Logo

3. Hukuk Dairesi2025/471 E. 2025/1064 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması üzerine aynı mahkemece yeniden verilen ret kararının temyiz edilebilirliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın reddine ilişkin kısmın, karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında kalması gözetilerek davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/154 E., 2024/28 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; Yargıtayın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verilmesi halinde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, 6100 sayılı Kanun’un 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırına tabidir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1 (b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararda reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar (dava konusu yabancı para borcunun dava tarihi itibari ile Türk Lirası karşılığı) 88.368,00 TL olup karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,24.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1. Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan 30.00,00 USD alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlk Derece Mahkemesince daha önce davanın reddine yönelik davacı tarafın istinaf talebi hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan ret kararı verilmiş, bu karar Dairemizce davacı lehine bozularak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda yine davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya kanun yolu incelemesi için doğrudan Dairemize gönderilmiştir.

4. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.

5. 6100 S. HMK'nın 341. maddesinde hangi nitelikteki İlk Derece Mahkemesi kararlarına karşı kanun yolunun açık olduğu düzenlenmiş olup, buna göre kararın verildiği 2024 yılı itibariyle miktar veya değeri 28.250,00 TL ve üzerindeki malvarlığı davalarında verilen kararlar yönünden KANUN YOLU AÇIK tutulmuştur.

6. Oysa, kanun koyucu 3 hakimli bölge adliye mahkemelerinin kararlarına yönelik kanun yolu bakımından, bu mahkemelerin kanun yolu alt denetim yetki ve sıfatını haiz mahkemelerden olması sebebiyle HMK’nın 362/1-a maddesinde kesinlik sınırı çok daha yüksek tutulmuştur.

7. Somut olayda olduğu gibi, HMK 341/1-a maddesindeki parasal sınırlar yerine, Daire çoğunluğu tarafından, kanun koyucunun HMK 362/1-a maddesi uyarınca ancak bölge adliye mahkemeleri açısından uygun gördüğü kanun yolu parasal sınırının, HMK’nın 374/3 maddesi uyarınca doğrudan temyize tabi ilk derece mahkemeleri kararları yönünden de uygulanmasını adil yargılanma ilkesi ile hukuki güvenlik ilkelerine aykırı olarak gördüğümden, çoğunluk kararını bu yönden isabetli bulmuyorum.

8. Bunun yanında; eldeki davada davacı yönünden temyize konu edilen dava değeri toplam 30.000,00 USD olup, İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2024 olan karar tarihi itibariyle Dolar/TL kurunun 30,7848 TL olduğu, (30.000,00 Euro'nun hüküm tarihi itibariyle değerinin 923.544,00 TL) olduğu, HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemedeki “… kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü…” sözcüğünden hareketle, yüksek mahkemeye erişim ve “adil yargılanma hakkını mümkün kılan” bir şekilde yorumlanarak, Mahkemenin dava olunan şeyin karar tarihindeki değerine göre temyiz miktar sınırının değerlendirilmesi gerektiği, 923.544,00 TL dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz miktar sınırının (2024 yılı itibariyle İlk Derece Mahkemeleri kanun yolu sınırı olan 28.500,00 TL'nin ve nitekim Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı 2024 yılı itibariyle öngörülmüş olan 378.290,00 TL'nin dahi) üzerinde olduğundan sayın Daire çoğunluğu tarafından temyiz isteminin miktar yönünden reddine dair verilen kararı bu yönüyle de isabetli bulmuyorum. 24.02.2025