"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, temlik alan ...'ın davasının reddine, birleşen davanın dosyası onanmak suretiyle kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararın davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı ... vekili ve davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı ... vekili, davalılar aleyhine Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 E sayılı icra dosyası ile “tutanaktır” başlıklı belge ile mahkeme içi ikrar ve beyanlara istinaden icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, davalılar ile imzalanan 01.03.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile müvekkili ve dava dışı Devir Rulman A.Ş.'nin davalılardan 9.350.000,00 USD bedelle gayrimenkul satın almak üzere anlaştığını, 7.442.000,00 TL ödeme yapmasına rağmen 2006 yılı Mayıs ayında ekonomik kriz çıkması, doların yükselmesi, gayrimenkulün değerinin artması taşınmazın davalılar tarafından kaçırılmaya çalışılması neticesinde tapu kaydının iptali ve tescili, aksi takdirde ödenen bedelin güncellenerek iadesi için Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyası ile açılan davada yapılan yargılama neticesinde süresi gelmeden açılan davanın usulden reddine karar verildiğini, bu davada davalılar tarafından “tutanaktır” başlıklı belgenin sunulması üzerine karar verildiğini, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada davalılar vekilinin vermiş olduğu cevap ve beyan dilekçeleri ile duruşmadaki beyanlarında; ikrarda bulunulmasına rağmen belgenin geçersizliğinin ileri sürüldüğünü ve takibi uzatmak için itiraz edildiğini beyan ederek; Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı dosyasındaki bakiye hak, alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 2.358.000,00 TL alacak miktarı için davalıların haksız itirazlarının iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, alacağı temlik alan ... 02.04.2013 tarihli dilekçesi ile kendisine temlik edilen 446.500,00 USD üzerinden asıl alacak, faiz ve icra inkar tazminatı yönünden davaya devam etmiştir.
2. Birleşen dosyada davacı ... vekili; dava dışı ... ile Devir Rulman A.Ş. tarafından davalılar aleyhinde Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı icra dosyasında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin dava dışı ... ve Devir Rulman A.Ş.'den Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı icra dosyasından Bursa 10. Noterliğince düzenlenmiş 05.03.2010 tarihli 9353 yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi ile 390.000,00 USD alacağı temlik aldığını, Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesine uygun olarak mevcut davayı açtıklarını, takibe dayanak ''tutanaktır'' başlıklı belgenin borç ikrarı içerdiğini beyan ederek; dava dışı Devir Rulman A.Ş. ve ...'in Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı dosyasındaki bakiye hak-alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ve Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dava ile Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/479 Esas sayılı hak alacak ve talepleri ile mükerrer olmamak ve tahsilatta bağlantılı olmak kaydıyla icra takibine yapılan itirazın 390.000,00 USD'lik asıl alacak kısmı yönünden iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar vekili asıl davaya cevaplarında; davacı ile müvekkilleri arasında 01.03.2006 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlendiğini, ancak davacının ödemelerini gerçekleştirememesi ve kısa sürede temerrüde düşmesi nedeniyle karşılıklı olarak sözleşmenin feshedildiğini ve ayrıca iade borcunun miktarı ve vadesinin düzenlenen tutanak ile belirlenerek yazılı hale getirildiğini, davacının Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı numarasında tapu iptali ve tescil davası açtığını, yargılama devam ederken “tutanaktır” başlıklı belgeyi dosyaya ibraz ettiklerini, davacının bu belgeye yönelik olarak sahtecilik iddiasında bulunduğunu ancak buna rağmen evrak aslı kendilerinde olmadığı halde aslı gibidir ibaresi yazarak fotokopi üzerinden icra takibi başlatıldığını, takip tarihinde Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyanın derdest olduğunu, bunun yanında davacının belgenin sahte olduğu iddiası ile suç duyurusunda bulunması üzerine Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/1373 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, belgenin inceleme için Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini, bu sebeple HUMK'un 317 nci maddesi gereğince bu belgeye dayanılarak işlem yapılamayacağını, bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı Ekmesan Altınbaşak Un Fabrikası A.Ş.'ye herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple bu davalının iade borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar vekili birleşen davaya cevaplarında; açılan davanın Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/620 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyasında Avukat ...'ın davacının vekili sıfatıyla davayı takip ederken alacağı temlik alarak işbu davayı açtığını, Avukatlık Kanunu'nun 47 nci maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi gereğince bu tür sözleşmelerin geçersiz olduğunu, avukatlık alacağının kararın kesinleşmesi ile muaccel olacağını, bu nedenle temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bundan dolayı davacı ...'ın aktif dava açma ehliyetinin bulunmadığını, Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış olan 2010/1373 Esas sayılı davanın bekletici sebep yapılması gerektiğini belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.06.2015 tarihli, 2010/620 Esas, 2015/520 Karar sayılı kararı ile; ''asıl davada; davanın kabulü ile, davalıların Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 esas sayılı dosyaya yapmış oldukları itirazlarının; davacı ... yönünden 2.008.315,10 TL, temlik alan davacı ... yönünden 349.684,90 TL, asıl alacak, icra gideri, vekalet ücreti ile birlikte iptaline, hüküm altına alınan alacağın % 40'ı üzerinden hesap edilen 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak 803.326,04 TL'sinin davacı ...'e, 139.873,96 TL'sinin temlik alan davacı ...'a ödenmesine, birleştirilen Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas 2011/282 Karar sayılı davasında; davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine'' karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.02.2018 tarihli, 2017/6927 Esas, 2018/2624 Karar sayılı ilamıyla; somut olayda, davacının icra takibine dayanak yaptığı belge nedeniyle davacının belgenin sahte olduğu iddiası üzerine Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/550 Esas sayılı dosyasında özel belgede sahtecilik suçundan yapılan yargılamanın devam ettiği, Mahkemece de taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu belgeye göre çözümlendiği, o halde, mahkemece, Borçlar Kanunu'nun 53 üncü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun HMK'nın 165 inci maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 10.02.2021 tarihli ve 2019/278 Esas, 2021/113 Karar sayılı kararıyla; Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/550 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklendiği, sonuç itibariyle sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği gerekçesiyle; ''asıl davada davanın kabulü ile, davalıların Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2010/4691 esas sayılı dosyaya yapmış oldukları itirazlarının; davacı ... yönünden 2.008.315,10 TL, temlik alan davacı ... yönünden 349.684,90 TL asıl alacak, icra gideri, vekalet ücreti ile birlikte iptaline, hüküm altına alınan alacağın % 40'ı üzerinden hesap edilen 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak 803.326,04 TL'sinin davacı ...'e, 139.873,96 TL'sinin temlik alan davacı ...'a ödenmesine, birleştirilen Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas 2011/282 Karar sayılı davasında; davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine'' karar verilmiştir.
2. Karara karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Dairenin 19.04.2022 tarihli, 2021/8548 Esas, 2022/3734 Karar sayılı ilamıyla; davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verildiği,
Tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği,
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Avukatlık Kanunu’nun “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı 47 nci maddesi gereğince avukatın el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmesi veya bunların edinilmesine aracılık etmesi yasak olup bu düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu, bu madde ile avukatın üstlendiği hukuki yardımı kendi işi haline getirip çıkar sağlamaması, iş sahibine karşı tarafsız ve bağımsız bir şekilde vekalet görevini yerine getirmesinin amaçlandığı, o halde mahkemece asıl davada temlik alan ...’ın talebinin reddi ile sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği,
Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı vekilinin icra takibini 4.500.000 USD asıl alacak ve 2.756 USD işlemiş faiz toplamı 4.502.756 USD üzerinden başlattığı, eldeki davayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.358.000,00 TL alacak için açmış olup, davanın bu haliyle kısmi dava niteliğinde olduğu, Mahkemece dava dilekçesinde asıl alacağın fer'ileri ile birlikte iptali denmiş ise de, bu ifadeden işlemiş faizi kapsadığının anlaşılamadığı, bu nedenle faiz talebi olmadığı kabul edilerek hüküm kurulduğu, oysa dava dilekçesinin sonuç kısmında davacı ... adına 2.358.000,00 TL alacak miktarı için davalıların haksız itirazlarının taleple sınırlı olarak (2.358.000TL ve ferileri) iptali ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş olup, ferileri ibaresinin faizi de kapsadığı, hal böyle olunca mahkemece asıl alacağın faiziyle birlikte takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada davacı, alacağının 349.684,90 TL'sini avukatı ...'a temlik etmiş ise de bu temlik geçersiz olduğundan temlik edilen kısmın da hak sahibi davacıda kaldığı gözetilerek 2.358.000 TL yönünden davacının davasının kabulüne karar verildiği, dava dilekçesinde takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden açıkça talepte bulunulduğu belirtilmemiş ise de dava dilekçesinde asıl alacağın fer'ileri ile birlikte iptali denmiş olmakla ferileri ibaresi faizi de kapsadığından davacının talebini TL olarak yaptığı ve tarafların tacir olduğu gözönüne alınarak ticari işlerde uygulanan avans faizine hükmedildiği, bu miktar yönünden de %40 oranı üzerinden icra- inkar tazminatına hükmedildiği,
Asıl davada, davacıdan temlik aldığı 349.684,90 TL ve birleştirilen dosya da temlik aldığı 390.000 USD için Av.... tarafından talepte bulunulmuş ise de; Avukatlık Kanunu’nun “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı 47 nci maddesi gereğince asıl davada ...'ın temlik aldığı kısım yönünden ve birleşen dosyada ise icra dosyasından temlik aldığı kısım yönünden davasının reddine karar verildiği,
Birleştirilen Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas sayılı dosyasında açılan davada verilen karar Yargıtay ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiğinden bu dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği gerekçesiyle; ''asıl davada; asıl davanın kabulüne, davalıların Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/4691 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin davacı ... yönünden 2.358.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte devamına, temlik alan ...'ın davasının reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın %40'ı üzerinden hesaplanan 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, birleşen Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 Esas sayılı dosyası onanmak suretiyle kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına'' karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 10.10.2023 tarihli ve 2023/3212 Esas 2023/2628 Karar sayılı ilamıyla Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ... vekili ve davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı ... vekili; asıl davada ...'ın davanın açılmasından sonra HMK'nın 125 inci maddesine göre temlik ile sınırlı olarak davacı statüsü kazandığını, dolayısı ile temlik bedelinin temlik edene dönmesi, lâkin ... aleyhine maktu dahi olsa vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, asıl davada maktu vekâlet ücretine hükmedilen hususta, birleşen davada nispî vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürmüştür.
Davalılar vekili; taraflar arasında temerrüt faizi oranının belirlenmemiş olması sebebiyle uygulanabilecek faizin avans faizi değil ancak yasal faiz olması gerektiğini, davanın derdestlik nedeniyle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, yargılamada ödemelere dair hiçbir tespit yapılmadığını, davacının hiçbir zaman 4.500.000,00 USD ödediği iddiasında bulunmadığını, bu konuda bir inceleme yapılmadığı gibi sahte olduğu iddia edilen bir belgeyi icraya koyan kişiler iyiniyetli kabul edilerek, bu kişilerin ısrarlı bir şekilde bu belge sahtedir iddialarına rağmen belgenin alacak iddialarını kanıtlamış olduğunun kabul edildiğini, aleyhe icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, asıl davada temlik alan Av. ... yönünden temlik geçerli sayılmadığı gibi birleşen davanın da reddine karar verildiğini, hal böyle iken tamamı reddedilen birleşen dava ile ilgili olarak %40 oranında haksız takip tazminatına hükmedilmemiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, asıl davada kabul edilmeyen temlik ile ilgili olarak lehe vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığını, asıl davada alacağa takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alıcılar davacı ... ile dava dışı... A.Ş. ve satıcı davalılar arasında imzalanan adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödenen ve ''tutanaktır'' başlıklı belge ile tespit edilen bedellerin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 nci maddesi.
4. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile onama kararında da açıklandığı üzere birleşen davaya ilişkin hükmün 11.10.2022 tarihi itibariyle kesinleştiği, asıl dava yönünden bozma kararı doğrultusunda Avukatlık Kanunu'nun 47 nci maddesi gereği temliknamenin geçersiz olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğu, temlik geçersiz kabul edildiğinden temlik alan ... yönünden davanın reddedilmesi nedeniyle aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu, asıl davada bozma ilamı doğrultusunda asıl alacağa takip tarihinden itibaren faize hükmedildiği, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde kanuna aykırılık olmadığı, davalıların tazminat istemi yönünden ise alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden tazminata hükmedilmesine olanak bulunmadığı, ayrıca temyizde ileri sürülmeyen hususların karar düzeltme aşamasına ileri sürülmesinin mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davacı ... ve davalılar vekillerinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... ve davalılar vekillerinin karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,Aşağıda yazılı para cezalarının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,Fazla alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı ...'a iadesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.