen konuşma ve yürüme bozukluğu ile psikolojik bozukluklarının sürdüğünü, sigortalı olmasına rağmen bugüne kadar tedavisine 8.000,00 TL harcadığını ve çalışamaması nedeniyle 23.000,00 TL zararı olduğunu, olay nedeniyle evini değiştiren davacının bu nedenle de 11.000,00 TL ve aile yakınlarının yanına gelip tedavisi ve bakımı için iş kayıplarına ve yol giderlerine uğramaları nedeniyle 8.000,00 TL zararları olduğunu, olayda davalı şirketin kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 50.000,00 TL maddi tazminat ve 200.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile ise 570.997,43 TL maddi tazminat ile 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacının cinsel bakımdan tecavüze uğramadığının ceza dosyasında düzenlenen raporda mevcut olduğunu, davalının davacıyı banyoda baygın şekilde yatarken öldüğünü zannedip olay yerinden ayrıldığını, babasının olayı öğrenmesi sonrasında Batman'daki ilgili karakolu arayarak oğlunun burada yakalanmasını sağladığını, davalının ailesinin duydukları üzüntüyü ve şikayeti geri çekme talebi olmadan her şekilde zararı karşılamaya hazır olduklarını dile getirdiklerini, yine davalının pişmanlığını Mahkemede defalarca dile getirdiğini, Adli Tıp Kurumunca davacı hakkında belirlenecek bedensel özür raporunun halen tamamlanmadığını, davalının da psikolojik tedavi gördüğünü, olay öncesinde ve olay günü gördüğü tedavi nedeni ile aldığı ilaçları bittiği için ilaçlarını kullanamadığını, işyerinden bu sebeple avans istediğini, iyi bir ruh hali taşımaması nedeniyle olayın gerçekleştiğini savunarak; Adli Tıp Kurumunca belirlenecek rapor ve davalının ruhsal yapısının göz önünde bulundurularak tazminat miktarına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı şirket vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yetkili mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, diğer davalı ...'e poşet taşıması yönünde talimat verilmediğini, kendisinin görev tanımı dışında yardım maksadıyla poşetleri taşıdığını, zira reyon görevlisi olarak çalışan davalının görev tanımında poşet taşıma işinin olmadığını, davalı ...'in olaydan doğrudan doğruya sorumlu olduğunu, davalı şirketin davalı ...'i olaydan 5 gün önce işe aldığını, işe başlatmadan önce sabıka kaydı istediğini, gerekli tüm dikkat ve özeni gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ceza mahkemesinin kesinleşen ilamı ile davalı ...'in davacıya karşı nitelikli cinsel saldırı, adam öldürmeye teşebbüs ve hırsızlık suçlarından dolayı cezalandırıldığı, davalı ...'in diğer davalı şirketin çalışanı olmasından dolayı ve zarar verici eylemin doğrudan çalıştırılanın kendi görevini yerine getirirken yaptığı işler sonucu meydana gelmesi nedeniyle davalı şirketin de davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu, davacının ATK raporuna göre iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde 2 ay süreyle başka birisinin yardımına gereksinim duyabileceği, geçici işgöremezlik süresi sonundan itibaren mevcut bulgulara göre kalıcı olduğu değerlendirilen travma sonrası stres bozukluğu ve kafa travması sonrası gelişen arızaları nedeniyle; olay tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre %47,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, uzman bilirkişiden alınan kök ve ek raporda meydana gelen olayda davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacının geçici işgöremezlik dönemine ait maddi zararının 6.021,53 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %47,2 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 563.322,15 TL, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 1.653,75 TL olduğunun belirtildiği ve davacı vekilince 18.07.2019 tarihinde ıslah dilekçesi sunulduğu, davalı tarafça zamanaşımı def'inde bulunulmuş ise de, ilgili ceza mahkemesi kararında değinilen maddelere göre ceza zamanaşımı 20 yıl olup davalının zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, davalı ...'in tanık beyanlarına göre daha önce davalı şirkette müdürlük yapan bir kişi aracılığıyla işe alındığı ve 10-15 günlük bir eleman olduğu, çalıştıranın sorumlu tutulması için zarar verici eylem ile çalıştıranın görülen işi arasında fonksiyonel bağlılık bulunması yeterli olup kişinin yapması gereken iş dolayısıyla giriştiği bir faaliyetin sonunda zararın oluşması gibi özel bir durumun varlığının aranmayacağı, dava dilekçesinde davacı vekilince talep edilen maddi tazminata yönelik olarak raporda belirlendiği üzere tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı ve ikametgah değiştirme ile yaptığı diğer giderlere yönelik belgelerin hesaplama yönünden yeterli olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 543.997,43 TL maddi tazminatın 23.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 520.997,43 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının uğradığı cismani zararlar bakımından bilirkişi tarafından 570.997,43 TL tespit edilmiş ve ıslah dilekçesi ile aynı rakam talep edilmiş olmasına rağmen Mahkemece davanın 543.997,43 TL üzerinden kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hesaplama yapılan tarih ile karar tarihi arasında asgari ücret, enflasyon gibi ekonomik göstergeler ve alım gücü değiştiği için yeni bir bilirkişi raporu düzenlenmesi gerektiğini, cismani zararlarda faizin olay tarihinden başlatılması gerekirken dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işletilmiş olmasının hatalı olduğunu, oysa ıslah dilekçesiyle olay tarihinden itibaren faiz talep edildiğini, ayrıca hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı şirket vekili; davalı şirket tarafından istihdam edilen diğer davalının olay tarihinden çok kısa bir süre önce işe alındığı sırada sabıka kaydı olmadığına ve herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığına ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edildiğini, olay gününe kadar da herhangi kuşkulu davranışının görülmediğini, davalı şirkete ait markette reyon görevlisi olarak çalışan diğer davalının müşterinin market poşetini daire önüne kadar taşıması yaptığı iş ile ilişkilendirilebilirse de müşterinin dairesinin içine kadar girerek gerçekleştirdiği cinsel saldırı, adam öldürmeye teşebbüs ve hırsızlık eylemlerinin çalıştıranla ve işyerinde yaptığı işle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, oluşan zarar işin görülmesi sırasında ve işle ilgili olmadığından illiyet bağının bulunmadığını, maddi tazminat hesabına ilişkin rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, olay tarihindekı ücret seviyesi üzerinden hesaplama yapılması ve pasif dönemin maddi tazminat hesabına dahil edilmemesi gerektiğini, ıslah dilekçesindeki taleplerin zamanaşımına uğradığını, adli tıp raporuna yönelik itirazlarının da değerlendirilmediğini, üst kuruldan rapor alınması gerektiğini, geçici işgöremezlik ödeneği ile maluliyet aylığı bağlanmış ise mahsup edilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki talep gözetildiğinde taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiğini, ayırca hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava açıldığında davacının alacağının belirlenebilir durumda olmadığı, alacak kusur, maluliyet ve hesap raporuyla belirli hale geldiğinden davacının sunduğu ıslah dilekçesinin aslında belirsiz alacağa dair davada talep arttırım dilekçesi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumda arttırılan kısım için ıslah talebinden bahsedilemeyeceği gibi zamanaşımından da söz edilemeyeceği, adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için; zararın çalışanın hukuka aykırı eyleminden doğması ve zarar ile çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunmasının yeterli olduğu, olayda illiyet bağını kesen sebeplerin de gerçekleşmediği, bu nedenle davalı şirket vekilinin sübuta yönelik istinaf itirazlarının yerinde görülmediği, davalının adam öldürmeye teşebbüs, nitelikli cinsel saldırı ve hırsızlık eylemlerinin sonucu olarak davacının uğradığı zarar, maluliyet oranı, davalı hakkında takdiri indirim nedenlerinin koşulların bulunmaması gerekçesiyle uygulanmamış olması, olayın gelişimi, davalının eylemi gerçekleştirmedeki kastı, davalının yaşı, olay tarihi ve diğer hususlar gözetildiğinde davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu, tedavi giderlerinin kurum tarafından karşılandığı, olay nedeniyle taşınma iddiasının ise kanıtlanamadığı, 15.06.2011 tarihli olay nedeniyle ATK'nın 11.10.2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak %47,2 oranında sürekli malul olduğu tespitinin yapıldığı, yine hükme esas olunan bilirkişi raporunda davacının gelir durumuna ilişkin kazanç tespiti yapılmış olduğu ve kaldırma kararı sonrası davacı tarafça yeniden hesap raporu alınmasına ilişkin talepte bulunmaması da nazara alındığında rapordaki hesaplamalara göre karar verilmesinde usule aykırılık görülmediği, davanın haksız fiile dayalı olarak belirsiz alacak talebiyle açılmış olduğu, manevi tazminata ilişkin olarak dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz talep edildiği, maddi tazminat yönünden ise davacı tarafça ıslah dilekçesinde olay tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olduğu gözetildiğinde Mahkemece maddi tazminat yönünden olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle; davalı şirketin istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulüyle karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; davanın kısmen kabulü ile 543.997,43 TL maddi tazminatın olay tarihinden, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirket vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41, 46 ve 47 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, özellikle benimsenen Adli Tıp Kurumu raporu ve hesap raporunun hüküm vermeye elverişli olmasına, dava dilekçesindeki talep, ıslah dilekçesi ve derece mahkemelerinin kabulü değerlendirildiğinde taleple bağlılık ilkesine aykırılığın söz konusu olmamasına, hükmedilen manevi tazminatın da yerinde bulunmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.