Logo

3. Hukuk Dairesi2024/77 E. 2024/3532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhbar süresine uyulmadan feshedilen hizmet sözleşmesi nedeniyle cezai şart ve ihbar tazminatı talebi üzerine, ıslahla artırılan dava değerine ilişkin faizin başlangıç tarihi.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın ıslah edilerek artırılan kısmına ilişkin faizin, hatalı olarak dava tarihinden değil, ıslah tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/210 E., 2023/141 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; davalı şirket vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmişse de duruşma istemi miktar yönünden reddedilerek, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının şirket bünyesinde 02.03.2006 tarihli sözleşme ile pilot olarak görev yaptığını, sözleşmenin 02.03.2008 tarihinde sona ereceğini ancak oysa gerekçesiz olarak sözleşmeyi feshettiğini ve başka bir şirkette çalışmaya başladığını, davalının sözleşmenin feshinden evvel 60 gün önce yazılı olarak bildirimde bulunmasının gerektiğini, ihbarnamenin 21.02.2008 tarihinde keşide edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000 dolar sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ile 2 haftalık maaş bedeli önel tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 15.000 dolara yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; ihtarın makul sürede gönderildiğini, cezai şartın fahiş olduğunu, sözleşmenin tek taraflı hazırlandığını, cezai şartta indirim yapılması gerektiğini, önel tazminatı istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.03.2011 tarihli ve 2009/378 E., 2011/131 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporu esas alınarak sözleşmenin davacı tarafından hazırlandığı, genel işlem şartlarının tek taraflı belirlendiği, tanık beyanlarına göre sözleşme süresi sonunda davalının THY de çalışmaya başlayacağının davacı tarafça önceden bilindiği, feshi ihbar süresinin uzun olduğu, süreye riayet edilmediği için davacının bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.02.2012 tarihli ve 2011/12250 E., 2012/2739 K. sayılı ilamıyla, davalının, sözleşmenin feshedileceğini önceden bildiği iddiasının tanıkla ispatı mümkün olmayıp bu iddianın ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğinden, Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 12.06.2014 tarihli ve 2012/721 E., 2014/259 K. sayılı kararı ile, yapılan yargılama ve aldırılan son bilirkişiler raporu ve kapsamına göre tarafların beyanları ve delilleri ile yargı kararları ışığında yanlar arası sözleşmenin 4 üncü maddesine göre talep edilebilecekleri bir cezai şartın bulunmadığı sonucuna varılarak açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.02.2017 tarihli ve 2015/16788 E., 2017/1282 K. sayılı ilamıyla, Mahkemece fesih tarihinde kalan süre açısından cezai şartın hesaplanarak karar verilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 09.10.2020 tarihli ve 2018/556 E., 2020/192 K. sayılı kararı ile, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davalı yanın sözleşmenin feshinin 21.02.2008 tarihi olup yenilenen dönemin başlangıç tarihinin 03.03.2008 olduğu, buna göre 10 günlük cezai şart tutarının 277,70 USD olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, 277,70 USD'nin devlet bankalarının USD cinsinden yabancı para ile açılmış bir yıllık mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz uygulanmak sureyitle davalıdan alınıp davacıya verilmek suretiyle fazla talebin reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.11.2021 tarihli ve 2021/4325 E., 2021/11837 K. sayılı ilamıyla; 277,70 USD tazminatın hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak süresinde ihbar yapılmadığından sözleşme bir yıl süreyle uzadığından, uzayan dönem için sözleşmede kararlaştırılan 10.000,00 USD tazminatın da hüküm altına alınması gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dosyanın Yargıtay kararı ile bozulduğu ve uyma kararı verildiği, bozma kararında süresinde ihbar yapılmadığından sözleşme bir yıl süreyle uzadığından, uzayan dönem için sözleşmede kararlaştırılan 10.000,00 USD tazminatın da hüküm altına alınması gerektiği belirtilmekle bilirkişi raporunda belirtilen 10 günlük cezai şart olan 277,70 USD ve sözleşmenin bir yıl süre ile uzaması nedeni ile uzayan dönem için 10.000,00 USD'nin tahsil edilmesi gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 10.277,70 USD'nin dava tarihi olan 24.04.2008 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden yabancı para ile açılmış bir yıllık mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz uygulanmak sureyitle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili, davacının uzayan yeni sözleşme döneminde düzenlenen 10.000,00 USD tutarındaki cezai şarta ilişkin herhangi bir talebi olmadığını, bu durumda davacının talebinin aşıldığını, 10.277,70 USD nin faiz başlangıç tarihinin ancak 5.000,00 USD nin dava tarihinden, kalan kısmının ise 15.06.2009 ıslah tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde, tüm cezai şarttan sorumlu olunması gerektiğini, 20.000,00 USD 'nin tamamına ve süresinde ihbar yapılmadığından ve sözleşme bir yıl süreyle uzadığından, uzayan dönem için sözleşmede kararlaştırılan 10.000,00 USD tazminatın da tamamına hükmedilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihi açısından ıslah ve dava tarihlerinin değil doğrudan iş akdinin fesih tarihinin esas alınması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ihbar süresine uymadan hizmet sözleşmesinin 21.02.2008 tarihinde haksız olarak feshedildiğinden bahisle, cezai şart ile ihbar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde verilmiş olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı hususları gözetildiğinde; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı davasını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 6.000 USD'nin 5.000,00 USD'sini cezai şart 1.000,00 USD'si ihbar tazminatı olmak üzere tahsilini talep etmiş; 15.06.2009 tarihli dilekçe ile dava değerini cezai şart yönünden 15.000,00 USD'ye yükselterek talebini ıslah etmiştir.

3. Her ne kadar Mahkemece; 10.277,70 USD'nin dava tarihi olan 24.04.2008 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden yabancı para ile açılmış bir yıllık mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz uygulanmak suretiyle tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ise de ıslah dilekçesi ile artırılan dava değerine ilişkin hükmedilecek faizin ıslah tarihinden itibaren başlatılması gerekirken, hatalı olarak dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunu'nun eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı vekili tarafından temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkartılarak yerine ''Davanın kısmen kabulü ile, 10.277,70 USD'nin, 5.000 USD'sine dava tarihi olan 24.04.2008 tarihinden itibaren, 5.277,70 USD'sine ıslah tarihi olan 15.06.2009 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden yabancı para ile açılmış bir yıllık mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.