Logo

3. Hukuk Dairesi2024/922 E. 2025/488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı doktorun tıbbi uygulama hatası nedeniyle davacının rahminin alınması sonucu oluşan zararların tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı doktorun kusurunun değerlendirilmesi noktasında aynı uzmanlardan oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporlara dayanılarak eksik inceleme yapıldığı ve davacının itirazlarını karşılar nitelikte, farklı uzmanlardan oluşan bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/400 E., 2023/2268 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2019/205 E., 2021/459 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 27 yaşında gebe olduğu tarihte, gebelik kontrollerinin ve doğumunun davalı doktor tarafından yapıldığını, davalı doktorun sezaryan ile doğumu gerçekleştirmesi gerekirken normal doğum için diretmesi üzerine doğum sonrası kanamalarının arttığını ve gerekli işlemler yapılmadan rahminin alındığını, durumunun kötüleşmesi üzerine üniversite hastanesine sevkinin yapıldığını, özensiz şekilde rahmi alındığından üniversite hastanesinde iki kez operasyon geçirmek zorunda kaldığını, rahmin alınması nedeniyle artık çocuğunun olmayacağını ileri sürerek; şimdilik 5.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının gebelik kontrollerini düzenli yaptığını, gerekli tüm tetkiklerin yapıldığını, normal doğum olması konusunda diretilmediğini, doğum sonrası kanamanın meydana gelmesinde doğum şeklinin önemli olmadığını, rahmin alınmasının kanamanın durdurulmamasında kaynaklı olduğunu, kusurunun ve olayda illiyet bağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı doktorun kusuru ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dosyada mevcut bilirkişi raporlarında davalı doktorun uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunun belirtildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, Adli Tıp Üst kurulundan yeniden rapor alınması taleplerinin dikkate alınmadığını, davacının rahmi alındığından dolayı artık çocuğunun olmayacağını, davalı tarafın kusurlu eylemi sonucu olayın meydana geldiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık bulunduğu iddiasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece yargılama sırasında alınan Adli Tıp 7. İhtisas Kurulunca düzenlenen 11.08.2021 raporda, davalı doktorun uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu mütalaa edilmiş, savcılık aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu 7. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 12.08.2020 tarihli raporunun da aynı mahiyette olduğu görülmüştür. Davacı bilirkişi raporuna itiraz ederek yeniden rapor alınmasını talep etmiş, Mahkemece raporu sunan heyetin farklı olduğu ve farklı heyetin aynı yönde rapor sunmaları nedeniyle davacının itirazı yerinde görülmediği belirtilmiştir. Ancak 7. Adli Tıp İhtisas Kurulunca hazırlanan her iki raporda imzası bulunan 5 kişilik bilirkişi heyetinden üç bilirkişinin aynı kişiler olduğu görülmüştür.

O halde, Mahkemece, davacının iddiaları ve itirazlarını karşılar şekilde davalı doktorun kusurunun değerlendirilmesi noktasında Üniversite Öğretim Üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip olan yeni bir bilirkişi kurulundan, Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.