"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/986 E., 2023/3121 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 45. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/182 E., 2023/34 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekilince istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'in sözlü açıklaması dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında müvekkili ile davalı ... arasında 18.03.2006 tarihli konut sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin maliki olduğu toplam 1.368 m²'lik taşınmaz hissesinin davalı Belediyeye devri karşılığında müvekkiline 270 m² daire verilmesinin taahhüt edilmesine rağmen aradan geçen 16 yıllık süreçte davalı ... tarafından teslimi taahhüt edilen 270 m²'lik dairenin bu güne kadar teslim edilmediğini, ifa yerine geçen müspet zararın belirlenmesi amacıyla Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesince açılan 2021/147 E. sayılı davada alınan bilirkişi raporu ile dava tarihi itibariyle ifa yerine geçen müspet zararının 3.526.740,00 TL olduğunun belirlendiğini, 1.000,00 TL üzerinden açılan kısmi davanın kabulü ile 1.000,00 TL zararın 17.05.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle tazminine karar verildiğini, ilk davada verilen davanın kabulüne ilişkin kararın dikkate alınması suretiyle 3.525.740.00 TL zararın 17.05.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili isteğiyle davalı ... aleyhine 5.425.232,43 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak Belediyenin borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ile düzenlenen 18.03.2006 tarihli sözleşmedeki edimlerin müvekkili idare tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, sözleşmede belirtilen özelliklerdeki konutun tamamladığını, sözleşmede konutların teslim tarihine dair bir hüküm bulunmadığını, sözleşmede yer almayan bir hüküm nedeni ile açılan davanın müvekkili idare aleyhine sonuçlanması durumunda davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını, müvekkili idareye atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu iddia edilen alacak tutarının likit olması gerektiğini savunarak, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddi ile davacı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının dava konusu proje için belirlenen makul süre içerisinde sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmemiş olması nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetme hakkı bulunduğu ve seçimlik haklarını kullanabileceği, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak üzere 1.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalı Belediyeden alınarak davacıya ödenmesi amacıyla Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/147 E. sayılı dosyası ile açmış olduğu sözleşmenin feshi ve alacak davasında delillerin toplandığı, keşif sonucunda dosyaya sunulan 01.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının taşınmazdaki payının dava tarihi olan 17.05.2016 tarihi itibariyle m² değerinin 2.580,00 TL olarak belirlendiği, bu değerin kabulü halinde alacak miktarının davacıya ödenen 18 m²'nin bedeli olan 2.700,00 TL mahsup edildikten sonra 3.526.740,00 TL olduğunun anlaşıldığı, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine onanmasına karar verilerek kesinleştiği, 01.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması nedeniyle bakiye alacak miktarının 3.525.740,00 TL olduğu, davacının davalıyı takip tarihinden önce bakiye alacak miktarıyla ilgili olarak temerrüde düşürdüğü ispatlanamadığından davacının gecikme faizi talebinin yerinde olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının ilamsız icra takibine yönelik itirazının 3.525.740,00 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likit olmadığı, yargılama sonucu belirlenmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen Mahkeme kararına istinaden takibe konu 3.525.740,00 TL asıl alacağa ilişkin davacının talebinin yerinde bulunduğu, ancak davacının davalıyı takip tarihinden önce bakiye alacak miktarıyla ilgili olarak temerrüde düşürdüğü ispatlanamadığından icra takibinde talep edilen işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebinin yerinde görülmediği, taraflar arasında görülen kısmi davada verilen kararın 01.11.2022 tarihinde kesinleştiği, bakiye alacağın tahsilinin istendiği eldeki davaya konu icra takibinin ise bu tarihten önce açıldığı, bilirkişi raporuyla belirlenip henüz kesinleşmeyen ilamda geçen bakiye alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceğinden icra inkar tazminatı talep şartlarının bulunmadığı, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine tabi sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıktığı, kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlemin veya hizmetin söz konusu olmadığı gözetildiğinde Adli Yargı Mahkemelerinin görevli olduğu, itirazın iptali davasının bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, dairenin teslim edilmesi gereken tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekileri temyiz yoluna başvurmuşlardır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; ek davaya konu 3.525.740,00 TL asıl alacağa belirsiz alacak ve kısmi eda davası olarak açılan ilk davanın açıldığı 17.05.2016 tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini, ilk davanın kesin hüküm oluşturduğunu, 5.425.232,43 TL üzerinden icra takibine itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin doğru olmadığını, alacak Mahkeme kararı ile belirlendiğinden likit olduğunu, davalı aleyhine alacağın icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu yönlerden bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; uyuşmazlıkta İdare Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, açılan ilk davada ıslah yapılmadan davalı tarafından icra takibi yapılmasının kötü niyetli olduğunu, sözleşmede taşınmazın teslim tarihinin belirtilmediğini, teslimin mücbir sebepler nedeniyle uzadığını, binalara ait yapım ve teslim çalışmalarının yasal süreler içerisinde tamamlanarak 2017 tarihi itibariyle taahhüt edilen konutların teslim edildiğini, davacıya taahhüt edilen konutların yapımının tamamlandığı, oturma izinlerinin (iskan) alındığı ve davacının İdareye müracaatı halinde, adına isabet eden konutun anahtar teslimi ve tapu tescil işlemlerinin yapılmasında herhangi bir engel bulunmadığını, arsa sözleşmesinin feshini gerektiren bir durum olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin özel hukuk hükümlerine tabi olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde adli yargı Mahkemeleri görevlidir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı tarafından davaya konu taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemiyle Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2021/147 E. sayılı davada, taşınmazın değerinin 3.525.740,00 TL olduğunun belirlendiği ve davanın kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereği 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verildiği, söz konusu karara dayanılarak bakiye kısmın tahsili için davacı tarafça ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı Belediyenin itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, Mahkemenin kısmi davada tespit edilen olgularla bağlı olduğu, kısmi davanın kabulüne ilişkin kararın 01.11.2022 tarihinde kesinleştiği, alacağının kalan kısmı için açılacak davada kesin delil teşkil edeceği, ancak karar kesinleşmeden bakiye alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığından Mahkemece sadece asıl alacak yönünden kabul kararı verilmesinin yerinde olduğu, alacak miktarı Mahkemece tespit edildiğinden ve kesinleşmeden takibe konu edildiğinden icra inkar tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.