"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 57. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1091 E., 2023/714 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/325 E., 2021/605 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, 22.04.2013 tarihli harici gayrimenkul satış ve inşaat yapım sözleşmesi ile İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 2945 ada, 36 parselde yapımına başlanan "... 4" adlı projedeki A2 blok, 6. kat, 89 nolu bağımsız bölümü 115.000,00 TL bedelle davalıdan satın aldığını, müvekkilinin tüm ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay olan teslim süresinin 22.10.2015 tarihinde dolmasına karşın taşınmazın teslim edilmediğini, projenin halen inşaat aşamasında olduğunu, kabasının bitirilmediğini ve inşaatın durdurulduğunu, dava tarihi itibariyle ifa imkansızlığının doğduğunu belirterek, geçersiz sözleşmenin iptalini ve davalı şirkete ödenen 115.000,00 TL'nin denkleştirici adalet prensibi uygulanarak güncellemesini ve çıkan bedelin davalının tacir olması sebebiyle dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'a göre avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 23.06.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 273.500,75 TL'ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin elinde olmayan mücbir sebeplerden dolayı oluşan aksaklıklardan sorumlu tutulmaya çalışılmasının doğru olmadığını, talep edilen faiz başlangıç tarihi ve oranının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, gecikmenin mücbir sebepten kaynaklanmasına rağmen davacıya 22.04.2016 tarihinden itibaren aylık 345,00 TL olmak üzere toplam 7.693,50 TL ödeme yapıldığını, Mahkeme aksi kanaatte ise söz konusu ödemelerin mahsubu gerektiğine ilişkin beyanlarını saklı tuttuklarını belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda yapılan hesaplamaya göre, taraflar arasında imzalanan 22.04.2013 tarihli "Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi" başlıklı sözleşme gereği, davacının ödediği 109.000,00 TL'nin dava tarihindeki karşılığının 281.194.25 TL olarak hesaplandığı, davalı tarafından 22.04.2016 tarihinden itibaren aylık 345,00 TL olmak üzere toplam 7.693,50 TL ödeme yapıldığına dair dekontların sunulduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, 273.500,75 TL'nin dava tarihi olan 24.07.2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının, bedel artırım dilekçesinde yer alan talep miktarına, dava tarihinden itibaren faiz yürütülemeyeceği yönündeki iddialarının yerinde olmadığı, davalının tacir olduğu ve yaptığı işlemlerin ticari iş olması sebebiyle, hüküm altına alınan bedele avans faizi işletilmesinin doğru olduğu, davalı vekilinin, mücbir sebep iddiaları ile ilgili Yargıtay ve BAM kararlarının istikrar kazanmış kararları dikkate alınarak bu husustaki istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı, davalı vekilinin davacıya ödenen bedellerin güncellenmiş bedellerinin davacıya ödenecek bedelden mahsup edilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin ise, ödeme def'i niteliğinde olduğundan yerinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili tarafından yapılan ödemenin güncellenmeden mahsup edilmesinin davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olduğunu, bilirkişi raporunda denkleştirici adalet ilkesine göre hatalı hesaplama yapıldığını, davacıya dava konusu olan alacak miktarı açıklattırılarak, davasının tam dava olarak sürdürülmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ifanın imkansız hale geldiği tarihin tespit edilerek hesaplama yapılması gerekirken, dava tarihi itibariyle hesaplama yapıldığını, gecikmenin mücbir sebepten kaynaklandığına ilişkin beyanları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından dava konusu taşınmaz için ödenen 109.000,00 TL'nin denkleştirici adalet prensibi ile güncelleştirilmesi ve avans faizi ile tahsili talebinin açıkça sözleşme hükmüne aykırı olduğunu, dava kısmi dava olduğunda tüm bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin ve avans faizi işletilmesinin doğru olmadığını, uyuşmazlık konusu projenin tamamlanmak üzere olduğunu, bu aşamadaki bir projede sözleşmenin ayakta tutulmasının hukukun ve hakkaniyetin gereği olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölümün tesliminin yapılmaması nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararda; davacının yaptığını kanıtladığı ödemelerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin tespiti yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğu, davalı tarafından "cezai şart" adı altında yapılan ödemenin taleple bağlı kalınarak mahsup edilmesinin yerinde olduğu, davacı tüketici ile ticari amaçlarla hareket eden davalı şirket arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu, ticari işlerde avans faizi istenebileceği hususları gözetildiğinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.