"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2481 E., 2024/22 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/452 E., 2023/475 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 15.04.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... 'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak amacıyla davalıdan elektrik enerjisi temin ettiğini ve bu hususta sözleşme imzaladığını, davalı şirketin davacının aldığı elektrik enerjisi miktarını ve faturalandırmaya esas bilgileri sayaç okuyarak belirlediğini, ancak bu sayaç okuma bedelinin, sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak tahsil edildiğini, davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2007/Şubat döneminde fazladan alınan perakende satış hizmet (PSH) bedelinin tahsili için açılan davada, belirsiz olan sabit bedelin bilirkişi marifetiyle hesaplanması sonucunda sabit bedel düşülerek davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ileri sürerek; bu dönem hariç 2006/Eylül-2010/Aralık dönemindeki faturalarda her bir abonelik için sabit bedelin düşülmesi ile haksız olarak tahsil edilen PSH bedeli olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek gecikme zammı ve işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV'si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 29.09.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 1.320.671,48 TL'ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu bedelin muhatabının ... Elektrik Perakende Satış A.Ş. olduğunu, dava konusu edilen dönemde faturalarda yer alan diğer bedeller gibi PSH bedelinin de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kararları çerçevesinde tüketicilerden tahsil edildiğini, yapılan tahsilatın mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davaya konu abonelikleri nedeni ile nispi olarak PSH bedeli ödediği tespit edildiğinden, davacının ödemiş olduğu nispi PSH bedelinden maktu olan miktar düşüldükten sonra bakiyesinin davacıya iadesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak hesaplandığı üzere, davalı tarafın davacıdan davaya konu 6 adet abonelikten maktu olarak tahsil edilmesi gereken PSH bedeli düşüldükten sonra toplam 1.288.414,05 TL fazla tahsilat yaptığının anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile toplam 1.288.414,05 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 1.278.414,05 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ve faiz tutarı üzerinden hesaplanacak KDV'si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirketin tüketimlerinin 2007 yılı ila 2010 yılları arasındaki dönemde serbest tüketici sınırları dahilinde olduğunun belirlendiği, EPDK'nın Danıştay tarafından iptal edilen düzenleyici işlemi esas alarak 01.09.2006 ila 31.12.2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten, maktu ücretten ayrı tüketilen enerji miktarı (Kwh) üzerinden PSH bedelini haksız olarak tahsil ettiği, buna göre davacının bakiye alacağının usulünce hesaplanarak bu bedele hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan raporda 2006 Eylül- 2006 Aralık arası ile 2007 Ocak dönemlerinde PSH bedelinin toplamda KDV dahil 34.635,00 TL eksik hesaplandığını, 2007 Şubat dönemi hariç olmak üzere, 10010002870, 10010008470, 1000829100, 10000034460, 10000034200 ve 00000030050 nolu aboneliklerinden 2006 Eylül - 2010 Aralık tarihleri arasında hukuki dayanağı bulunmaksızın haksız olarak fazladan tahsil edilen PSH bedelinin KDV dahil 1.320.671,48 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun (6183 sayılı Kanun) 51. maddesinde öngörülen gecikme zammı ve işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV’si ile birlikte tahsilinin gerektiğini, kararda dava ve ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline dair hüküm kurulduğunu, ancak; hükmedilen bedele ilişkin faiz türü ve başlangıcının doğru olmadığını, sözleşme hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, sözleşmede 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanacağının belirtildiğini, Elektrik Piyasası İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğin 15/3 maddesine göre dağıtım şirketinin açık hatası nedeni ile davacı şirketten fazladan ve mükerrer olarak tahsil edilen bedellere ödeme tarihlerinden itibaren gecikme zammının uygulanması gerektiğinin açık olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; perakende satış tarifelerinin serbest olmayan ve serbest tüketici olmasına rağmen ikili anlaşma imzalayarak tedarikçisini seçmemiş tüketiciler açısından uygulanmasının gerektiğini, bilirkişilerin bu konuda çok genel bir ifade kullandığını, dönem/ay/yıl olarak ayrı ayrı değerlendirmek yerine basitçe bir rapor hazırladıklarını, serbest tüketici olmaya hak kazanmak ile serbest tüketici olmanın aynı şey olmadığını, davacı her ne kadar serbest tüketici olmaya hak kazanmış ise de bilirkişi raporunda belirtilen dönemler için bu hakkı hiç kullanmadığını ve görevli tedarik şirketi ile sözleşme ilişkisine devam ettiğini, bilirkişi raporunda davacının serbest tüketici olduğu değerlendirmesinin hatalı olduğunu, Danıştayın iptal kararından davacı tarafın yararlanamayacağını, bilirkişilerce hiçbir hesaplama yapılmadan, ilgili mevzuata atıf yapılmadan, davacı tarafın ödediği bedelleri geri isteme hakkının dayanağı açıklanmadan, çelişkiler giderilmeden, ileri sürülen itirazlar karşılanmadan rapor tanzim edildiğini, raporun hükme esas olabilecek nitelikte olmadığını, ayrıca davacı tarafın süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) 875 sayılı kararı ile 01.09.2006 ila 31.12.2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde PSH tarifesinin kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan dönemde davacı tarafından davalı şirkete elektrik tüketim bedelleri ile birlikte ödenen PSH bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı şirketin Danıştay tarafından iptal edilen EPDK'nın düzenleyici işlemine (metodoloji) dayanarak, davacı adına tahakkuk ettirilen faturalar ile tüketilen enerji miktarı (kW) üzerinden nispi olarak PSH bedeli tahsil ettiği, diğer taraftan davacının yıllık enerji tüketim miktarı dikkate alındığında serbest tüketici sıfatına haiz olduğu, bu durumda geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle, davalı şirket tarafından geçiş döneminde fazladan tahsil edilen PSH bedelinin davacıya iadesi gerekecek olup, istirdada konu alacak miktarının belirlenmesi noktasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, ayrıntılı ve açıklayıcı, hukuka uygun olduğu, abonelik sözleşmesinde yer alan hükmün içeriği dikkate alındığında alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin yerinde bulunduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.