"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1788 E., 2023/1207 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/263 E., 2019/868 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurum tarafından, diğer davalı şirketin vergi borçları nedeni ile müvekkili şirkete 09.02.2018 tarihli ve 494.545,28 TL tutarlı haciz bildirisinin tebliğ edildiğini, müvekkilinin davalı şirkete borcu olmadığını davalı Kuruma bildirdiğini, ancak haciz bildiriminin tebliğinden itibaren 7 günlük sürenin sehven geçirildiğini ve müvekkili şirketin haciz ihbarnamesinden kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek; müvekkili şirketin davalı şirkete ve diğer davalı Kuruma haciz ihbarnamesinden kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; davacının tebliğ olunan haciz ihbarnamesine yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu nedenle haciz ihbarnamesinin kesinleştiğini, yasal itiraz süresinden sonra davacı tarafından gönderilen bir yazı ile haciz ihbarnamesine itiraz edildiğinin bildirdiğini, bunun üzerine davalı şirkete gönderilen yazı ile davacı şirkete borcu olup olmadığının sorulduğunu, davalı şirket tarafından gönderilen belgeler doğrultusunda davacı şirketin borçlu bulunduğunun sabit olduğunu, bu itibarla davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin hukuka uygun ve yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi incelemesinde davacının 2017 ve 2018 yılları defter kayıtlarında davalı şirket ile aralarında ticari ilişki olduğunun, davacı şirketin C/H borçları bakiyesi olarak davalıya 08.01.2018 tarihinde 906.424,65 TL, 08.01.2018 tarihinde 184,36 TL ve 07.02.2018 tarihinde 205.252,38 TL ödeme yaptığını, davacı şirketin ticari kayıtlarına göre 07.02.2018 tarihi itibariyle davalı şirkete borcu bulunmadığının anlaşıldığı, yine her ne kadar davalı şirket davalı Kuruma verilen C/H ekstresinde alacaklı olduğunu beyan etmişse de bilirkişi incelemesi gününde incelemeye katılmadığı, yine defter ve belgelerinin yerinde incelenmesine dair talepte bulunmadığı, bu itibarla alacaklı olduğu yönündeki iddiasını ispat edemediği için davalı şirketin bu yöndeki iddialarına itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalı Kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2023 tarihli kararıyla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; davacı şirkete 17.02.2018 tarihinde tebliğ olunan haciz ihbarnamesine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun (6183 sayılı Kanun) 79. maddesinde yer alan yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından söz konusu haciz ihbarnamesinin kesinleştiğini, Kurum kayıtlarının tetkiki ve davalı şirketin gönderdiği belgeler doğrultusunda, davacı şirketin borcunun bulunduğunun sabit olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacı şirketin 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi uyarınca davalı şirkete ve yasa uyarınca diğer davalı Kuruma 09.02.2018 tarihli haciz ihbarnamesi sebebi ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçe, özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmasına ve söz konusu rapor ile davacı şirketin ticari kayıtlarına göre 07.02.2018 tarihi itibariyle davalı şirkete borcunun bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.